interrail yapan farkirler ile aralarında çoğu insanın anlayamadığı ayrı bir bağ vardır. tabi olayı derinlemesine incelersek. interrail'a çıkmadan önce, interrail'in ilk günlerinde 2-3 gün idareten euro üzerinden para harcamamak adına karnını doyurmaya, musluktan su içmeye çalışan fakir öğrenci gencinin yegane kurtarıcısıdır. önce o güzelim derya ton balığı girer, hemen akabininde efsane yurt barbunya pilaki ile taçlanır. Liste uzar gider. bunnları eve taşırken hafif aşınan bim poşeti bu durumu fazla umursamaz. onun asıl görevi roma'da havalimanında başlayacaktır. ilk olarak yemeklerden soran satın alınan başka şeyleri taşır, ardından kategori düşer kirli iç çamaşırına kadar düşer. bittiği nokta ise içine tuluk tuluk doldurulan kirli çorapları,yedek ayakkabıları ya da sandaletleridir. tam ümitler kesilirken şılankkk diye pisa da eyfel de bir anda zirveye yeniden oturur gönüllerde taht kurup uzun uzun fotoğraflar çektirir.

işte böyle severiz bim poşetini....ç
sıkça ve az önce gaza gelerek las vegas olarak gerçekleştirdiğim eylemdir. canım sıkılır, gözüm dalar, kafada hayaller bünyede gitmek istekleri everest iken bir uçak bileti uygulaması açılır. en yakın havaalanından tahmini bir tarihe her yere bilet fiyatları incelenir. fiyatlara ve gündelik yaşamın doluluğuna "hmm" denilerek uygulama kapatılır. ve bitiş.
gezilesi cumuriyettir. rusya federasyonu'na bağlı cumhuriyetlerden biridir. çerkes halkının vatanıdır.
üç kağıtçı devlet yapılanmasının yıllar içinde halkını da kendine benzetmesi olayıdır. veya tam tersidir. halk zaten üç kağıtçıdır halkın içinden gelen devlet yöneticileri de üç kağıtçıdır. herkesin birbirini sikmeye çalıştığı bir memleket oldu türkiye. herkesin kolay para peşinde koştuğu, adam gibi üretimin olmadığı üretimde kalan 3-5 insan üzerinden geçinen milyonlarca insan yığınının yaşadığı bir ülke. dünya ya bir faydası olmayan tüketim topluluğu.
nerde o köylü milletin efendisidir diyen nesil nerde o toprağını ekip biçen nesil, nerede o atatürkün sözlerinde bahsettiği zeki çalışkan türk milleti...

edit: bu bir öz eleştiridir. ve üç kağıtçı bir türk tarafından yazılmıştır.
mustafa kemal atatürk'ün sözüdür. cumhuriyetin kurulduğu yıllarda yaşayan türk milletine hitaben söylemiştir. bu sözde 2000'li yıllarda yaşayan kendine atatürkçü gençlik diyen ve aynı ırka mensup kimseler tarafından çomar olarak adlandırılan bir milletten bahsedilmektedir.
atatürk'ün cumhuriyet savaşı yıllarında türk halkına söylediği bir yakıştırmadır. son yılların türk coğrafyasında türkler çalışkan değildir. tembeldir. korkaktır. kendini ezdirendir. bir makarnaya bir kömüre muhtaç olandır. köledir. cariyedir. kuldur. türk milletini yöneten idarecilerin kamu yöneticilerinin hırsız olması. (bkz: idarecilerin yolsuzluk dosyaları)
(bkz: türk milleti çalışkandır) bu başlık altında yaptığım tanımlamalar zararlı içerik, hakaret, incitici söylem, küfür vb sebeplerden dolayı silinmiştir.

"türk milleti çalışkandır" sözü atatürk'e aittir. ve cumhuriyet savaşı döneminde yaşayan türk halkının azmini çalışkanlıklarını temsil eder. kimse bunun aksini iddia edemez. saman ithal eden bir milletten bahsediyoruz. argümanı olan insanlar bu başlık altında konuşabilirler. bu sözün şuanda yeryüzünde yaşayan türklerle bir alakası yoktur. şuanda birçok dünya milletlerinde olduğu gibi (bkz: meksika) (bkz: yunanistan) v.s türk milletinde de bir tembellik bir çahillik söz konusudur. tembellik ve cahillik bir hakaret değildir. kulluk ve cariyeliğin hakaret olmadığı gibi...

dünya üzerinde 180 milyon türk olduğunu unutmayalım. ve ne kadar çalışkan oldukları ortadır. bu insanların yaşadıkları ülkeler 3. sınıf dünya ülkeleri olarak bilinmektedir.
Deprem vergisi olarak turgut ozal tarafindan bir defaya mahsus olmak uzere cikarilan, ama her zamanki gibi sayin devletimize paranin sesinin hos gelmesi uzerine her ay yalnizca iletisimden degil alakasi olmayan seylerden bile kesilen, kisacasi sevgili devletimize bir baska vergi icin tabir-i caizse domaldigimiz vergi cesidi..