dinleyip ne güzel şarkı dediğimiz çoğu bestenin şarkı sözlerini oluşturan dizeler aslında şiirlere ait olabiliyor. ülkemizde bu durumun en bilinen örneklerine imza atan kişi ise ahmet kaya. kendisi özellikle attila ilhan, can yücel ve yusuf hayaloğlu'nun şiirlerini besteleyerek topluma mal olan şarkılar haline getirmiştir. ilk aklıma gelenler: acı ninni, mahur beste, an gelir, böyle bir sevmek. bu şiirler attila ilhan'a ait. kaptan'dan bu kadar örnek verdikten sonra son şarkı/şiiri can yücel'e bırakıyorum.
(bkz: sevgi duvarı)
ahmet kaya-sevgi duvarı
"sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi"
can yücel
(bkz: sevgi duvarı)
ahmet kaya-sevgi duvarı
"sen miydin o yalnızlığım mıydı yoksa
kör karanlıkta açardık paslı gözlerimizi
dilimizde akşamdan kalma bir küfür
salonlar piyasalar sanat sevicileri
derdim günüm insan içine çıkarmaktı seni
yakanda bir amonyak çiçeği
yalnızlığım benim sidikli kontesim
ne kadar rezil olursak o kadar iyi
kumkapı meyhanelerine dadandık
önümüzde altınbaş altın zincir fasulye pilakisi
aramızda görevliler ekipler hızır paşalar
sabahları açıklarda bulurlardı leşimi
öyle sıcaktı ki çöpçülerin elleri
çöpçülerin elleriyle okşardın beni
yalnızlığım benim süpürge saçlım
ne kadar kötü kokarsak o kadar iyi
baktım gökte bir kırmızı bir uçak
bol çelik bol yıldız bol insan
bir gece sevgi duvarını aştık
düştüğüm yer öyle açık seçik ki
başucumda bir sen varsın bir de evren
saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
yalnızlığım benim çoğul türkülerim
ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi"
can yücel
(bkz: fıstıkçı şahap)
alfabedeki sert sessiz harfler. aklımdan çıkmıyor bir türlü. demek iyi öğrenmişim.*
alfabedeki sert sessiz harfler. aklımdan çıkmıyor bir türlü. demek iyi öğrenmişim.*
dün akşam saatlerinde 2'si kadın 3 Rus turist, kağıt toplayıcısı olduğu iddia edilen bir kişi tarafından kaldırımda yürürken bıçaklanıyor.
kaynak
kaynak
cahilliği erdem olarak görmeleri ve kaderci anlayış ilk aklıma gelenler.
- hangi bölümde okuyorsun?
+ uluslararası ilişkiler.
- eee, nolacak bu ilişkiler?
+hangi ilişkiler?
- 50 yıl sonra girer miyiz avrupa birliği'ne?
soruyu soranın durumlara daha hakim olduğu nadir de olsa görülmüştür.*
+ uluslararası ilişkiler.
- eee, nolacak bu ilişkiler?
+hangi ilişkiler?
- 50 yıl sonra girer miyiz avrupa birliği'ne?
soruyu soranın durumlara daha hakim olduğu nadir de olsa görülmüştür.*
passaparola:
soru: ö harfi ile başlayan ağ atan süper kahraman.
cevap: öri potır.
soru: ö harfi ile başlayan ağ atan süper kahraman.
cevap: öri potır.
"bornova bornova", "her şey çok güzel olacak", "eşkıya", "bir zamanlar anadolu'da", "v for vendetta" ve daha bir sürü filmi izlediğim sıra yakın çevrem tarafından şahsıma yönletilen sorudur.
insanın bildiği filmi izlemesi bir çeşit terapi. bu aktivite insanı rahatlatıyor, hayattan, daha doğrusu hayatın sorunlarından uzak durmak için bir tür "teneffüs arası" sağlıyor. (boğulmamak için nefeslenmek de diyebiliriz)
tabii bu kadar çok izledikten sonra filmin repliklerini ezberler hale geliyorsun ve filmi ilk kez izleyen birine rast geldiğinde replikleri tekrar etmeniz itici oluyor.
işin bir de aksi durumu vardır ki çokça çam devirdiğim söz konusudur. mesela "12 kızgın adam" filmini izlediğini gördüğüm birine bu soruyu yöneltir ve "oha bu yaşa geldin ilk kez mi izliyorsun, yazık sana" dediğim ve nobran olduğum anılarım da evet mevcuttur.
insanın bildiği filmi izlemesi bir çeşit terapi. bu aktivite insanı rahatlatıyor, hayattan, daha doğrusu hayatın sorunlarından uzak durmak için bir tür "teneffüs arası" sağlıyor. (boğulmamak için nefeslenmek de diyebiliriz)
tabii bu kadar çok izledikten sonra filmin repliklerini ezberler hale geliyorsun ve filmi ilk kez izleyen birine rast geldiğinde replikleri tekrar etmeniz itici oluyor.
işin bir de aksi durumu vardır ki çokça çam devirdiğim söz konusudur. mesela "12 kızgın adam" filmini izlediğini gördüğüm birine bu soruyu yöneltir ve "oha bu yaşa geldin ilk kez mi izliyorsun, yazık sana" dediğim ve nobran olduğum anılarım da evet mevcuttur.
yeni abd başkanı joe biden'ın aldığı karardır. bu karara göre 20 dolardaki abd'nin 7. başkanı andrew jackson'ın fotoğrafı kaldırılıp yerine afro - amerikalı ünlü kadın aktivist harriet tubman'in fotoğrafı konulacakmış.