#tüm engewal entry'leri
ofis mobilyası alacak bir firmaya teklif gönderirken şirket logomuzun yerine fenerbahçe logosu eklemişim. Ne zaman yaptım neden yaptım hala bilmiyorum.
kuru fasulye - pilav - cacık
Dün akşam Manchester City maçını izliyordum, eşimin duşa girerken acıktım demesi ile ayaklanıp o çıkana kadar yarım paket makarnayı domates sosu ile servise hazır duruma getirmem durumu sayılıyor ise ben de bu kategoriye girebilirim..
'ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm' diyenlerin tercihidir.
Cumartesi günü kahvaltı yaparken (masalar dip dibedir bilirsiniz) yan masamda oturan bir hanımefendinin yanına gelen ex aşkı ile aralarında olan biten ne varsa öğrendim ve yaşam enerjim söndü. Adam kızı aldatıyor, kızcağız öğrendiği an telefon numarasını değiştirip her yerden engelliyor ve ulaşım yollarını kapatıyor. Bunlar altı ay sonra ilk defa gelip benim yanımdaki masada konuşmaya başlıyorlar. Kız ağlar gibi oldu, çocuk yeni birini bulduğunu itiraf etti ve masadan kovuldu. Ayrıca pişi adlı mekanda çok ünlü bir hanım abla tanınmamak için kaynakçı gözlüğü ve devasa kapüşonlu bir sweat ile kahvaltı yapmaya çalışıyordu, üzüldüm..
Atraksiyonlu durumlarda hiç olmadım ama oturduğum semt itibarıyle -okmeydanı- birkaç yıl öncesine kadar ayda bir tadına bakardık bunun sokakta dolaşıyorsak. Bir de Gezi zamanı traş olmak için Taksim'e gittiğimde (bkz: birol şenel) sağlam yemiştim yüzüme gözüme ölüm gibi bir şeydi...
Üniversite zamanı arkadaşların gazlaması ile başlayıp, aylar sonra kız arkadaşımın çok kötü kokuyorsun demesi ile bir anda bıraktığım zehir. Normalde içene laf etmem, banane zaten ama Zincirlikuyu metrobüs durağında o kalabalıkta içip milletin üzerine dumanı üfleyen insanlar var acayip derecede gıcığım onlara.
Yüzüklerin Efendisi izlediğimden beri Yeni Zelanda hep aklımın bir köşesinde ama sanırım şimdilik imkansız.
istanbul'dan uzak olan istanbul semtleridir..
Tam o esnada dikizleyen birinin varlığını fark etmek epey gıcık bir durum.
@millatangelme bence public
@millatangelme bence public