#tüm erikdaligevrektir entry'leri

Okurken çok güzel olmuş da entry girme paneli hala beyaz ya, bir anda gözlerinize tecavüz edebiliyor. Yine de güzel olmuş. Elinize sağlık
Ya bu başak burçları size ne etti? Adımız çıkmış bir kere. Bu da gösteriyor ki bir aslanla tanışmamışsınız
Şişme yatak kullanıp aaa bak benim şişme yatağım var diyip kamplarda çadıra kız atmaya çalışan tipler oluyor genelde. Arabasıyla gelir mangal yakar falan filan.
Yerinde edilen küfür herkese yakışır ama sürekli amk amk amk diye gezen kişiler cinsiyet farketmeksizin mide bulandırır.
Dumanını yel, parasını el alır diye bir söylemi de bulunur. Günümüzde Zararlı mı faydalı mı tartışılır.
Üstteki yazara yüzde yüz katıldığımı düşünüyorum. İşlerim biter bitmez kaçarım. Yazları inanılmaz sıcaktır
Merhaba gezginsözlük. Aylardır uzak olduğum yollara düştüm bi 10 gün önce hala da devam ediyorum ama bunları anlatacağım blogumu kapatmak zorunda kaldım(ifşa edildim).
Bu hikayedeki şehirler seyahat halinde olduğum şehirler değildir(bir daha ifşa olmayayım).

İşi bırakalı 9 ay, Sevgilimden ayrılalı 3 ay, Ruhum öleli 4 yıl oluyor. Bu 9 ayda neler yaptığım kısmı önemli zira sadece düşünmek ve temel ihtiyaçlarımı karşılamakla geçti. İnsanlardan, fikirlerden uzak; doğayı ve kendimi dinlemek üzere uzun süreli meditasyon yaptım. Bunu farklı yerlerde yapmayı çok isterdim ama maalesef iklim şartları ve maddi durumum pek elvermedi. Şimdi gelelim hikayeye.
Size işi bırakma kısmını anlatmayacağım. Sevgilimden ayrıldığım kısımda da detay vermeyeceğim pek. Hatta ruhum neden öldü kısmını da söylemeyeceğim ama tahmin edeceksiniz sanıyorum.
Ben geçmiş olan 30 yılımın 17 yılını ailesiz geçirmiş bir insanım. Belli bir dönemde “ailem” diyebileceğim bir kişi olmuştu. Her zaman söylerim ve isterim; bir kızım olsaydı diye... işte o kızın annesi olacak kişiydi. Ömrümün en güzel bir kaç yılını oluşturacak kişinin ellerimden uçup gitmesi değil olay. Bunun olacağını benden iyi bilecek kimse yoktu. Asıl olay bunun unutulmaması da değil, ona adanmış bir hayat. Ben farketmesem de hayatımı bir kişiye adamıştım. angut gibi sadece ölümün ikimiz için de gelecek zamanı bekliyorum. Ben hayatımı birine adadığımı farkettiğimde ne kimseye bakabildim ne de yaklaşıp konuşabildim. 3 ay önce ayrıldığım sevgilim de 6 ay zorla ilişkiyi sürdürdü. Ayrılma sebebini de tahmin etmişsinizdir; daha fazla birinin üzülmemesi. Aslında işi bıraktığımda yaşamayı fiilen bırakmıştım. Aylardır kafamda bir sürü plan ile yaşamak zorunda kaldım. Hepsi uçarı olmayabilir ama çoğu olasılıksızdı.Bugün tek yapmak istediğimi yaptım.
O angut eşinin yanına gitti. Sarıldı hiçbir şey olmamış gibi. Sadece kokladı, konuşamadı. Bir süre sessiz çığlıklar ve arkasından oradan uzaklaştı. Zira daha fazla tutamayacaktı kendini ama ne değeri vardı. Gurur denen bok burda da onu buldu. Sonrasında tekrar aradı, ulaştı, yanına koşa koşa gitti. İki tane küçük göz onu bekliyordu, kıpkırmızı. Sadece dinledi, konuşacak pek bir şeyi yoktu çünkü... gülüşünü, sesini en çok da kokusunu özlemişti. Tüm hepsine kavuşmuştu ama dokunamıyordu. Acı vermedi zira karşısındaydı. Konuşacak olacağı anda içkisine sarılıyor, kuracağı cümleleri yutuyordu. Her seferinde bunu yaptı, amacı sadece en ufak kırgınlık vermemek istemesiydi. Biri mecnun biri şirin olan iki yalnız insanı temsil ediyorlardı. Sessizce bir kez daha sarıldı, kırmızı gözlerin yerini parıl parıl gördükten sonra bırakmak istemedi. Yeterinden çok çok az bir süre sarılmışlardı ama daha fazla tutamazdı kollarında. Ufak bir dokunuşla yüzüne dokundu, ardından hemen indirdi. Korkutmak istemiyordu. Bir 10 dakika konuşmadan birbirilerine baktılar. mutluluğun buruk bir ayrılığa dönüşmesi gerekiyordu. İkisi de ayrılmayı hiç becerememişti zaten. Bir kez daha koklamak istedi, son kez olmaması umarak...
kokladı...
ve bitti.

Edit:polis çevirmeseydi daha uzun yazacaktım ama kısa kesmek zorunda kaldım. Eksik yönleri var. Güncelleyeceğim daha sonra