#tüm gezentuccar başlıkları

Marx'in ekonomi, siyaset ve tarih felsefesine ilişkin görüşlerini temele alan izleyicileri onun adına bağlayacakları Marksizmi kurmuşlardır. Marksizm genel olarak -izmler, varlık alanının bir bölümüne ilişkin yapılmış olan açıklamaların genişletilerek onun bütününü kapsayacak biçimdeki iddialar bütünüdür. Marx'in izleyicilerinden F.Engels, RXuxembourg, V.I.Lenin, L.Trotsky, E.Mandel benzer bir yöntemle insan, toplumu ve bunların tarihini açıklayan bir model olarak Marksizmi geliştirmişlerdir. (bkz: dhkp-c)
açılımı Devrimci Halk Kurtuluş Partisi-Cephesi. olan etnik milliyetçilik yapan eylemlerini silahlı olarak gerçekleştiren bir gruptur. kürt halkı tarafından desteklendiklerini ve marksist bir söylemle özgürlük arayışlarının olduklarını savunurlar. kendini devrimci sanan cahil insanlar beyni yıkanmış böcek sürülerinden başka bir şey değildir. (bkz: devrim)
30 Mart 1972'de (bkz: deniz gezmiş), (bkz: yusuf aslan) ve (bkz: hüseyin inan)'ın idamını engellemek üzere Ünye Radar Üssü'nde görevli olan üç teknisyeni rehin alarak Tokat'ın Niksar ilçesinin Kızıldere köyünde bir eve sığınan on devrimci, yürütülen askeri operasyon sonucu öldürüldü.

türkiye'deki devrimci hareketlerin kolektif belleğinde bir mihenk taşı olarak kabul edilen bu olay etrafında şekillenen "bellek rejimi"ni daha iyi anlamak için sistemden rahatsız olan gençlerin bu devrimci eylemleri araştırması gerekmektedir.

"Kızıldere"nin kolektif belleğinin kuşaklar arası aktarımını sağlayan ve Türkiye'deki devrimci hareketlerin on yıllardır yeniden ürettiği başlıca hatırlama pratiklerini ve bu pratiklerde öne çıkan temel anlatıları tartışır. Buradan hareketle "Kızıldere" ye atfedilen çeşitli anlamların ve değişen zamansallıkların farklı bellek katmanları oluşturduğunu ve geçmişin devam eden bir deneyim haline geldiğini iddia eder. "Kızıldere" nezdinde geçmiş deneyimlerin, hatırlama yoluyla şimdiki anın ihtiyaçlarına göre sürekli yeniden şekillendiğini ve anmaya konu olan tarihsel olay ile onun etrafında gelişen kolektif belleğin, geçmişe ait olduğu halde bugüne ve geleceğe hizmet ettiğini öne sürebiliriz.
(bkz: nihat genç)'in sözlerinden birisidir. günümüz siyasileri ile onların şakşakçılarına hitafen söylenmiştir.
türkiye'de yaşayan her canlının içinde bulunduğu sistemdir. bu canlıların içinde hayvanlarda mevcuttur. takip etmek hayvani bir içgüdüdür. örneğin elinizi yukarı kaldırdığınızda kedi köpek ve diğer hayvanlar sürekli elinizi takip eder, ve elinizde mama veya dikkat çekici bir şey varsa hayvanlar ilgisini başka yöne kaçırmaz sürekli sizi takip eder. azar azar verdiğiniz mamayla hayvanları eğitebilir ve ona verdiğiniz cezalarla uygulamak istediğiniz kurallarınızı gerçekleştirebilirsiniz.. insanlar için yapılanda budur. el yukarı kaldırılır (bkz: rabia selamı) çeşitli mama ve ısıtıcı materyallerle (bkz: makarna ve kömürle devlet yönetmek) insanlar eğitilir. ve iyi eğitilmiş bir insanla herşeyi yapabilirsiniz. iyi eğitilmiş bir türk dünyaya bedel olabilir.
türk selamına benzemez sağ kolun yukarı doğru dik bir şekilde uzatılmasıyla gerçekleştirilir. çoğu insan (bkz: hitler selamı) veya nazi selamı olarak bilir.insanlara beni takip edin havası katar. günümüzde islam ülkelerinde benzer bir selam çeşidi çıkmıştır. (bkz: rabia selamı) tarih boyunca bazı kendini bilmez devlet yöneticileri bu tarz selam biçimlerini kullanarak kendi gibi düşünen, kendisinin hayat felsefesini hayatına uygulamaya çalışan insanları etrafında toplamaya çalışmıştır. milyonların arkasında yürüdüğü adam olmak. (bkz: firavun) yönettiği insanlardan çok daha üst ve konforlu bir yaşam elde ederek, arkasında yürüyen insanların üzerinden geçinen bir çakal gibi yaşam sürdüren bu hayvanlar kendine benzer diğer insan hayvanlarını, bir selamlama biçimiyle kontrol edebilmektedir.

