#tüm finansal-hesap-makinesi entry'leri

2012 de 10 tanesini 1 euroya aldığım anahtarlık. sonrada çok dandik bulup kimseye hediye etmedim o ayrı.
newyork'tan ankara'ya geliyorum, istanbul'a kadar olan ilk 10 saat mutlu mesut geçmiş, yemek dışında hep uyumuşum negzel. istanbuldan ankara ucagina bindim kafam rahat, 1 saat ne ki hemencecik evimde olucam ehi ehi diye hayal kuruyorum. yine uyumuşum, ucagin sarsıntısıyla uyandım piste inmek üzereyiz ama ucak sallanıyor, derken yanımda oturan taliban sakallı adam bana dönüp üzerime kusmaya başladı. evet cam kenarındayım kaçacak hiç bir yerim yok ve onun bunun cocugu taliban sakallı önüne kusmak yerine soluna dönüp üzerime kusmayı tercih etmişti. sonrasında bütün uçak boşaltıldı, hostesler üstümü başımı temizlemeye çalışıyor ama nafile.

Bu da böyle iğrenç bir anımdır.
bazen analiz yapacak lüksün olmaz. Graz'da pazar sabahı saat 6'da otobüs garına gidebilmek icin otostop cekiyoruz. (tramvayın pazar günü calısmadıgını sonradan farkettik) o havalı graz ahalisinden kimse durmazken, bob marleyin graz subesi bir anda durdu. arabada reggae çalıyordu, ben zaten böbreklerimi çok sevmem diyip bindik. grazlı bob bizim icin yolunu degistirerek bizi gara son anda bıraktı. adama tesekkur edecek (allah razı olsun tarzı) birsey ararken "god bless you" dedim.
ev beklentisiyle gidip karavanla karsilasma durumudur. Couchumuz megerse 2 hafta önce ev sahibinin almanyadan oglunun gelecegi bahanesiyle evden cıkarılmıs, o da karavanında yasamaya baslamis. Ama noldu 2 gece kalacagimiz yerde 1 hafta kaldık. Sicilya'da hergün yeni bir manzarayla uyanmak da bonusu.
herkes italya'ya filan gitmiş, beni 5 yaşında azerbaycan'a götürüp orda da hasta edip 2 ayın 2 haftasını hastanelerde geçirmeme sebep olan aileme şurdan sevgilerimi yolluyorum. (bkz: azerbaycan hastaneleri)
ingilizce geliştirmek için gideyim diyorsanız italya'ya gitmemeniz gereken programdır. İtalyanlar zaten ingilizce bilmezler, tamam abi sorun yok ben diğer erasmuslularla konuşacam zaten karı kız düşürecem ehe ehe diyorsanız da, size kötü haber; italya'ya gelen erasmusluların %48'i türk, kalan %48'i ispanyol (ki onlar da ingilizceden bihaberlerdir) kalanı da çeşitli milletlerden oluşur.
tam 1 yılımı geçirdiğim, karış karış gezdiğim, ingilizce bilmeseler de yabancılara yardımcı olmak için çabalayan tatlı, nazik, kibar insanları barındıran, bürokrasisi bizimkinden bile kötü olan, pizza ve makarna cenneti güney avrupa ülkesidir.