#tüm babamizataturk entry'leri
bugün sitelerinden gidiş dönüş (bkz: viyana ) ya 290 liraya bilet aldım.
yetmedi munih gidiş amsterdam dönüş 320 liraya bilet aldım. fiyatların komikliğine bakar mısınız ?
neymiş su vermiyormuş, size su veren havayolunun uçağını ...
yetmedi munih gidiş amsterdam dönüş 320 liraya bilet aldım. fiyatların komikliğine bakar mısınız ?
neymiş su vermiyormuş, size su veren havayolunun uçağını ...
baştan sona haklı olan reklam kampanyası. ülkenin yarısı eğer pegasus olmasa tuvalete bile gidemez. hele hele (bkz: wizz air ) gibi firmaların ülkeden çekilmesinden sonra hiçbir anlamı kalmaz.
(bkz: ucuz uçak bileti)
(bkz: ucuz uçak bileti)
pek katılmadığım başlık. eğer rotanızda (bkz: kuzey ışıkları ) hallstatt, interlaken, (bkz: bernina express) i böyle düşünmeniz veya eğlenememeniz normaldir.
kışın gidecek arkadaşlar mutlaka ama mutlaka isviçreyi rotaya koymalıdır.
kışın gidecek arkadaşlar mutlaka ama mutlaka isviçreyi rotaya koymalıdır.
binbir umutla gittiğim viyana kahvesi buluşmalarında hayal kırıklığıyla döndüm. yöneticisi bir çocuk dışında hepsi kalite olarak yerlerde. ne amaç belli ne muhabbetler sarıyor. 20 erkek 1 kız sebepsiz oturup dağıldık.
(bkz: earth to earth )
''
arzularım muayyen bir haddi aşınca
ve kulaklar sözlerime sağırlaşınca
bir ihtiras duyup vahşi maceralara
çıkıyorum bulutları aşan dağlara.
tanrıların başı gibi başları diktir,
bu dağları saran sonsuz bir genişliktir,
ben de katıp vücudumu bu genişliğe,
bakıyorum aşağılarda kalan hiçliğe.
''
bir öğretmen, bir yazar, bir sosyalist, bir baba, en aşık, en cesur, en mücadeleci yanıdır bu ülkenin.
"ey, bir cılız kalemden dile gelen gerçek… sen devleri korkutacak kadar mı korkunçsun?"
sabahattin ali bugün 2 nisan 1948'de kaleminden çıkan gerçeklerin korkuttuğu devlet tarafından katledildi. o sırada tamamlamak istediği 'ankara' adlı bir roman vardı. bu şehre onun gözleriyle bakma şansımız da hayatıyla birlikte elimizden alındı, kitabını tamamlayamadı. türlü baskılar, sürgünler ve sansürlemeler arasında dahi edebiyatımızın can köşesinde her zaman yer alacak eserler verdi.
sırça köşk adlı öykü kitabındaki bazı öykülerde hiddetle ahlaksız, erdemsiz ve rüşvetçi insanlardan bahseder. sakin bir stille yazmış gibidir lakin daha önceki kitaplarını okuyup kişiliğini az çok tahmin eden okuyucuları hemen onun bu öyküleri çok büyük bir hiddetle yazdığını anlayabilir. bunlara hakkımızı yedirmeyiz ve cankurtaran öyküleri örnek verilebilir. bu öykülere ali genelde olumlu isimler vermiştir, lakin okuyunca oykudeki insanlardan nefret eder hale gelirsiniz. hakka giren adamlarin hakkini savundugunu görürsünüz. namaz kılan adamın yatıklarını okuyunca ali'yi ileri görüşlülüğünden dolayı tebrik edersiniz. kitapları bende ayrı bir yeri olan bu adam hakkında tahmin yap deselerdi, hayatta en çok nefret ettiği şeyin düzenbazlık, rüşvet ve saçma devlet düzeni olduğunu söylerdim.
