cosmic call benden gezginsözlüğe hediye olsun.. golevka albümünü küçük bir gezinizde yanınızda götürün. "gökyüzüne en yakın yerden müzik..." böyle bi sloganları vardı yanlış hatırlamıyorsam. oldukça fazla post-rock grubu olmasına rağmen bunların yaptığı işler kadar beni etkileyenini daha bulamadım. her çalışmalarında ki harita film gibi. link bıraktığım şarkıyı kuzey ışıkları altında dinlemek hayalimdir.
öncelikle koh rong nerede diye merak edenlerle başlayalım. Kamboçya'nın batısında ufak bir ada. Bundan 15 sene evvel Bora isminde bir Türk kamboçyalı bir kıza aşık oluyor. Ne yapalım ne edelim derken aşkı için Türkiye'den kamboçya'ya taşınıyor. E tabiki aşk da bir yere kadar, karın dıyurmuyor. Ne iş yaparım nerden para kazanırım derdine düşünce aklına şu fikir geliyor. 'ufak bir bot kiralayayım, bu botla da kamboçya anakaraya gelen turistleri yakınlardaki bakir adalara götürüp gezdireyim''. Ama sorun şu ki, kendisi de aslında bir turist. Gezdirdiği turistlerle beraber kamboçya adalarını keşfediyor. Keşfettiği adalarda turizime kapalı, sadece 50-100 kişilik yerel halkın yaşadığı el değmemiş cennet gibi adalar. Turistlerin ilgisini görünce, kendisi de beğenince, bu el değmemiş adalara taşınıyor. adada ilk önce küçük bir kafe, sonra zamanla bir restorant, sonrasında bir hostel, en sonunda bir otel açıyor. Bot sayısını arttırıyor ve kendi adasına turistleri taşıyarak, kendi işletmelerinde ağırlıyor. Uzun lafın kısası adam sıfırdan bir turizm adası yaratıyor. Bugün Koh Rong adası Kamboçya'nın en çok turist çeken yerlerinden birisi. Hatta Kamboçya hükümeti, sen bu işi iyi becerdin diyerek adanın elektrik, su dağıtım işlerini de bizim bora'ya devrediyor. Küçük bir krallık kuruyor. Ben gittiğimde adada değildi, görüşme şansını kaçırdım. ama adadaki diğer türkler tarafından anlatılan efsane hikaye böyle dilden dile dolaşıyor. (100 e yakın Türk yaşıyor orada, çoğu Bora'nın işletmelerinde çalışıyor )
tüm arkadaşlarının arzuladığı bişeyi başarınca aile fertleri dışında kimsenin samimi bi sevinç gösterememesi. haset ederek arkadaşlık etme durumu. derdi olduğunda yanında olursun mesela herşey hoş hatta 10-15 gün tek gündem meselesi onun derdidir tam o arada bi sorun yaşar ve anlatırsın ki bu seni çok yıpratmış olabilir ve tepkisi onu boşver de ben ne yapıcam :(( acayip çekişmeler var samimiyetsiz ilişkiler var bilmiyorum ya saf bi dostluk neden tutturamadım ki yada neden böyle hissediyorum. bide etrafındaki kimsenin senin ilgi gösterdiğin şeylere ilgi göstermemesi acaba neredeyim ben hissi yaratmıyor mu kimsede ??
Bu öyle bir cümledir ki Tanrı affetsin görüldüğü duyulduğu hatta hissedildiği takdirde kusarak uzaklaşılması gerekir . (Tıpçılarda Çok çalışmaktan fırsatları olmuyor yada YÖK İşte sadece)
Sanırım liseden kalma bir ego var ve bu fakültede daha da artarak devam etmekte nedendir tam çözemedim ama sanırım sırrı yatmaktan geçer.tanıtıma geçelim:
Hazırlık okuyan bir hukuk Öğrencisi 3 nükleer kuru fasulye niteliğindedir tecrübe ile sabit. Ülke genelindeki en ama en vasıflı eleman olduğunu düşünür kendisini.(devlet üniversitelerinde yabancı dil YÖK hoş özellerde de var ama sözde) avukat kesilmeleri olağandır . Avukat mısın sorusuna da : birçok seminere gittim beni böyle yargolayamazsın , der. (Hadsiz) sessizce ne anlatıyorsa dinlenilmemeli ve dinlemediğini ona göstermelisiniz en iyi yol. ( o kadar garip ki ayni sınıfta okuyanlar bile birbirine yapar kadınlar bu konuda çok iyiler)
1. Sınıf en tehlikeli sınıfların ikincisidir amfiye girdiği anda 30 sn içerisinde “20 yıllık avukat , 10 yıllık savcı/hakim” gibi konuşması muhtemeldir cümlelerinde maddeler kullanması veyahut hukuki terimler kullanması sıklıkla görülür.(yaş fark etmez bizzat yaşadığımı aktarayım 40 yaşında yüksek mühendis : sana doğal hukuk yaptırımları uygulanmalı. Evet bu cümleyi dedi hiç bir zaman unutmayacağım bu cümleyi )
Birinci sınıfı sınıfta kalarak veya alttan ders alarak Atlatan öğrenci “dünya benim etrafımda dönmüyor dünya benim” jargonunu genelde bırakır .
