#tüm songlkaradeniz entry'leri

zeus ve demeter’in kızı persephone’ye aşık olup yeraltı dünyasına kaçıran tanrıdır.
Hikaye şöyle başlar: hades birgün persephone’i görür ve aşık olur. Sonra zeus’a söyler. Fakat zeus demeter’in bu aşka izin vermeyeceğini ancak kızı kaçırırsa engel olmayacağını söyler. Zeus aşkları ve aldatmalarıyla gündeme gelen bir tanrı olduğu için ondan böylesi bir yönlendirme görmemek şaşırtıcı olurdu zaten. Neyseciğime hades’te bunu duyunca durur mu hiç. Persephone çiçek topladığı sırada hades yeryüzünü yarar ve kızı kaçırır. Kızının yokluğunu demeter anında fark edip her yeri talan etmeye başlar fakat bulamaz kızını. Bunun üzerine her şeyi gören helios’a gitmekte bulur çareyi demeter ve her şeyi öğrenir. Sonrasında öfkeli ve ihanete uğramış hisseden bereket tanrıçası demeter tarımla ilgilenmeyi bırakır. Kıtlık çıkar ve kızı gelene kadar da kıtlığın devam edeceğini belirtir demeter. Bunun üzerine hades persephone’yi kaybedeceğini anlar ve yeraltı dünyasından gidemesin diye ona nar tanesi yedirir. Çünkü yeraltı dünyasında bir şey yiyen yeraltı dünyasından kurtulamazmış. Fakat sonrasında anlaşmaya varılır ve persephone yılın 3’te ikisini yeryüzünde, 3’te biriniyse yeraltında geçirir. Demeter kızı yeryüzüne geldiğinde toprağa bereket verirken kızı yeraltına gittiğinde kışı getirir. Böylece mevsimler ortaya çıkarmış. Nar tanesini yiyen persephone ise yeraltından tamamen kurtulamaz ve hadesin karısı, ölüler diyarının kraliçesi olarak kalır.

kah gezegenmiş kah değilmiş derken keşfedildiğine lanetler etmiş gezegenimsi şey. Roma mitolojisindeki yeraltı tanrısının adıdır. Yunan mitolojisindeki karşılığı hades’tir. Astrolojik olarak akrep burcunun yöneticisidir.

Geceleri sarıldığım pofuduk şey. Uyurken bir şeye sarılmayınca rahat uyuyamıyorum nedense. Kabuslar dörtnala koşuyor bilinçaltımda.

Venüs’ün kızıl saçları rüzgarda coşan hırçın dalgalar gibi köpürüyor ve pamuk gibi tenine bir kırbaç gibi çarpıyordu. Fakat genç kız rüzgarın öfkesine kendi ruhunda kaynayan nefretle karşı duruyordu. Bu öfke aşkınaydı, babasını zalimce öldüren adamaydı. Önceden aşkla kaynayan kanı şimdi buram buram nefretle doluydu. Kızıl korsan sertçe tuttuğu halatı daha da sıktı. Elinin kızaran boğumlarını zerre umursamadan öteye baktı. Beşyüz deniz mili ötesindeki gemiye şimşek çakan gözlerle baktı. Dilinden bir fısıltı döküldü o an: “Geliyorum sevgilim, tanrı şahidimdir ki kalbini yerinden ben sökeceğim.”

Hemen şimdi, uzay.

Keyfimin istediği yere gider, her gittiğim yerde de burç değiştiririm ben.

e-) hepsi.

Sözlüğün tatlı isimlerinden biridir. Kendisiyle daha yüz yüze tanışamamış olsam da karşılaştığımızda enerjisini seveceğimden garip bir şekilde eminim.

Gezgin sözlük’ün bende yarattığı etkidir. Sürekli bir bugün ne yazılmış diye bakma isteği, acaba bu konuda başlık var mı düşüncesi, a ben bunu biliyorum dur entry yazayım halidir. Özellikle geceleri fena etkiler insanı bu bağımlılık hissi.

Favori yazarımdır. Eserlerinde yansıttığı insan tahlilleriyle psikologlara taş çıkartır. Suç ve ceza’yla suçlu psikolojisini derinlemesine yansıtırken, yeraltından notlar ile huysuz bir yeraltı adamının iç dünyasında yolculuğa çıkartır. kumarbaz’ı ise sırf bir kumarbazın psikolojisini anlamak için okudum. Bunun tek sebebi babamın kumar batağına düşüp kendi ailesini darmadağın edişinin sebebini anlama çabasıydı. Fakat bazı şeyler asla anlaşılmazmış onu anladım. İşin özü dostoyevski’nin her kitabı sizi bir şeyleri anlamaya iter.