#tüm kedi entry'leri

cinsiyetçiliği hafif üzse de o zamanlar böyle kitaplar mı yazılmış bu ülkede demeniz için
Çetin altan-viski
Kutsal bir yıl olacağa benziyor benim için. Siyasi/ekonomik anlamda çöküşte de olsa güzel ülkemizi bir sürü müzisyen/grup ziyaret ediyor. Her gün evde oturarak paramı biriktirip gidebileceğim konserler:
Gogo penguin
King krule
Camel (hehehehehehe)
Nick cave & the bad seeds
Steven wilson
Gezginin amacı gezmek, keşfetmek turistin amacı "görmek", tatil yapmak olabilir. Gezginin gezdiği yerin sokaklarında yatıp ucuz lokantalarında yemesi bundandır, sadece paradan değil. Sadece görmek değil koklamak, duymak, hikayeler dinlemek ister. Turist rutin hayatını kısa süreliğine bırakıp planladığı ve beğeneceğinden emin olduğu yere giderken, gezgin bakalım burası nasıl bir yermiş der ve gider. Bu yüzden turist parasına/vaktine yazık oldu diye pişman olabilir, gezgin pek olmaz.
Üç dört yıl önceki halinden eser kalmamış sözlük. Sol framede okuyacak tek bir başlık bulamadığınız, yalnız, mutsuz ve agresif erkek topluluğu.
gamsız, mutlu, kafaları daima güzel, birbirini seven insanlar. Güney amerika ülkelerini hep böyle hayal ettim gidince teyit ederim artık.
İşe/okula iki saatte gidip gelmenin normal sayılmasıdır. Panik atak/anksiyete gibi rahatsızlıklarınız varsa toplu taşıma kullanmanız tavsiye edilmez, trafiğe çıkmanız da edilmez aslında bilemedim şimdi. Her otobüse bindiğimde istisnasız kavga çıkıyor, metroyu iş çıkış saati dışında kullanabilirsiniz onda sorun görmüyorum. Unutmayın ki bu habitat artık medeniyet değil vahşi yaşam sayılmalıdır. Kadıköy/Bakırköy gibi yerler vakit geçirmek için gayet iyi olsa da unutmayın ki sosyalleşmek bu ülkede bir lükstür, bira 15 liradan başlar. Konsere, sinemaya gidersiniz ama bir şey yiyip içemezsiniz. Ben deniz kenarında oturup hava alıcam derseniz sorun yoktur ama.
Beklentiyle gelmeseniz bile sizi hayal kırıklığına uğratabilecek üniversitedir. Nerede bu ilginç insanlar ben mi görmüyorum arkadaş. Belki de kuzey yüzündendir, allah belanı versin kuzey.
Edit: tamam bir heyecanla saygısızlık etmiş olabilirim sineması ve audiovisual'ı birer nimettir.
Üç dört yaşımdayken kredi kartını kamu çalışanlarına verilen bir tür kimlik sanırdım, temel ihtiyaçlarımızı onunla bedavaya alıyoruz sanırdım, sadece markette kartla ödeme yaptığımızı gördüğüm için. İnsanlar içlerinden gelince falan nakit veriyor sanırdım. O duygu.