Kitaplarla gezmeyi saymıyorum bile . Klasik cümle şudur: abi bir kitabımız var 5 kilo 5 (aslında 2 kitaptır o)
Ayrıca minibüs otobüs toplu taşıma halka açık heryerde Hukuk okuduğunu belli edecek bir kitap taşır ve kapağı hep dışa dönüktür( bunlardan dolayı hep çantayla gezmek zorunda kalmışmdır rezillik)
Diğer sınıflar için ortamlarda hakim savcı Eda’ları kesilmesi mezun olana kadar devam eder mezun olduktan sonrasını bilemiyorum. Olmadım daha.
Birde okula gitmeyen mottolar var onlar genelde mütevazidir. Alınlarında hukuk okduğu yazmaz görüldüğü takdirde sıradan insan sınıfındadır herşey olabilir. Evet bu insanlar iyidir başarısızı da başarılısı da iyidir .
Sonuç olarak öğrenci Yani vasıfsız elemal sınıfındaki kişilerin 20 yıllık üstad kesildiği görülmesi normaldir çokta şey yapmamak lazım aynı zamanda “birader kaç yıllık avukat/hakimsin “ diye sorulduğu takdirde “ebevev ehküm şey öğrenciyim ya ama şey derste şey görümssdjnr” bu tür bir cevap almak pek şaşırtıcı değildir . Cümlesini asla tamamlaymaz.
Severek okuyanlar da var ama bana daha çok severek kullananlar denk geldi.
Ben mi ben söverek çalışanlardanım.
Sanırım liseden kalma bir ego var ve bu fakültede daha da artarak devam etmekte nedendir tam çözemedim ama sanırım sırrı yatmaktan geçer.tanıtıma geçelim:
Hazırlık okuyan bir hukuk Öğrencisi 3 nükleer kuru fasulye niteliğindedir tecrübe ile sabit. Ülke genelindeki en ama en vasıflı eleman olduğunu düşünür kendisini.(devlet üniversitelerinde yabancı dil YÖK hoş özellerde de var ama sözde) avukat kesilmeleri olağandır . Avukat mısın sorusuna da : birçok seminere gittim beni böyle yargolayamazsın , der. (Hadsiz) sessizce ne anlatıyorsa dinlenilmemeli ve dinlemediğini ona göstermelisiniz en iyi yol. ( o kadar garip ki ayni sınıfta okuyanlar bile birbirine yapar kadınlar bu konuda çok iyiler)
1. Sınıf en tehlikeli sınıfların ikincisidir amfiye girdiği anda 30 sn içerisinde “20 yıllık avukat , 10 yıllık savcı/hakim” gibi konuşması muhtemeldir cümlelerinde maddeler kullanması veyahut hukuki terimler kullanması sıklıkla görülür.(yaş fark etmez bizzat yaşadığımı aktarayım 40 yaşında yüksek mühendis : sana doğal hukuk yaptırımları uygulanmalı. Evet bu cümleyi dedi hiç bir zaman unutmayacağım bu cümleyi )
Birinci sınıfı sınıfta kalarak veya alttan ders alarak Atlatan öğrenci “dünya benim etrafımda dönmüyor dünya benim” jargonunu genelde bırakır .
