fyodor mihayloviç dostoyevski

gerçekçilik akımının önemli rus yazarı, muhendis, asker kişisi. eserleri dünya klasikleri arasına girmiştir. dünya edebiyatını en çok etkileyen ve en çok okunan romacısı olma özelliğine de sahiptir. moskova doğumlu olan dostoyevski, 1881 yılında 59 yaşındayken snakt-peterburg'da ölmüştür. cenazesine 30 bin kişinin katıldığı söylenir.

ayrıca ‘yeraltından notlar’ kitabı benim yaşamımdan uyarlanmış ‘based on a true story’dir. ya da tanrı benim hayatımı o kitaptan uyarlamış da olabilir. kafam çok karışık.
bildiğimiz gibi; dostoyevski’nin milliyetçiliği ve koyu dindarlığı, eserlerinde bulunan evrensellikle çatışır. hatta yazarın tanrıtanımaz ya da sosyalist olmayışına şaşırır; bunu en sonunda çok pencereli düşünmeye, filozofça sorgulamaya, yüksek empatiye, çok boyutlu bakış açısına vs. bağlarız.

(bkz: sigmund freud) burada mükemmel bir tespit yapıyor.

dostoyevski’yi “peygamberlikten alıkoyan ve zayıflaştıran” o şeyin, baba’nın yerine koyduğu çar ve hz. isa olduğunu söylüyor. dostoyevski, baba eksikliğini devlet ve tanrı’yla telafi etmeye çalışıyor.

ve ekliyor freud; ''insanlığın kurtarıcısı olabilecekken, gardiyanı olmayı seçmiştir.''

kim ne düşünür bilmem ama bu, benim kafamdaki boşlukları dolduran enfes bir yorumdur.
tolstoy'un yanında hiçbir zaman değeri bilinmeyen yazar.
sadece bir yazar değil, insan psikolojisini yemiş yutmuş büyük insan.
Favori yazarımdır. Eserlerinde yansıttığı insan tahlilleriyle psikologlara taş çıkartır. Suç ve ceza’yla suçlu psikolojisini derinlemesine yansıtırken, yeraltından notlar ile huysuz bir yeraltı adamının iç dünyasında yolculuğa çıkartır. kumarbaz’ı ise sırf bir kumarbazın psikolojisini anlamak için okudum. Bunun tek sebebi babamın kumar batağına düşüp kendi ailesini darmadağın edişinin sebebini anlama çabasıydı. Fakat bazı şeyler asla anlaşılmazmış onu anladım. İşin özü dostoyevski’nin her kitabı sizi bir şeyleri anlamaya iter.