#tüm nes entry'leri
dün denediğim ancak sadece 50 tl'lik işleme izin verdiği için saçma bulduğum uygulama. şu an deneme yapılıyor tamam anladık ama 50 tl ne yahu!
1900'lü yılların başında çarlık rusyası'nda yaşayan fakir sütçü tevye'nin hikayesini anlatan müzikal oyun. ilk kez 1964'te broadway'de sergilenmeye başlamış ve 8 yıl hiç ara vermeden 3 binden fazla oynanmış. zengin bir yaşam sürme hayalleri olan tevye'nin if i were a rich man performansı şahanedir.
whatsapp yazışmalarınızın ve fotoğraflarınızın facebook ile paylaşılacağını açıkça duyurdu. "özel hayatınıza saygılı olmak DNA'mızda var" derken biz bunları başkalarıyla paylaşmayız ama size doğru reklamları göstermek için aile üyemiz olan facebook'la paylaşırız dediler. zaten bildiğimiz ancak dillendirilmeyen bir gerçeği kullanım politikasına ekleyiverdiler. özel yazışmalarının bu şekilde kullanılmasını istemeyen pek çok kişi alternatif chat programlarına başvuracaktır.
(bkz: great hack)
(bkz: great hack)
türkiye'de bugüne kadar yapılmış en büyük konserlerden biri (bkz: zülfü livaneli) hipodrom konseridir. 500 binden fazla kişinin katıldığı tahmin ediliyor. 50 sanatçıyla 100 bin kişi toplayamayan festivalleri düşününce ne kadar büyük bir olay olduğu anlaşılıyor.
şu performansı elinde bağlama değil de elektro gitarla yapsaydı tam bir progressive rock performansına dönüşebilirdi dediğim büyük halk ozanı.
ben fragmanını bile izlerken utandım, onlar çekerken utanmamış diyebileceğim türden bir dizi. en fazla 1 bölüm daha yayınlanır ve yayından kalkar diye tahmin ediyorum.
boğaziçi üniversitesi'ne tarihinde ilk kez kurum dışından rektör atandı. akp milletvekili aday adayı melih bulu'nun rektör olarak atanması sonrasında üniversite öğretim üyeleri bildiri yayınladı:
“Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!
1 Ocak 2021 gece yarısı, 1980’lerin askerî vesayet rejiminden sonra ilk kez Boğaziçi Üniversitesine kurum dışından bir rektör atanmıştır. Bu durum 2016’dan bu yana ağırlaşarak sürmekte olan, rektör seçimlerini ortadan kaldıran antidemokratik uygulamaların bir devamıdır. Üniversitemizin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamayı kabul etmiyoruz. Üniversite senatomuzun 2012 yılında kabul ettiği aşağıdaki ilkelerden vazgeçmiyoruz:
Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir.
Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir.
Üniversitelerin, özerk anayasal kurumlar olarak, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır.
Üniversitemizin tüm bileşenleri ile birlikte bu ilkelerin takipçisiyiz.”
“Kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz!
1 Ocak 2021 gece yarısı, 1980’lerin askerî vesayet rejiminden sonra ilk kez Boğaziçi Üniversitesine kurum dışından bir rektör atanmıştır. Bu durum 2016’dan bu yana ağırlaşarak sürmekte olan, rektör seçimlerini ortadan kaldıran antidemokratik uygulamaların bir devamıdır. Üniversitemizin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamayı kabul etmiyoruz. Üniversite senatomuzun 2012 yılında kabul ettiği aşağıdaki ilkelerden vazgeçmiyoruz:
Üniversitelerin herhangi bir kişi ya da kuruluşun etki veya baskısına maruz kalmaması ve siyaset aracı olarak kullanılmaması, bilimsel ve toplumsal gelişim açısından vazgeçilmezdir.
Üniversitelerde karar alma yetkisinin demokratik yöntemlerle seçilmiş kurullarda ve akademik yöneticilerde olması özerklik için şarttır. Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir.
Üniversitelerin, özerk anayasal kurumlar olarak, akademik programlarını ve araştırma politikalarını öğretim elemanlarınca ve/veya üniversite kurullarınca kararlaştırılarak belirlemesi, bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır.
Üniversitemizin tüm bileşenleri ile birlikte bu ilkelerin takipçisiyiz.”
ankara'nın tarihi opera binasında izlediğim ilk operaydı.