#tüm freedom entry'leri

dünyanın en büyük espressocusu;
bir çok dev amerikan şirketi gibi bu firmada insan ve hatta memnuniyet odaklıdır. pazarlamacı olan Howard Schultz çalıştığı firmadan ayrılıp, kaliteli kahve çakirdeği satan starbucks firmasında çalışmaya başlar. bir gün şirket adına fuarlara katılmak için italyaya gider ve bugünklü starbucks fikri orada aşılanır kendisine, döndüğünde sturbucks ın sahiplerine bu fikrini bir türlü kabul ettiremez ve çok sevdiği şirketten ayrılarak Il Giornale firmasını kurar, günümüzdeki starbucksların ilki sayılır. Howard Schultz'ın işleri ufak değişiklerle oldukça iyi gider ama sturbacks artık ayakta durmakta zorlanmaktadır, aklından bir türlü çıkaramadığı sturbacks şirketini 5 civarı mağazasıyla birlikte satın alır ve kendi mağazası olan Il Giornale ile birleştirir. şimdiki amblem iki şirketin amblemlerinin birleşimidir, yeşil kısımlar orjinal sturbucks, kahve rengi olanlar ise Il Giornale nin ambemini temsil eder. sturbucks kahveleri laboratuvar da üretilir ve hatta dünyanın engelişmiş laboratuvarlarından birine sahiptir. Howard Schultz ın yazdığı gönlünü işe vermek kitabını okuyabilirsiniz, üniversitedeyken okumuştum kısaca stubacks budur. biraz pahalıdır ama ben de lezzetli bulanlardanım.
"türk eğitim sistemi" çok güzel içi boş bir çümle şöyle ki; öncelikle sistem denen bir şeyin var olmaması. her şeye enbaştan başlayıp işi kökünden düzeltmek lazım. yani öyle yok sınavsız sistem yok o sınavı kaldırayım, bu kitabı getireyim bunlar hikayedir efendim.

1.)önce öğretmenlerimizin itibarını arttıracaksın.
2.)öğretmenlerimizin kalitesini arttırcaksın.
- öğretmen fakültelerine girişler zorlaşacak, atanamayan öğretmen kalmayacak bikere.
-öğretmen fakültesinden mezun olan öğretmen aşırı donanımlı olması lazım herkonuda.
3.)maddi sıkıntı çekmeyecekler.
4.)zorunlu görev diye birşey olmaycak.

azami olarak bu ve benzeri şartlar yerine gelmeden yapılan tüm çalışmalar ve iyileştirmeler zaman ve para kaybından başka bir şey değildir.

not:öğretmen değilim.
güneyafrika; johannesburg - port elizabeth - cape town. 18 yaş 2,5 ay
sonrasında gezilerim devam etti ama hala bu ilk gezimdeki heyecanı yakalayabilmiş değilim.
insalığına, yazarlığına daha pek çok özelliğine bir şey diyemem zira hepsi görecelidir...

ama sen gelip bir kaza yapacaksın, önce kaçarak adaleti yanıltacaksın sonra çıkıp vicdan falan deyip teslim olcaksın, adliyeye götürülürken bir güzel artislik yapacaksın, sonra da burada iyi insandı, yazardı falan demeye benim midem kaldırmıyor. benim gözümde korkak,acımasız,hain bir katildir.

suçu üstlenen şahıs içinde aynı şeyleri düşünüyorum. kamuoyuna açıklasınlar ismini resmini böyle aşşağılık bir planın nasıl parçası olduğunu hayatını kaybedenlerin ailelerine bir anlatsın bakalım.