#tüm itsnotrightbutitsokay entry'leri

Pendik sahilde açılması beklenirken bir avm'de (pendorya) açılan ve gittiğimde yer için yaklaşık 50 kişinin sıra beklediği restaurant.

Başıma bir şey gelmeyecekse henüz lezzeti ile tanışmadım, can atmıyorum da, ayrıca madem bu denli ilgi olacak daha büyük yere açsanıza.
Yunanistan diyorum kesinlikle. Hatta birkaç gün önce başvuru yaptım, umuyorum iyi bir süre ile dönüş alırım.
Yıllar öncesi yaşadığım bir olay ki hafızamdan silemiyorum.

Ayakta kolu kırık ve sarılı bir genç var, yer veriyoruz istemiyor, illa ayakta gidecekmiş. Derken bi teyzeye çarpıyor bu arkadaş ve kadın çocuğa bağırmaya başlıyor durumuna aldırmadan, yandaki adamlardan biri de biraz anlayışlı olmasını söylüyor ama kadın sürekli konuşmaya devam ediyor. Çocuksa kibarlığını bozmuyor.

Derken adamın biri dayanamıyor ve "sus be kadın, sus" diyor, kadının cevabı aynen şöyle geliyor: sen benim kadın olduğumu nerden biliyorsun.

Adamdan da yanıt gecikmiyor: Belli.
Avusturya'nın batısında yer alan bir şehirmiş. Sadece sahneleri için görmek istediğim yerler listesine ekledim hemen.

Carmen Operası

Aida
Sözlük yazarlarının yaşı genç malum tamam bu sayılan dizileri biz de bir yerden yakaladık ama bizim de Yalan Rüzgarı'mız, Hayat Ağacı'mız falan vardı, bitmek bilmezdi, bir yıl izlemesen sanki kaldığı yerden devam ederdi.

Gündemdeki dizi furyasına başlamamsa Lost ile oldu kuşkusuz, sonra Dexter, Prison Break, Rome falan durumu tetikledi.
Başlığımızı açalım, Eurovision fanlarını bir araya toplayalım. Belki seneye Portekiz'e de gideriz hep birlikte yarışma için ya da olmadı kritiklerini yaparız burada.
Bir yıldan fazladır yazar kadrosuna alınmadığım Ekşi'de beklemek yerine geldim ve burada hemen üye olmamla yazar oldum, adamların keyfini mi bekleyeceğim ya.

Hoş geldin gezgin sözlük, ekşi sözlük'e benzeme de hiç.
Asım Can Gündüz gibi sıcak, sempatik bir adamın oğlu, benzer doğallık kendisinde de var. Sahneye yakışıyor.

Lanet piyasa içine umarım bulaşmaz ve kendi bildiğini yapmaya devam eder.
Öncelikle gerçek hayattan uyarlanması filmi çekici kılıyor, özellikle final çok çarpıcı, eğer gözleriniz dolmuyorsa hakikaten ruhsuzsunuzdur.

Sonrası oyuncular çok başarılı, olaya başka açıdan bakan arkadaşlar olmuş, orasını bilemem, izlediğimle hükümlüyüm ama takıldığım bir yer var.

Filmin senaryo yazarı Yiğit Güralp'in adının jenerikte yer almaması. Bunu ciddi kınamak gerek. Bir senaryo filmin ilk adımıdır, o olmazsa olmaz, bu adam ne yaptı da buraya dahil edilmedi, okudum ettim anlamadım.

Fahir Atakoğlu'nu da atlamamalıyım, ruhu çok iyi tamamlayan bir sunum izledim. Ne bileyim işte gidin izleyin ya, sinemadaki kuyruk bile mutluluk verdi bana. Saçma saçma türk filmleri arasında bir güzellik Ayla.