#tüm apolitiknazim entry'leri

1- çok fazla kıyafet götürmeyin. (kadınlar olarak kıyafet dünyasının çığrından çıkağınızdan eminiz) ağırlık yapacak.

2- dil konusunu dert etmenize gerek yok. akıllı telefonunuz yoksa bile o güzel beyniniz sayesinde hiç zorlanmadan anlaşabileceksiniz. el işaretleşmeleri en evrensel dildir. ingilizce biliyorsanız basit cümlelerle derdinizi anlatmaya başlayın. az sonra tarih bile konuşabilecek kadar rahatlarsınız.

3- gittiğiniz şehrin haritasını edinin. para vermenize gerek yok, turist information'lar sizler için var.

4- sarı kırmızı yeşil mavi şemsiyeler görürseniz(old townlarda olur genelde) gidip ücretli olup olmadığını sorun. çoğu ücretsizdir ve gündüz saatlerinde insanlar toplanır, şemsiyeyi tutan harika insan size rehberlik eder. grupça gezersiniz. tek gezmek önemlidir fakat tarihi tek gezerek öğrenemezsiniz. guide eşliğinde gezdikten sonra kendi başınıza gezin. sokaklarda kaybolun. keşfedin.

5- acıktınız. paranız varsa oraya ait şeyler yemeniz önemli. nerede yiyeceğinizi kesinlikle dükkanlara sormayın! çok önemli. hele türkiyede olduğu gibi kapı önlerinden davet edenlere inanmayın. kaldırımdaki herhangi bir insandan yardım isteyin. size mekana kadar eşlik etmek isteyen olursa redetmeyin. teşekkürü ihmal etmeyin. gittiğiniz ülkenin dilinde teşekkür ederim, merhaba, güle güle nasıl söylenir öğrenin. not defteriniz olsun ve kolayca erişebileceğiniz şekilde not alın. sık sık bu kelimeleri kullanın.

6- paranız yok ise (genellikle batı avrupa ülkeleri çok pahalı olur) ya da paristeyseniz fastfood'dan önce ucuz marketleri bulun. paristeyseniz ekmek arası patates iyi bir seçim olacaktır. marketlerden soğuk sandviç alabilirsiniz. pariste yemeğe vereceğin öyroları 2 tane makaron için vereceksin. yemek yeme makaron ye! yemeklerinin özel bir yeri yok.(paris için ayrıca bir başlık açılmalı, diğer şehirlerden çok ayrı)

7- döviz bürosu önünde pusuya yatan şerefsizlere dikkat edin. "kardeşim içerdekinden daha yüksek kurla dönüştürüyoruz" diye başlıyorlar. dinlemeyin bile. dinlersen ikna ederler. öyle puştlar. seni kazıklayacaklar emin ol. sahte para tuzağı. uzaklaş ya da döviz bürosuna gir.(ben genelde öylelerinin önünde beklediği bürolarda bozdurmam. belki yoktur ilişkileri ama kıllanırım işte.)

8-berlin ve pariste şehir içi ulaşımda günlük bilet al. prag krakow varşova, budapeşte ve viyanada bilet almazsan yakalanma şansın düşük. risk almam diyorsan günlük bilet al. almazsan ve yakalanırsan cezası büyük. yakalanırsan cezayı görevliye ödeme-sana hemen ödersen daha az ödeyeceksin diyecekler-evet doğru- ama sen param yok diyeceksin. pasaportunu vereceksin eline ceza kağıdını verecekler. ödeme abi ödeme daha ceza yazılan ve cezasını ödemediği için başına çorap örülen kimse yok. berlin için bilet al dememin sebebi kontrol sayısı çok. kontrolor geldiğinde anlamıyorsun. türklerden illallah etmişler. paris keza öyle. büyük duraklarda kontrol az.

9- kimseye güvenip para çantanı bırakma. íki çantan olsun. birinde pasaport cüzdan telefon vs. diğeri backpack. para çantanı önüne tak. kadınlar aman dikkat pariste romada ve barcelonada çantanızın içinden güzelim telefonlarınız gidebilir. anlamazsınız bile. roma çok tehlikeli bu konuda. tarihi bölgelerde otobüs başına 3 hırsız düşüyor.

10- paris hırsızlığın başkenti. siyahi abilerin ip gösterisini seyretme! bak önemli seyredersen para gider! cüzdan gider çanta boşalır. ilizyon gibi bir şeyler yapıyorlar hepsi hikaye. şairler tepesinde akşam vakti çıkarlar genellikle. dikkat.

11-doğu avrupada hırsızlık daha düşük. çok salmayın ama çok ta kasmayın.