bahtiyar köpek adlı öyküsünün girişinde de zaten "niçin hep acı şeyler yazayım? dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin diyorlar" der. gerçekten de sabahattin ali çoğu zaman maalesef kötü şeyleri yazar, çünkü halkının nabzını çok dikkatli dinleyen bir yazardir. daha önce de yazmıştım, halkını ve insanı çok iyi çözümlemiş bir yazardır. gelin görün ki böyle bir adam günümüzde sosyal mecralara meze olmuştur. bu olay bana gece gece hayatın ne kadar absürd birsey olduğunu animsatti. biz öldükten sonra kutsal saydığımız amaçlarımıza kim bilir neler olacak sözlük...
arzularım muayyen bir haddi aşınca
ve kulaklar sözlerime sağırlaşınca
bir ihtiras duyup vahşi maceralara
çıkıyorum bulutları aşan dağlara.
tanrıların başı gibi başları diktir,
bu dağları saran sonsuz bir genişliktir,
ben de katıp vücudumu bu genişliğe,
bakıyorum aşağılarda kalan hiçliğe.
''
bir öğretmen, bir yazar, bir sosyalist, bir baba, en aşık, en cesur, en mücadeleci yanıdır bu ülkenin.
"ey, bir cılız kalemden dile gelen gerçek… sen devleri korkutacak kadar mı korkunçsun?"
sabahattin ali bugün 2 nisan 1948'de kaleminden çıkan gerçeklerin korkuttuğu devlet tarafından katledildi. o sırada tamamlamak istediği 'ankara' adlı bir roman vardı. bu şehre onun gözleriyle bakma şansımız da hayatıyla birlikte elimizden alındı, kitabını tamamlayamadı. türlü baskılar, sürgünler ve sansürlemeler arasında dahi edebiyatımızın can köşesinde her zaman yer alacak eserler verdi.
sırça köşk adlı öykü kitabındaki bazı öykülerde hiddetle ahlaksız, erdemsiz ve rüşvetçi insanlardan bahseder. sakin bir stille yazmış gibidir lakin daha önceki kitaplarını okuyup kişiliğini az çok tahmin eden okuyucuları hemen onun bu öyküleri çok büyük bir hiddetle yazdığını anlayabilir. bunlara hakkımızı yedirmeyiz ve cankurtaran öyküleri örnek verilebilir. bu öykülere ali genelde olumlu isimler vermiştir, lakin okuyunca oykudeki insanlardan nefret eder hale gelirsiniz. hakka giren adamlarin hakkini savundugunu görürsünüz. namaz kılan adamın yatıklarını okuyunca ali'yi ileri görüşlülüğünden dolayı tebrik edersiniz. kitapları bende ayrı bir yeri olan bu adam hakkında tahmin yap deselerdi, hayatta en çok nefret ettiği şeyin düzenbazlık, rüşvet ve saçma devlet düzeni olduğunu söylerdim.
bahtiyar köpek adlı öyküsünün girişinde de zaten "niçin hep acı şeyler yazayım? dostlar, yufka yürekli dostlar bundan hoşlanmıyorlar. hep kötü, sakat şeyleri mi göreceksin diyorlar" der. gerçekten de sabahattin ali çoğu zaman maalesef kötü şeyleri yazar, çünkü halkının nabzını çok dikkatli dinleyen bir yazardir. daha önce de yazmıştım, halkını ve insanı çok iyi çözümlemiş bir yazardır. gelin görün ki böyle bir adam günümüzde sosyal mecralara meze olmuştur. bu olay bana gece gece hayatın ne kadar absürd birsey olduğunu animsatti. biz öldükten sonra kutsal saydığımız amaçlarımıza kim bilir neler olacak sözlük...
özeti şu olmalı ; doğaya kimse çöp bırakmamalı dostlar sen ben o interrail değil.
(bkz: caner durukan) adlı biri kullanıyor. sanırım yeni ünlü olmaya çalışan tiplerden biri. 500 bin fake takipçi nedir abiiiğğğ!
ne yapıp edip interrail grubuyla gitmeye çalışacağım gezidir. 0 50 kişilik kontenjan için derin devleti bile araya sokacağım. geçen sene hayvan gibi eğlendiklerini gördükten sonra hayatımın bir döneminde yapmazsam çıldırırım.
şunlara baksanıza
şunlara baksanıza