
bayhan, firdevs, abidin, selçuk, bayhan. kanal d'de yayınlanan ilk popstarı izleyenler bu isimleri hatırlayacaktır.
en meşhur olayı deniz seki'nin; bayhan isimli yarışmacıya ''hapista yatmış birisi, toplumdan aforoz edilmeli'' dedikten 10 sene sonra kendisi torbacılıktan içeriye alınmış ve cezaevinde yatmıştır.
Pakistan (Derawar Kalesi): Toplama 40 farklı burcun oluşturduğu, 13 yüzyıl gibi zorlu bir dönemde sadece tuğla kullanılarak inşa edilmiş olan en büyük kalelerden biridir. Yüksekliği, 30 metre olması nedeni ile surları tuğla olmasına karşın düşmanı döneminde oldukça korkutmuştur
Bölgeye girmek için bölge liderinden özel izin alınması gerekmektedir.

Bölgeye girmek için bölge liderinden özel izin alınması gerekmektedir.

kaçırmıyor muyuz bazı şeyleri?
belki kendimiz belki de sosyal medyadan takip ettiğimiz onca insanı düşünün. gerçekten gezgin olanları.
en yakın arkadaşının düğününü kaçırıyorsun mesela. ya da yeğeninin ilk doğum gününü. kardeşinizin mezuniyet törenini. sen dünyanın bir ucundayken, en yakınlarınızın yıllar sonra açıp bakacağı fotoğrafların hiç birinde olmayacaksın. en zoru bu bence.
sevgilin olmaz. ya da olma ihtimali düşüktür. olsa bile yürüme ihtimali azdır.
bir diğeri çevrenizde ki insanların sizi sorguya çekmesi. ne zaman hayatını düzene sokacaksın, ne zaman düzgün bir işe gireceksin, ne zaman evleneceksin, ne zamana kadar bu böyle... diye uzar gider sorular. kimine cevap verirsin kimi canını çok sıkar. her ne kadar canını sıksa da bu sorular, kolombiya'nın küçük bi kasabasında o garip yemeklerini yerken bir de sen kendine sorarsın aynılarını. ne zaman hayatımı düzene sokacağım? işte buna cevap vermek gerçekten zordur. çünkü zehri almışsın bir kere. dünya'da ki onca güzellikleri görmeden geçen bir hayat anlamsız gelir sana.
güzellik demişken, kimi zaman bu güzellikler can sıkıcı olabilir. isveç, norveç, almanya gibi ülkelerde hissedersin en çok bunu. sürekli bi kıyaslama yaparsın kendi ülkenle. ''biz neden ülkemizde çevremizi kirletiyoruz, insanlara neden saygı duymuyoruz, trafikte neden sürekli kornaya basıyoruz'' gibi sorular aklını kurcalar. sonra ister istemez kendi ülkeni savunursun içinden. ''ama bizim de şuyumuz iyi'' gibi. sonuç olarak farkındalığın artar. rusyada komünizmden kalan izleri görürsün, amerika'da kapitalizmin nasıl çalıştığını. afrikanın o güzelliklerinin nasıl sömürüldüğünü. bilirsin. çok şey bilirsin ama bu kadar farkındalık kafanı yorar. çünkü düşünecek çok zamanın vardır. bilgisayarda video oyunları oynayarak ya da televizyonda dizileri izleyerek uyutulmuyorsundur.
ayağına diken batması, şarjının bitmesi, kaldığın hostelin pislikten geçilmiyor olması, aç susuz kalman, uyku tulumunun yeterince ısıtmaması olsaydı keşke gezgin olmanın zorlukları.
ha bu arada, gezgin olmanın dedim. turist olmanın değil. ya da çeşitli programlarla bir kaç ülkede bir kaç saat kalmış insanların değil.
edit: imla
belki kendimiz belki de sosyal medyadan takip ettiğimiz onca insanı düşünün. gerçekten gezgin olanları.
en yakın arkadaşının düğününü kaçırıyorsun mesela. ya da yeğeninin ilk doğum gününü. kardeşinizin mezuniyet törenini. sen dünyanın bir ucundayken, en yakınlarınızın yıllar sonra açıp bakacağı fotoğrafların hiç birinde olmayacaksın. en zoru bu bence.
sevgilin olmaz. ya da olma ihtimali düşüktür. olsa bile yürüme ihtimali azdır.