12- çok saçma gelebilir ama askeri malzeme satılan yerlerde iç cep gibi seyler satılır. yurtdısına gitmeden alın. para kart ve pasaport orada dursun.

13-gece kulüplerinde tek takılıyorsanız kafayı kıracağın anda mekandan ayrıl. ayıl. başka mekandan devam et. kafayı kırdığın an önemli. yalnız değilsen keyfine bak. dağılanları topla.

14- konaklama için hosteller iyidir. couch bulursan o daha mükemmeldir. (bunları ayrıca irdelemek lazım)

15- dışarda yatacaksan gar park ve burgerking mcdonalt olabilir.

ekleme

16- sokaklarda mutlaka fotoğraf çekin. kendi fotoğraflarınızı çektirin. sokakların dokularını yakalamayı amaçlayın.

17- sokaklarda yere tükürmek, çöp atmak gibi iğrenç alışkanlıklarda bulunmayın.

18- birkaç gün kalıyorsanız en azından sinemaya gidin. paranız varsa tiyatro ve operaya gidin. inanılmazlar. berlin theatre house, varşova teatr wielki, opera national de paris avrupanın en iyi gösterilerini sunuyor.

(teatr vielki için internetten bileti alırken yüzde 80 indirimle opera bale öğrencisi seçeneğini işaretleyin, wielki nispeten daha ucuz, salona girerken sizden öğrenci belgenizi istemeyecekler. birçok kez bu şekilde gidip opera seyrettim)

(berlin theatre house bu konuda çok sıkı, ayrıca çok pahalı ama 80 euro'ya değer bunu bilin.)

(opera de paris(opera bastille), berlin th den daha pahalı. 200 öyro veremeyeceğimden dolayı gidemedim.)

opera ve baleye gittiğinizde frak giymiş beyler ve podyuma çıkmış gibi hanımlar göreceksiniz kıyafetinizden utanmayın, basit bir tişört, kot pantolon, traveler montu, kar botu ile gittim biraz garipsiyorlar ama umursamayın, kostüm sananlar bile oldu.

19- alışveriş için açık pazarları gezebilirsiniz. varşovada güzel bir pazar vardı, yerini öğrenin ve gidin. eski plaklar, taşra insanlarının sıkça kullandığı eşyalar ilginizi çekebilir.

20- domuz eti yemem ben diyenlere saygım sonsuzdur. ama aranız ben yerim beni bozmaz diyenler varsa çok lezzetli olduğunu söylemek isterim. özellikle ateşte çevirdikleri bişi vardı krakow'da. ismini bilmiyorum ancak bizde tavuk nasıl ateşte çevirilir öyle bir şeydi. polak bir gençle beraber bir tane aldık ve bitiremedik. çok leziz ve doyurucu.

21- sıcak şarap içip sokaklarda dolaşabilirsiniz. bazı şehirlerde sıcak şarabı özel bardaklarda vermekteler. alın size hatıra.

22- bazı gece külüplerinde shot bardaklarının üzerinde amblem vardır, öyle bir yerde takıldıysanız shot bardağını yanınızda götürmek güzel bir fikir olabilir. ben yapmadım ancak pişmanım. içkiliyken hırsız mı olcam ya ben diyip yapmamıştım. ispanyol gezgin arkadaşım yapmış, kıskandım açıkçası. (türkiyeye dönerken hediye almanız lazımdı ya hani, işte birini buldunuz sanki)

23- polislerle ilgili korkuya düşmenize gerek yok. eğer sizden şüphelendilerse pasaportunuzu ya da kimlik karıtınızı sorabilirler (ab vatandaşları kimlik kartı taşısa yeterli). yanınızda ise diretmeden gösterin. değilse (eğer hostelde vs bıraktıysanız durumu açıklayın, ingilizce bilmiyorlarsa etrafta ingilizce bilen birinden yardım isteyin) panik yapmayın. polislere onları sevmediğinizi hatta nefret ettiğiniz söyleyebilirsiniz. size saygı duyacaklardır. hakaret etmediğiniz sürece bütün ifade özgürlüğünüzü kullanabilirsiniz.

24- parkta çadır kurdunuz ya da matınızı serip uyku tulumunun içine girdiniz. dürttüler uyandınız, görevli-polis burada kalamayacağınızı söyledi. sebebini sorun. gezgin olduğunuzu söyleyin. ısrarcı olurlarsa itiraz etmeyin toparlanın ve yerinizde oturun. gitmek zorunda kalacaklar. onlar gittikten sonra başka bir yere matınızı serip uyuyun.

25-müzelerin ücretsiz olduğu günleri öğrenin, birkaç gün kalacaksanız planınızı ona göre yapın.

