#tüm eivorian entry'leri

çok sıkıldım artık. bu aralar hiçbir şey yolunda gitmiyor. sanki her şey ters gitmeye anlaşmış da birlikte önümde dikiliyor.
herkes haklı olarak kızım ne zaman mezun olacaksın diye soruyor. ben hala bu saatte (2:14) saçma sapan bir ikinci sınıf dersinin lab vizesi için lan ben bunları anlayamıyorum diye ağlama eşiğine geliyorum. bu son dönem kesin vermem lazım dediğim bütün derslerin notları da yerlerde geziyor. nasıl kurtarıcam bilmiyorum.
insanlara hiç tahammülüm kalmadı. birisi karşımda iki dakikadan fazla konuşunca ağzına piknik tüpüyle vurasım geliyor. kimseye karşı alttan da alamıyorum. çok arkadaşımı kaybettim şu son zamanlarda sırf bu yüzden.
hiçbir şey yapamıyorum. canım yataktan çıkmak istemiyor. ders çalışayım, olmadı dışarı çıkıp gezeyim dedikçe daha da yatağa gömülüyorum. yemek yemek bile zor geliyor, yesem de tat almıyorum.
ne olacak bu halimiz acaba, sonumuz hayrolsun
yeni apple ürünüdür.
her ne kadar apple ürünlerini çok tercih etmesem de gayet beğendiğim telefondur. baya güzel yapmışlar, ama o fiyat nedir. bilemiyorum değer mi değmez mi. aynı fiyata çok daha değişik şeyler alabilirsiniz, belki daha çok bile iş görür.
(bkz: lama)
benim için arada atıştırılacak yiyeceklerdir.
genellikle büyük şeyler götürmem, sonuçta her şeyden hem oralarda da var hem de oraların yemeklerini yemek lazım. ama badem gibi şeyler götürmek gerek diye düşünüyorum, hem insanın elinin altında oluyor, hem yer kaplamıyor falan falan.
bir anda gelişen olay.
ya nasıl oluyor anlamıyorum, ne zaman birinden hoşlansam bir adım atsam falan bir bakıyorum vay kardeşim olmuşuz. fakat böyle böyle baya bir kanka biriktirdim.
-temiz çarşaf kokusu
-taze kahve kokusu
-küçükken apartmana girince yayılan kızartma kokusu, hele bir de sizin evden geliyorsa
gitmesi kolay, gezmesi ucuz olan ülke.
ilk gittiğimde yanımda para yoktu, dil de bilmiyordum. ilk uçakla dönerim herhalde dedim. fakat ikinci günden aşırı sevdim, hatta sanki çok daha öncelerden beri sürekli geldiğim bir yermiş gibi hissettim.