#tüm eivorian entry'leri

ben bugün mezun oldum arkadaşlar. an itibariyle aldığım son derslerin de notları girildi. yazarken hala inanamıyorum. sokaklara çıkıp sonunda oldu lan diye bağırasım var. dile kolay, beş yılımı verdim bu okula. çok ağladım, çok sabahladım. belki onlarca kez yapamıyorum ben bırakıcam dedim ama sonunda başardım. ama benimle bu coşkuyu paylaşacak kimsem yok şu an yanımda. olsun.
sıvı kanser elde etmek için güzel olduğunu düşündüğüm yöntemdir.
nedenini bilmediğim bir şekilde beni de içinde bulunduran gruptur. dünyalarca derdim, tasam olsun, uykusuzluktan öleyim, yorgunluktan sürüneyim yine de kendimi hep gülümserken buluyorum. sahi, delirdim mi acaba?
kesinlikle burada yaşamak istiyorum dediğim tek şehir olan verona'dır benim için.
her sene söylenen cümledir. kişilerde yeter ve gerek cesaret olmadıkça da söylenmeye devam edilecektir.
yıllarca bu sene kesin yapıyoruz dedim, dedik. hele üniversiteye geçince tamam dedik bu üniversite aktivitesi kesin yapıcaz. fakat ya son dakika planlar iptal oldu, ya bir şeylerin biletini alalım falan dediğimiz zaman aman abi yaaa diyen gevşekler oldu, hiçbir zaman gidilemedi.
ancak umudumuzu kaybetmeyelim arkadaşlar, biz bu sene kesin yapıyoruz dedik gözümüzü kararttık ve yaptık, iyi ki de yaptık.

(bkz: yapacağız dedik yaptık)
fiyat performans açısından harikadır. arpenaz 10 iyi ki almışım dediğim çanta, minicik ebatıyla çok şey alıyor. forclaz 60 interrail kurtarıcısıdır, fonksiyonel cepleri ile hayatınızı kolaylaştırır.
interrail yaparken bir ay boyunca kullandığım çanta. aşırı kaliteli değil, fakat fiyat performans açısından aşırı memnun kaldım. bel desteği efsane olmasa da günü kurtarıyor. cepleri falan gayet güzel yani. bence eğer pahalı olmasın, işimizi de görsün deniyorsa ideal çantadır. hele yanına bir de arpenaz 10 alınırsa tadından yenmez.
insanın değişik bir heyecan içine girdiği andır. bir ferahlama hissi gelir önce. sonra ise bütün vücudu bir enerji sarar. gezinin belki de en güzel anlarından birisidir.

bu seneki yola çıkış hikayemi paylaşmak istiyorum sizinle. üniversitenin son seneleri, bölümün en korkunç dersleri kalmış. ödev, sınav, proje derken kafayı yemek üzereyiz. sabahlara kadar okulda ders çalışıyoruz, notlar düşük geliyor falan halimiz felaket.
o zamanlar çok da yakın olmadığım bir arkadaşım var yanımda, o da benim gibi usanmış. bana o dönemi birkaç kelime ile özetle deseniz gözyaşı, sinir, stres derim. bir gün yine ders çalışıyoruz birlikte, ama her şey nasıl üstümüze geliyor, nasıl bıkmışız anlatamam. bir dersten kalsak okul uzuyor, ödev yetişmese dersten kalıyoruz falan falan. hani o buradan gitmem lazım hissi gelir ya bazen, her şeyden uzaklaşmak ister insan. işte tam o haldeyiz. bir anlık gazla dünya haritasını açtık, baya bir baktıktan sonra italyaya tek yön bilet aldık. sonra da bir interrail bileti. işte biz böyle bir anlık gazla yola çıkmaya karar verdik. iyi ki de çıktık. normalde hep bu sene kesin yapıyoruz denilen planlardan birisi gerçek oldu. o kadar bıkkınlığın içinde o yola çıkmaya karar verdiğimiz anın yarattığı ferahlık, huzur başka hiçbir şeyde yok. şimdi yazarken bile o mutluluğu hissedebiliyorum. hem harika anılarım oldu, hem de o çok da yakın olmadığım arkadaşım kardeşimden öte yakınım oldu.
en güzel andır yola çıkılmaya karar verilen an.


edit: yazım hatası
herkesten ve her şeyden bıktım. hiçbir şey yapmak istemiyorum. sanki geçen her dakika için mideme iğne batırıyorlar. keşke insan kendini tutup fırlatabilse, kendini kusabilse. aslında şu an bunu bir entry olarak girmenin de saçma olduğunun farkındayım, ama bazen insanın elinden yapabilecek daha iyi bir şey gelmiyor. birine söylemek sıkıntıyı hafifletir derler ya, onu deniyorum işte. bakalım hayırlısı.