26-öğrenciyseniz ve ulaşımdan indirimli yararlanmak istiyorsanız türkiyedeki üniversitenizin kimlik kartı işe yaramayacaktır. çok denedim sallayan olmadı. 25 yaşın üstündeyseniz (26 da olabilir tam hatırlayamıyorum) varsa ab öğrenci kimlik kartınız da işe yaramayacaktır.^

27- bazı tema parklara müzelere girişin trickleri vardır. araştırmanızı tavsiye ederim. disneyland'a bir bilet alıp 4 kişi girdiğiniz gördü bu gözler.

28- yerel içkileri denemenizi tavsiye ederim. korkmayın, tadını beğenmezseniz ölmezsiniz.
yola çıkıp otostop çekerken ya da yolculukta koltuğu sonuna kadar yaslayıp, pencereden dışarıyı seyrederken dinlenirse mutlulukla gülümseyip, tadını çıkararak dinleyeceğiniz müziklerdir.

şunu ard arda kaç kere dinlediğimi bilmiyorum.
rajaz

ya da şunu
the final cut

geceler yolculukları için vazgeçilmezdir cant stand the night
senelerdir okuyorum ve hayatımın en güzel zamanını anlat deseler erasmusu anlatırım. düşün 27 senedir yaşıyorsun ve en güzel dönemin 5 ay. öyle güzel bir şey bu.

avrupanın birçok ülkesinden çok iyi anlaştığım arkadaşım oldu. birçoğu gel gel diye baskı yapıyor. ne güzel şey anlaşabilmek yahu. ve buna imkan sağlayan bir platform varsa o da erasmus.

pros: arkadaşlık, eğlence, yeni perspektif edinme, ucuz içki, farklılıklara töleranslı olabilmeyi öğrenme

cons: çok fazla içki, düzensiz uyku, kilo alma riski

en ufak ihtimal olsa şimdi tekrar giderim.
led zeppelin IV ve led zeppelin ııı albümleriyle notaları resim yapar gibi çizmiştir.

daha önce dinlemeyen varsa şununla bir tanışsın bakalım. yeni tanışan ve bu şarkıyla tanışan varsa bir ışık yaksın da fikirlerini öğrenelim. buyrun buyrun
samandağ sahili ile türkiyenin en uzun kumsallarından birine sahiptir. denizi dalgalıdır ve tehlikelidir! her yerde denize girilmez.

muhteşem manzarası ile
hatay - apolitiknazim-uCKhs burada inanılmaz vakit geçirebilirsiniz. döver dedikleri yeri samandağ yolunda kime sorsanız tarif eder.

giderken yolda gördüğünüz tandırcılardan katıklı ekmek almayı unutmayın.
şehzadeler şehri olarak biliniyor. ferhat ile şirin'in hikayesi burada atfedilmiş. bununla ilgili bir müzeleri var. şehir küçük. tam bir turist kenti. kışın ayaz yazın kavurucu sıcak vardır. kiraları çok pahalıdır. ev fiyatları nispeten daha uygundur. yatırım olarak geri dönüşü iyi olacak şehirlerden biridir.

kentin coğrafi yapısı şehir merkezi çok düz olsa da kenti saran kemerler dağlardan oluştuğu için kentin uçları çok eğimlidir. kent merkezinde bisiklet yolları olsa da kentin en büyük problemi trafiktir. ikinci büyük problem ise hava kirliliğidir.

oteller inanılmaz pahalı. sebebi bu otellerin butik oteller olması ve tarihi yalıboyu evlerinin butik oteller olarak kullanılmasıdır. geceliği 100 liradan başlamaktadır. öğretmenevinde çoğu zaman yer bulunmaz. iki hafta önceden yer ayırtılmalıdır. sınav dönemlerinde bir ay önceden yer ayırtırsanız ancak yer bulabilirsiniz.

couch bulmak büyük dert olabilir. kışın dışarda kalmanızı kesinlikle tavsiye etmem. soğuk fena.

gezmeye gelen turistler (çoğunlukla yerli turistler) karadeniz turunun başlangıcı olarak bu şehri gördüklerinden ve kral kaya mezarları gibi tarihi bir unsurun kentin içinde buluşmuş olması kentin ana gezilecek yerlerini birbirlerine yaklaştırmış durumda. kentin tepesindeki kale mutlaka görülmelidir.

kentin ışıklandırmalarına değinmeden yazıyı bitirmek yanlış olur. kent merkezinde yeşilırmak çevresi ve yalıboyu evleri merkezi bir ışık tasarımıyla aydınlatılmıştır. belirli bir sürede değişen renkler kentin imgesini kırsa da yerel halk ve turistler için ilginç bulunmaktadır.

tarihi camileri ve hamamları gezilebilir.