#tüm extreme-noise entry'leri

Vardar nehri şehri ikiye bölüyor. bir tarafta türkler ve arnavutlar yaşarken diğer tarafta makedonlar yaşıyor. ayrıca heykel fazlalığı olan bir yer. sanki birisi çıkıp 'biz bu meydanları kenarları köşeleri heykellerle dolduralım. böylece daha avrupa şehri gibi gözükürüz' diyerek ortaya laf atmış. onun doğrultusunda en eskisi 2-3 yıllık olmak üzere buldukları her yere bir heykel koymaya başlamışlar. bu kadar çok ve birbirinin aynısı heykeller görmek bir yerden sonra rahatsız ediyor. yine de vardar nehri üzerine yeni yapılan Eye Bridge ve Art Bridge köprüleri fikir olarak güzel. art bridge üzerinde Makedonyalı ressam ve müzisyenlere ait 29 tane heykel bulunurken eye bridge köprüsünde makedonya tarihinde ve kültüründe önemi olan kişilerin heykelleri var.
yunanistan'ın başkenti ve en büyük şehridir. batı medeniyetlerinin temeli olarak görülen antik yunan kültürününde başkentidir. şehire silüetini veren atina akropolisine mutlaka çıkmak lazım.
Leonardo da Vinci ve Michelangelo gibi ünlü sanatçıların yetiştiği , rönasansın temellerinin atıldığı şehirdir. medici ailesinin şehir üzerinde bıraktıkları etki büyüktür. tarihten gelen kültür ve mimari her sokakta karşınıza çıkar. Signoria Meydanı birbirinden değerli heykellerle tam bir açık hava müzesidir. Şehirde bir çok noktadan kubbesi görünen floransa katedrali kendisine hayran bırakır. günümüzde kuyumcu dükkanlarıyla dolu olan Ponte vecchio köprüsünü gezenlerin genelde gözünden kaçan detay ise köprünün hemen üzerinden geçen bir tünel olmasıdır. medici ailesi nehrin iki yakasında bulunan saraylarına halkın arasına karışmadan rahatça geçebilmek için bu tüneli yaptırmış. yoğun turist çeken bir şehir olduğu için genelde müzelerin önünde hep sıra vardır. yeme içme ise biraz pahalı.
otostop çekerken şans eseri aracına bindiğimiz gazeteci gezgin yazar. açıkcası araca binene kadar kendisini tanımıyorduk. muhabbeti keyifli , güler yüzlü ve sıcakkanlı birisi. bizi fethiye'de indirdikten sonra imzalı hayata yolculuk kitabını da hediye etmişti. gezimizin geri kalanında kitabı fırsat buldukça keyifle okuduk. eğer buraları okuyorsa kendisine selam olsun :)
avrupa birliği ve nato gibi kuruluşların merkezleri brüksel'de bulunduğu için avrupanın başkenti olarakta adlandırılır. avrupa'nın en güzel meydanlarından biri kabul edilen grand place'ye mutlaka gitmek lazım. meydanda brüksel kent müzesi ve belçika bira imalatçıları müzesi bulunuyor. eğer vaktinde giderseniz ünlü çiçek halı festivalide yine bu meydanda yapılıyor. şehirde meşhur manneken pis adında nam'ı diğer İşeyen Çocuk Heykeli var. bütün hediyelik eşya dükkanlarında boy boy anahtarlıklarını magnetlerini göre göre heykelin orjinalini merak eder ve şehirde aramaya başlarsınız. en sonunda heykeli bulduğunuzda çok büyük bir hayal kırıklığı ile kalırsınız. 30 cm boyunda ne olduğu belli olmayan bu heykele ayırdığınız zamana üzülürsünüz. ne olursa olsun önünde sürekli sonu gelmeyen ve durmadan heykeli sağdan soldan önden arkadan çekmeye çalışan japon turist kalabalığı vardır.
eskiden yugoslavya'nın günümüzde ise sırbistan'ın başkentidir. merkezde kalemegdan adında kale alanı ve park vardır. Burada keyifle çimlere yayılabilir , kale içerisinde turlayıp , en yüksek tarafında da şehir manzarasının tadını çıkartabilirsiniz. Ayrıca şehir merkezinde 1999'da Kosova Savaşı'nın ardından gerçekleşen NATO bombalamalarında hasar gören binaların bir kısmı hala öylece durmaktadır. tabi konudan habersiz gezerken bir anda yarısı havaya uçmuş camları kırık yapılara denk gelince insan ister istemez üzülüyor. sanılanın aksine türkiye'den geldiğinizi söylediğinizde insanlar size gayet sıcakkanlı yaklaşıyorlar.
ekşisözlük'te yazar olanlar ya da yazar olmak isteyenler bilirler. ekşi'de üyelik oluşturduktan sonra yazar olabilmek için sıraya alınırsınız. sıranız her gün sisteme giriş yapmanıza ve girdiğiniz entryler doğrultusunda değişir. yıllardır ekşisözlük okuyucusu olsam da hiç yazar olmayı düşünmemiştim. ta ki 4 ay öncesine kadar. bu geç kalınmış hareketle yazar olmaya karar verip üyelik oluşturduğumda kendimi 36bininci sıralarda buldum. düzenli olarak entry girip elimden geldiğince aktif olmaya çalışsam da sıram 28binle 34bin arasında sürekli değişiyor. bu sıra sürekli değişirken insan bir adım daha yaklaştım iki adım daha geriye düştüm diye kendi kendine sayıklanmaya başlıyor. aramızda benim gibi ekşisözlükte çaylak acısı çekenler varsa buyursunlar.
yeşillikler içerisinde kalan şirin ve sakin başkent. aynı zamanda avrupa'da suç oranının en düşük olduğu şehirlerin başında gelir. Şehirin ortasından geçen nehrin üzeri köprülerle doludur. aralarında en meşhur olanı köprü giriş çıkışlarında 4 tane ejderhanın bulunduğu köprü. Ejderhalar o kadar popüler ki şehirde ki rögar kapaklarına bile işlenmişler ve her hediyelik eşya satan dükkanda karşınıza çıkıyorlar. eğer buraya yolunuz düşerse metelkova'yı görmeden gitmeyin