haber kipi kullanarak her anını çekinmeden paylaşabilme durumudur. Hunharca gidiyorlardı storyinle gece 4’te yolda olduğunu, saat farketmeden sipariş veriyorlardı storyinle sabah 5’te waffle yediğini vs insanların gözüne sokabiliyorsunuz. Ayaklarını uzattığın güzel bir masa bulunca fotoğraf çekip dinleniyordu storysi atabilirsin. Yeni aldığın ayakkabıları göstermek için “yolda yürüyorum” diyerek ayaklarını paylaşamıyosun ama “hunharca yürüyordu” diye paylaşarak coolluktan ölebiliyorsun. Sanırsam yeni trend
son zamanlarda dikkatimi çeken durum. ev arkadaşım tütünü her çıkardığında 3'lü saracakmış gibi hissetmemle birlikte, ev ortamında bunu tartışmaya açtık ve bingo!! herkes bizim gibi benim gibi düşünüyormuş.
11 ekim 2005 sabahı aramızdan ayrılan kıymetli şair / yazar.

ne şâirler sevdim zâten yoktular..
yağmurlar giyerlerdi sonbaharla bir..
amerika'nın en büyük beşinci şehiri ve ilk başkentidir, ismini ise manisa'nın ilçesi olan alaşehir'den alır çünkü alaşehir'in antik ismi philadelphia'dır.
cogu arkadasimda gordukten sonra kendimde denedigim ve muhtesem bir saklama yontemi oldugunu dusundugum hede !

kredi kartlarim, fotograflarim, kimligim hepsi telefon kilifiyla telefonumun arasinda.
ankara'nın altındağ ilçesinde bulunan, 1925-2006 yılları arasında cezaevi-infaz merkezi olan günümüz müzesi.

ulucanlar cezaevi, o zamanlarki adıyla cebeci tevkifhanesi, 1925 yılında alman şehir planlamacısı carl christoph lörcher'in tavsiyesi üzerine şu an bulunduğu yere inşa edilmiştir. o dönemde binanın civarı boş ve ekilebilir arazi olduğu için, mahkumları çalışmaya teşvik edilebileceği ve topluma kazandırma yolunda güzel bir çalışma olabileceğini düşünmüştür lörcher. fakat cezaevi inşa edildikten sonra içinde infazlar gerçekleşmeye başlamıştır.
zaman içinde isim değiştiren tevkifhane sırasıyla Cebeci Umumi Hapishanesi, Ankara Hapishanesi, Ankara Cebeci Sivil Cezaevi, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi ve sonunda Ulucanlar Cezaevi adlarını almıştır.

açık kaldığı 81 yıl boyunca içinde 18 infaz gerçekleşen ulucanlar cezaevinde sayısız ünlü mahkum(siyasi, gazeteci vb) bulunmuştur. bunlardan bazıları şöyledir:
deniz gezmiş
bülent ecevit
nazım hikmet ran
necip fazıl kısakürek
muhsin yazıcıoğlu
yusuf aslan
hüseyin inan
erdal eren
ulucanlar cezaevi - yollarda-bul-beni-0bdMP

2006 yılında içindeki mahkumların başka cezaevlerine tahliyesiyle birlikte boş kalan ulucanlar cezaevi, 2009 yılında restore edilmeye başlanmıştır ve 1925 yılında yapılmış haline sadık kalınarak restore edilmiştir. restorasyon işlemleri 2010 yılında tamamlanmıştır. ulucanlar'ın 16 bin metrekarelik kısmı 2011 yılında müze olarak ziyaretlere açılmıştır.

içine girdiğinizde büyük bir yaşanmışlık ve hüzünle karşılaşacağınız cezaevi müzesinde, koğuşlardaki duvar yazılarının nasıl insanı etkilediğine de tanık olacağınıza şüpheniz olmasın.
ulucanlar cezaevi - yollarda-bul-beni-X25gN

bu ülkede yaşayan her vatandaşın ziyaret etmesi gerektiğini düşündüğüm bu müzede en etkileyici duvar yazısı ile kapanış yapılır: özgürlüğünü kaybettin, onurunu kaybetme
Osmanlinin son zamanlarinda imzaladigi sevr antlasmasi gibi benimde cokuse gectigim senelerde imzalayacagim antlasma.umarim maddeleri sevr kadar agir olmaz.
kalbiniz kırılmışken, belki reddedilmiş, belki ayrılmışken, aklınızda hala hakkında çok pozitif şeyler düşündüğünüz, hüzünlü ve depresifken çıkılan yolculuktur. genelde nereye gidildiği bilinmez, çokta umursanmaz. belki ondan uzaklaşmaya, belki de iyice yaklaşmaya. motosikletle, arabanızla, belki otobüsle. yavaş seyahat etmeyi tercih edersiniz, etraf siyahtır, belki kalbiniz kadar değil, dikkat dağınık. zaten başka birşey düşünemezsiniz. gece yolculuğu tercih edersiniz, saklanmak istersiniz herşeyden. yıldızlar size güzel hatıralarınızı hatırlatır, belki ufakta olsa gülümsersiniz. arada bir sigara yakmak için durursunuz, mevsimin sonbahar, esen rüzgarın hüznünüzü de almasını dilersiniz. kulağınızdaki kulaklık, en yakın dostunuz olur biranda. biryerde durmak ister, katlanamayacağınızı düşünürsünüz ama duramazsınız, yol da aşktır çünkü. istediğiniz gibi biryer bulma çabası olmaz, olmak istediğiniz tek yer, gidemeyeceğiniz yerdir. ama bir noktada durmak gerekir. havaya bakıp, yolculuğun bittiğinde hissettiğiniz huzur ve acınız dans eder içinizde. ama sabaha, sadece birisi kalır.
ankara büyükşehir belediyesi'nin aldığı karardan sonra acilen gündeme gelen konudur. sosyal medyada yankı bulmuştur ve imza kampanyası başlamıştır.

kampanya linki

ey gezgin sen de bir imza ver!