bir diğeri çevrenizde ki insanların sizi sorguya çekmesi. ne zaman hayatını düzene sokacaksın, ne zaman düzgün bir işe gireceksin, ne zaman evleneceksin, ne zamana kadar bu böyle... diye uzar gider sorular. kimine cevap verirsin kimi canını çok sıkar. her ne kadar canını sıksa da bu sorular, kolombiya'nın küçük bi kasabasında o garip yemeklerini yerken bir de sen kendine sorarsın aynılarını. ne zaman hayatımı düzene sokacağım? işte buna cevap vermek gerçekten zordur. çünkü zehri almışsın bir kere. dünya'da ki onca güzellikleri görmeden geçen bir hayat anlamsız gelir sana.
güzellik demişken, kimi zaman bu güzellikler can sıkıcı olabilir. isveç, norveç, almanya gibi ülkelerde hissedersin en çok bunu. sürekli bi kıyaslama yaparsın kendi ülkenle. ''biz neden ülkemizde çevremizi kirletiyoruz, insanlara neden saygı duymuyoruz, trafikte neden sürekli kornaya basıyoruz'' gibi sorular aklını kurcalar. sonra ister istemez kendi ülkeni savunursun içinden. ''ama bizim de şuyumuz iyi'' gibi. sonuç olarak farkındalığın artar. rusyada komünizmden kalan izleri görürsün, amerika'da kapitalizmin nasıl çalıştığını. afrikanın o güzelliklerinin nasıl sömürüldüğünü. bilirsin. çok şey bilirsin ama bu kadar farkındalık kafanı yorar. çünkü düşünecek çok zamanın vardır. bilgisayarda video oyunları oynayarak ya da televizyonda dizileri izleyerek uyutulmuyorsundur.
ayağına diken batması, şarjının bitmesi, kaldığın hostelin pislikten geçilmiyor olması, aç susuz kalman, uyku tulumunun yeterince ısıtmaması olsaydı keşke gezgin olmanın zorlukları.
ha bu arada, gezgin olmanın dedim. turist olmanın değil. ya da çeşitli programlarla bir kaç ülkede bir kaç saat kalmış insanların değil.
edit: imla
söylendikten sonra çılgınca şeylerin yaşanacağını anlayacağınız cümle. tabi nası çılgın şeyler çulsuz birinin eline bir miktar para geçince yapabileceği türden çılgınlık. öyle skydiving yapayım bungee jumping zıplayayım değil tabi olayımız.
instagramda 88 milyon kişinin takip ettiği mankenin aslında standart dümdüz bir kız olması durumudur. çirkin değildir ama çılgın güzel ''waavv'' da değildir.yani ben bizim memleketten binlerce bu güzellikte kız bulurum.
yaklaşık 15 yıl önce start veren kurtlar vadisi serilerinin baş rol oyuncusudur (bkz: necati şaşmaz ) ve Umut Tabak tarafından seslendirilmiştir.
her perşembe akşamı dizi saatinde sokaklar bomboş olurdu.
her perşembe akşamı dizi saatinde sokaklar bomboş olurdu.
Aslında “en ilginç evlenme teklifleri” diye açacaktım ama beklenen olması daha iyi , fikirler beyin fırtınaları önemli...
Ben büyük ihtimalle at çiftliğinde at sürerken ederdim veya
reddedilme riski yoksa götürürüm yeni kapı mitingine(en kalabalık yer dahası varsa o da olur) alırım elime mikrofon sonrası mağlum amaç konuyu değiştirmek
En iyi ihtimalle tren yolculuğuna çıkılır şöyle köprüyü geçiyorken bağrılır veee “ya benim olursun yada trenden atarım “ denilir
Şartlar normalse balonda da yapılabilir fanteziler fanteziler .
En kötü ihtimalle sınav zamanı kafası yğunken “biz evlensek mi” “bunca zamandır bana katlanıyorsun artık evlenelim olduk biz ya sence?”
Grafiti şeklinde de olabilir gece olması makuldür.
Ben büyük ihtimalle at çiftliğinde at sürerken ederdim veya
reddedilme riski yoksa götürürüm yeni kapı mitingine(en kalabalık yer dahası varsa o da olur) alırım elime mikrofon sonrası mağlum amaç konuyu değiştirmek
En iyi ihtimalle tren yolculuğuna çıkılır şöyle köprüyü geçiyorken bağrılır veee “ya benim olursun yada trenden atarım “ denilir
Şartlar normalse balonda da yapılabilir fanteziler fanteziler .
En kötü ihtimalle sınav zamanı kafası yğunken “biz evlensek mi” “bunca zamandır bana katlanıyorsun artık evlenelim olduk biz ya sence?”
Grafiti şeklinde de olabilir gece olması makuldür.