her ölümlü insan gibi cumhurbaşkanımızın vefatından sonra çıkacak kaos sonrası akparti'li insanlar tarafından meclise sunulacak ve kabul edilecek kanundur. herhangi bir ortamda kendisine hakarette bulunan insanlar hapse atılacaktır. (bkz: atatürk'ü koruma kanunu)
hava güzelse ve goygoyun dibine vurduğun biri varsa arada yapılır. hoştur unutulmaz
bunu bir eleştiri veya öneri gibi algılayabilirsiniz. söylemek istediğim şey, benim burada sıkça gördüğüm durum bazı arkadaşlarımızın sözlük ve forum formatlarını birbirinden ayıramıyor olmaları.

burası eğer bir sözlükse daha çok tanımsal bilgi paylaşımı ve konularla ilgili diğer insanlara yardımcı olacak içeriklerin olması gerektiğidir. aksi taktirde muhteşem bir facebook grubumuz var zaten gerekli 'geyik muhabbet' orada fazlasıyla dönüyor diye düşünüyorum. elbette yönetici arkadaşlar daha iyi bilir gerekli kuralları ben yalnızca gözlemlerimi paylaşmak istedim.

edit: diğerlerinden farklı olarak burası bizim sözlüğümüz bu konulara dikkat edersek bence çok kısa zamanda çok daha güzel yerlerde olabiliriz.
sanıyorum üye ve/veya yazar sayısının az olması sebebiyle yönetimin ikisinin farkını farkedemeyen kişiler için ses çıkarmadığı durumdur. sözlükte sözlük ağzıyla/diliyle yazılır, forumda forum ağzıyla/diliyle yazılır. 5.11.2017 tarihi itibariyle gezginsözlükte çoğu başlığın forum başlığı olduğu içeriğinin sohbet/muhabbet ağzıyla forum (hatta hocam.com benzeri) yazıldığı görülmektedir.
Siyasi icerikli sarkilar yapan,surekli gozaltina alinip,birakilan bir grup.binler seni alkisliyo,sonra bi bakiyon gozalti.zor bir yasam.goruslerini desteklemesemde.guzel parcalari var.dinliyorum evet.
ingilizce adı 'us customs and border protection' olan, havaalanında ülkeye girip giremeyeceğinize karar veren, vizenizi ortadan ikiye ayırıp ilk uçakla geri gönderme hakkına sahip bir kurumdur.

size bu kurumun ciddiyetini göstermek için iki hikaye anlatacağım.

ilki bana ve ev arkadaşıma ait.

jfk'de ev arkadaşımla birlikte sorgu odasına alındık ve 1 saat boyunca 3 farklı merci tarafından sorguya çekildik. çapraz sorgu, bireysel sorgu derken en son yakışıklı federal bi abi geldi ve bizi kurtardı. (filmlerdeki lanet olası federaller repliğine katılmıyorum artık).

şimdi asıl hikayeyi anlatacağım.

bu sefer aktör odtü'de mülteciler üzerine çalışma yapan amerikan vatandaşı, beyaz tenli, sarışın, bildiğiniz tipik bir amerikan kadını.

ben başımdan geçeni anlatıp 'amma pimpiriklisiniz' diye bozuk atınca, aynısını ona da yaptıklarını anlattı.

'neden türkiye ?'

'türkiye'de ne yapıyorsun ?'

'başka ülke mi yoktu ?'

gibi sorular sormuşlar.

kız da haklı olarak 'mülteciler üzerine çalışıyorum ve türkiye en çok suriyeli mülteci barındıran ülkelerden biri, nereye gitseydim ?' deyip kurtulmuş.

bir tanım daha yaparak kapatmak istiyorum: gerek diğer ülke vatandaşlarının, gerek amerikalıların en nefret ettiği kurumlardan biridir.
Gezgin gibi gezgindir. Amacı şuraya buraya gittim deyip hava atmak değil gerçekten görmediği farklı yerlere gidip yeni güzellikler kesfetmektir