#tüm eykeyfortisevin entry'leri

rahmetli babam ilk defa gösterdiğinde bu uygulamayı çok şaşırmıştım. küçüklük tabi “aharey aharey!! la nasıl olurda bu plastik erimez!” diyordum. sonrasında zevk için her pikniğe gittiğimizde doldurur pet şişeyi atardım ateşin ortasına.
sonra mı ne oldu?
fizik felan öğrendim işin tadı tuzu kaçtı.
o son fiziği öğrenmeyecektik. zaten muhasebeci adamın ne işi olur fizikle. hiç!
ilk gittiğim gün üniversite 2. sınıf öğrencisiydim ve o güne kadar hiç alkol almamıştım ve hayatta kullanmam diyordum. o günün akşamına kendimi aheste aheste yağan karın altında arka sokaklarda yere çömelmiş vaziyette birayı kafaya dikerken buldum.
Çok acayip bir memleket.
civarında bulunan araçların yüzde yetmişi kiralık araç ve bu kiralık araçların yüzde altmış dokuzu arap turist.

doğa katlediliyor ve kirletiliyor. zira ben gittiğimde göl leş gibiydi.
sultanbeyli göletle arasında ki tek fark etrafında ki ağaçlar. yoksa giden insanlar, göle bakım, gezmeye giden insanlar(birinde araplar var birinde suriyeli) hep aynı.
lisans eğitimimi tamamladığım şehir.

bursaya küçük istanbul demek bursaya da istanbula da ayıp olur. bu sadece trafiğine bakıp da “vay arhadaş aynı İstanbul ya la burası” oluyor.

kanımca bursa tam bir doğa şehri. gezilip görülecek birbirinden çok farkı yerleri var.

not: yıldırıma gitmeyinde neresine giderseniz gidin.

sonnot: nilüfer belediyesinin çok hakkı yendi, bok atıldı, hatta ve hatta o kadar çarpık yapılaşmış ilçesi dururken kentsel dönüşümü nilüferden başlatıp ciğerine neşter vurdular. Ah aldı ah çıkıyor.