#tüm antabuse entry'leri
kendi web sitenizi nasıl kurabileceğinizi göstermek istiyorum diyen çocuk.
markayı yazmıyorum, bildiniz siz onu.
markayı yazmıyorum, bildiniz siz onu.
gün içerisinde ofiste yaptığımız bohemin konusudur.
örneğin "çakmaktaşlar" olarak bilinen "taş devri" çizgi dizisi, 168 bölüm çekilmiş olmasına rağmen fred'in saçları beyazlamaz hatta wilma'da kırışıklık olmaz. bu da çocuklarda ister istemez yaşlanma algısının ihmal edilmesine neden olur.
peki kahramanları yaşlandırmıyoruz da ne mi yapıyoruz? tabii ki önce modelini geçiriyoruz, tüketiyoruz, eskitiyoruz ve kaldııp çöpe atıyoruz. dikkat buyurun bugünkü çocuklar taş devrini pokemon'u vs izlemiyor, kendilerine sunulan ve bilhassa yaşlandırılmayan kahramanları izliyorlar.
bu algının ebeveyn yönlendirimesi ile de birleştiği ve çocuklar üzerinden daha kaotik etkiye sahip olduğu kanısındayım. yaygın olan bu düşünceye göre çocuklar sadece büyümeye odaklatılır, büyüyeceksin gelişeceksin falan da sonra da yaşlanacaksın kısmısı anlatılmaz. (inanmayacaksın da bir gün öleceksin hiç denmez mesela)
bu bilinç kaybı hayatın koşuşturmacasıyla birleşince oldu mu sana kayıp nesil! bir şeyler yapıyoruz ediyoruz da nereye gidiyoruz neler ediyoruz onu da bilmiyoruz. sonra da "hayat bir damla geldi geçti nasıl oldu ben de anlamadım" diyoruz. ondan sonra bir sela okunuyor hadi bakalım, dört kolluda buluyoruz kendimizi!
velhasıl bu kadar kestirmeden hayat özeti anlamsız olmakla beraber çizgi kahramanları oluşturanların ayak oyunlarına gelmeyelim, biz kahramanımızı yaşlandıralım. yaşlandıralım ki onlardan öğrendiklerimizle beraber yaşlanalım.
örneğin "çakmaktaşlar" olarak bilinen "taş devri" çizgi dizisi, 168 bölüm çekilmiş olmasına rağmen fred'in saçları beyazlamaz hatta wilma'da kırışıklık olmaz. bu da çocuklarda ister istemez yaşlanma algısının ihmal edilmesine neden olur.
peki kahramanları yaşlandırmıyoruz da ne mi yapıyoruz? tabii ki önce modelini geçiriyoruz, tüketiyoruz, eskitiyoruz ve kaldııp çöpe atıyoruz. dikkat buyurun bugünkü çocuklar taş devrini pokemon'u vs izlemiyor, kendilerine sunulan ve bilhassa yaşlandırılmayan kahramanları izliyorlar.
bu algının ebeveyn yönlendirimesi ile de birleştiği ve çocuklar üzerinden daha kaotik etkiye sahip olduğu kanısındayım. yaygın olan bu düşünceye göre çocuklar sadece büyümeye odaklatılır, büyüyeceksin gelişeceksin falan da sonra da yaşlanacaksın kısmısı anlatılmaz. (inanmayacaksın da bir gün öleceksin hiç denmez mesela)
bu bilinç kaybı hayatın koşuşturmacasıyla birleşince oldu mu sana kayıp nesil! bir şeyler yapıyoruz ediyoruz da nereye gidiyoruz neler ediyoruz onu da bilmiyoruz. sonra da "hayat bir damla geldi geçti nasıl oldu ben de anlamadım" diyoruz. ondan sonra bir sela okunuyor hadi bakalım, dört kolluda buluyoruz kendimizi!
velhasıl bu kadar kestirmeden hayat özeti anlamsız olmakla beraber çizgi kahramanları oluşturanların ayak oyunlarına gelmeyelim, biz kahramanımızı yaşlandıralım. yaşlandıralım ki onlardan öğrendiklerimizle beraber yaşlanalım.
sadece sarılıp uyuyacağız.
"sağlam koç güzel koyundan çıkar" yukarılarda yazılmış atasözüne binaen bir balkan atasözü bırakıyorum: "iyi kızdan iyi gelin olur".
(şahsımın bildiği) aynı kökene ait ülkede az bilinen bir atasözü daha bırakayım "arnavut'a kız verme arnavut'tan kız al"
(şahsımın bildiği) aynı kökene ait ülkede az bilinen bir atasözü daha bırakayım "arnavut'a kız verme arnavut'tan kız al"
museum insel bölgesinde yer alan, gidip ziyaret ettiğim müzedir.
milliyetçi damarı yüksek arkadaşlar yazdıklarıma sinirlenebilir ancak bizdeki tarihi eserlere yaklaşımı ve restorasyon facialarını bildiğimden iyi ki vakti zamanında satın almışlar dediğim tarihi eserdir.
gidip görürseniz siz de benzeri düşünceleri yaşayabilirsiniz.
milliyetçi damarı yüksek arkadaşlar yazdıklarıma sinirlenebilir ancak bizdeki tarihi eserlere yaklaşımı ve restorasyon facialarını bildiğimden iyi ki vakti zamanında satın almışlar dediğim tarihi eserdir.
gidip görürseniz siz de benzeri düşünceleri yaşayabilirsiniz.
uyandığını odanın tavanını izleme ile başlar gününüz.
tepeden tırnağa başarılı bir sanat eseridir, baş tacıdır, en güzel duyguların sahibi olan şarkıdır.
sevmeyen bizden değildir, fedöcüdür.
sevmeyen bizden değildir, fedöcüdür.
gülhane parkı'nda olduğu iddia edilen bir ağaç türü, yüz defa bu parka gitmişimdir daha bir tane görmedim orası ayrı.
bu başlıkta durup duruken yazarların aklına gelen ve gülümseme refleksi yaratan repliklerden söz edilmektedir.
komiser: biz köye geliriz gelmesine ama arap'ı zor getirdik, işte o köyde eşekçi çok..
muhtar: ...konuşacak daha çok lafımız var. onun dedesinin lakabı eşekçi cafer..
komiser: aslı var mı arap?
arap: amirim benim dedem eşek alır satardı, lakabı başka ne olacak?
ama bunların eşekçiliği başka tabii!#?%&
komiser: biz köye geliriz gelmesine ama arap'ı zor getirdik, işte o köyde eşekçi çok..
muhtar: ...konuşacak daha çok lafımız var. onun dedesinin lakabı eşekçi cafer..
komiser: aslı var mı arap?
arap: amirim benim dedem eşek alır satardı, lakabı başka ne olacak?
ama bunların eşekçiliği başka tabii!#?%&