yukarıdaki görüşten de anlaşılacağı üzere etrafınızda hayvanların toplanmasını istiyorsanız statükoda geçerli olan selamlama çeşidini günün koşullarına göre değiştireceğiniz söylemlerle başarmanız mümkündür.
küfür burjuvazinin ağzında lağım çukurudur, işçi sınıfının ağzında açan çiçektir. (bkz: can yücel)
canım cicim aylarında görülen ve gelecekte de tarafsız bir sözlük hayalinin gerçekleşeceğini ümit ettiğimiz durumdur. 2017 yılında gezgin sözlük ailesine dahil olan yazarların genellikle gezgin entelektüellerden oluştuğunu görmek basma kalıp düşüncelerden uzak olduğunu yazılan postlardan okumak gerçekten heyecan verici bir durum. her ne fikirde olursa olsun bu fikrini saygı ve hukuk çerçevesinde empati kurarak özgürlükleri tartışan bireysel hakaretlerin olmadığı (bkz: sisteme küfür etmek) insan haklarını dile getirenlerin sözlüğü olmasını temenni ediyor. sözü diğer yazar arkadaşlarımıza bırakıyorum.
insanoğlunun ilk çağlarda hayvanları eğiterek ehlileştirilmeleri ve sonrasında kendi ürettikleri insanlarında eğitime ihtiyacının olduğunu düşünmeleri sonucunda ortaya çıkan sorunlar silsilesinin ortadan kaldırılması durumudur. bu sorunlar silsilesi sadece türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunudur. eğitimli insanların ölüm makinesine dönüşmesi sonucu ortaya çıkan sorunları ortadan kaldıracak bir eylemdir. dünya üzerindeki her insanın köylü olmasını savunan görüştür. (bkz: köylü milletin efendisidir.)

"üçüncü dünya savaşında hangi silahların kullanıldığının önemi yok. dördüncü dünya savaşı taş ve sopalarla olacak" (bkz: albert einstein)

eğitim sistemi Bir insanın başka bir insanı eğitmeyi kendine görev edinmesiyle ortaya çıkmıştır. gereksizdir. hiç bir insanın eğitime ihityacı yoktur. eğitim kavramını dünya literatüründen kaldırırsak dünya daha yaşanılabilir bir hal alacaktır. insanoğlu doğal seleksiyonuna bırakılırsa dünya normalleşme evresine geçecektir. nüfus azalacak savaşlar olmayacak. doğa kendini yenileyecektir. ilk çağ insanları gibi yaşamak gerçekten daha mantıklı geliyor bazen. teknolojinin hayatımızı kolaylaştırması sonucu ödenen bedellerin daha ağır olması savaşlar yıkımlar v.s buna örnektir.

insanoğlunun olmazsa olması toprak, ateş, su ve havadır. (bkz: ne oldu zoruna mı gitti) insan hayatını bu dört maddeyle sürdürebilir. bunlar onun için daha sağlıklı ve sürdürülebilirdir.

hastalık ve salgınların olması yine insanların doğayı bilinçsiz kullanımıyla alakalıdır. doğaya uyum sağlamak insani bir iç güdüdür. kedilerin sıçtıkları yeri toprakla örtmesi hayvani bir içgüdü olduğu gibi. eğitim olmayınca insanlar hayvanlar gibi yaşamaz insan yine insan gibi yaşar eker biçer gezer birlikte yaşama eylemini gerçekleştirebilir. dağ köylerinde organik bir hayat süren köylüleri buna örnek verebiliriz.