Kitaplarla gezmeyi saymıyorum bile . Klasik cümle şudur: abi bir kitabımız var 5 kilo 5 (aslında 2 kitaptır o)
Ayrıca minibüs otobüs toplu taşıma halka açık heryerde Hukuk okuduğunu belli edecek bir kitap taşır ve kapağı hep dışa dönüktür( bunlardan dolayı hep çantayla gezmek zorunda kalmışmdır rezillik)
Diğer sınıflar için ortamlarda hakim savcı Eda’ları kesilmesi mezun olana kadar devam eder mezun olduktan sonrasını bilemiyorum. Olmadım daha.
Birde okula gitmeyen mottolar var onlar genelde mütevazidir. Alınlarında hukuk okduğu yazmaz görüldüğü takdirde sıradan insan sınıfındadır herşey olabilir. Evet bu insanlar iyidir başarısızı da başarılısı da iyidir .
Sonuç olarak öğrenci Yani vasıfsız elemal sınıfındaki kişilerin 20 yıllık üstad kesildiği görülmesi normaldir çokta şey yapmamak lazım aynı zamanda “birader kaç yıllık avukat/hakimsin “ diye sorulduğu takdirde “ebevev ehküm şey öğrenciyim ya ama şey derste şey görümssdjnr” bu tür bir cevap almak pek şaşırtıcı değildir . Cümlesini asla tamamlaymaz.
Severek okuyanlar da var ama bana daha çok severek kullananlar denk geldi.
Ben mi ben söverek çalışanlardanım.
bu aralar instagram hikayelerinde popüler olan, indirilen telefonların rehberlerine ulaşarak , kim kimi hangi adla kaydetmiş gösteren program şeyşi.
erişim izni verdiğinizde program sizin rehberinize ulaşarak , tüm kayıtlı numaralara ve sizin numaranıza erişir.bu yüzden saçma yerlerden gelen aramalar ve mesajlar hakkında ; bu mesajlar nerden geliyor, numaramı nereden buluyorlar diye ağlamayın.
erişim izni verdiğinizde program sizin rehberinize ulaşarak , tüm kayıtlı numaralara ve sizin numaranıza erişir.bu yüzden saçma yerlerden gelen aramalar ve mesajlar hakkında ; bu mesajlar nerden geliyor, numaramı nereden buluyorlar diye ağlamayın.
23 Ocak 1832’de Paris’te burjuva ve saygın bir ailenin geleceği için ailesine yakışır bir meslek seçme zorunluluğu üzerine doğmuştur. denizci olması için iki kere sınava girmek zorunda bırakılan manet, bu beklentinin tam aksine izlenimcilik akımınin kilometre taşı olup, kazimir melevic gibi resmi kalıplarından çıkarmış bir ressam olacaktır.
1850de o zamanların en meşhur atölyesi olan Thomas Couture’ün atölyesinde desenler, renkler, sınırsız keşifler yapmaya çalıştı . 6 yıl sonra atölyeden ayrılıp aykırı bir ressam olarak boy göstermeye başladı. Çünkü manet için ilham mitoloji ve ya din değildi. Onun için ilham tabiat ve doğanın kendisiydi. Yapıtlarinin burjuva teba tarafından red yiyor olmasından usanmayan manet, bu inatla fırçasindaki boyayı zamanın resimlerindeki gibi inceltip dağıtmıyor, çıplak kadınları mitoloji konulu bir tabloda masalsı ve makul şekilde resmetmiyor, aksine onları modern zamanın ortasına bırakıveriyordu. Zamanın sanatsal görsellerindeki keskin koyu renk, tanrısal konulu resimlerdeki olağanüstü olay salahiyeti, mitolojik olmadıkça çıplaklığın gayri ahlaki sayılmasi gibi kuralların çok üstünde çalışan manet, 1863te the picnic ile yarattığı gürültüyu 1865de Olympia ile ayyuka çıkarmayı başarmıştı. Aile baskısı onu aşk hayatında da bırakmamış uzun yıllar birlikte yaşadığı piyanist Suzanna Leenhof ile ancak babasınin ölümünden sonra evlenebilmisti. Manet koca Parisin tüm ahlak kurallarının ve sanat algısının üstünde tepinerek, sanatının ağır yükünü sırtında taşıyıp bizlere kadar ulaştırmış, gerçekçiligin izlenimcilige geçişteki en büyük rolünu oynamış bir ressamdir.
1850de o zamanların en meşhur atölyesi olan Thomas Couture’ün atölyesinde desenler, renkler, sınırsız keşifler yapmaya çalıştı . 6 yıl sonra atölyeden ayrılıp aykırı bir ressam olarak boy göstermeye başladı. Çünkü manet için ilham mitoloji ve ya din değildi. Onun için ilham tabiat ve doğanın kendisiydi. Yapıtlarinin burjuva teba tarafından red yiyor olmasından usanmayan manet, bu inatla fırçasindaki boyayı zamanın resimlerindeki gibi inceltip dağıtmıyor, çıplak kadınları mitoloji konulu bir tabloda masalsı ve makul şekilde resmetmiyor, aksine onları modern zamanın ortasına bırakıveriyordu. Zamanın sanatsal görsellerindeki keskin koyu renk, tanrısal konulu resimlerdeki olağanüstü olay salahiyeti, mitolojik olmadıkça çıplaklığın gayri ahlaki sayılmasi gibi kuralların çok üstünde çalışan manet, 1863te the picnic ile yarattığı gürültüyu 1865de Olympia ile ayyuka çıkarmayı başarmıştı. Aile baskısı onu aşk hayatında da bırakmamış uzun yıllar birlikte yaşadığı piyanist Suzanna Leenhof ile ancak babasınin ölümünden sonra evlenebilmisti. Manet koca Parisin tüm ahlak kurallarının ve sanat algısının üstünde tepinerek, sanatının ağır yükünü sırtında taşıyıp bizlere kadar ulaştırmış, gerçekçiligin izlenimcilige geçişteki en büyük rolünu oynamış bir ressamdir.
Durmayacaksaniz niye sözünü verirsiniz dediğim olaydir. Tutamacagi sözleri verip vaatlerde bulunan insanlara güvenilmeyecegini pek ala anlamamıza yardımcı olur.
alternatif sözlüklerden tırtıklanıp açılan, pek de orjinal olmayan bu tip maaş başlıklarının sonunda sözlüğümüze de gelmesiyle "yetti artık!" deyip açmaya karar verdiğim başlıktır.
bunu açan ve okuyan zihniyet "ya bak mühendisler falanca filanca para kazanıyormuş, keşke ondan olsaydım" gibi bir histeri yaratma güdüsü mü duyuyor?
ya da mesleğinin maaşıyla çişini daha uzun mesafeli yapanların kazandığı bir yarışma mıdır bu?
daha kestirmeden bu tip başlık açmak yerine meslek dalı altına bu bilgi yazılsa daha derli toplu olmaz mı?
ezcümle: çiftlik bank sahibinin, rantçıların, ihalecilerin olduğu ülkede hala mesleklerin kazandığı paralar konuşuluyorsa, daha çok fırın ekmek yememiz lazım.
bunu açan ve okuyan zihniyet "ya bak mühendisler falanca filanca para kazanıyormuş, keşke ondan olsaydım" gibi bir histeri yaratma güdüsü mü duyuyor?
ya da mesleğinin maaşıyla çişini daha uzun mesafeli yapanların kazandığı bir yarışma mıdır bu?
daha kestirmeden bu tip başlık açmak yerine meslek dalı altına bu bilgi yazılsa daha derli toplu olmaz mı?
ezcümle: çiftlik bank sahibinin, rantçıların, ihalecilerin olduğu ülkede hala mesleklerin kazandığı paralar konuşuluyorsa, daha çok fırın ekmek yememiz lazım.
dün akşam haberlerinde gördüğüm italyan muhasebeci babası kredi kartı harcamalarını takip ederek en son istanbul 'da harcama yaptığına ve kısa bir kamera kaydına ulaşabilmiş haber alamadığı oğlunu arıyor
umarım altından çıkan üzücü bir tablo olmaz
umarım altından çıkan üzücü bir tablo olmaz
(bkz: calexico) isimli gruba ait mükemmel şarkı. ilk dinleyişte aşık olunası, ki ben oldum.
Düzeltme: şarkının orijinali love isimli bir gruba ait olmakla, calexico tarafından coverlanmış.
(bkz: coverı orijinalinden güzel olan şarkılar)
Düzeltme: şarkının orijinali love isimli bir gruba ait olmakla, calexico tarafından coverlanmış.
(bkz: coverı orijinalinden güzel olan şarkılar)