#tüm egemen-camlibel başlıkları

izmir alsancak muzaffer izgü Sokağında bulunan yeni açılmış adından da anlaşılacağı üzere afrika temalı bir bar.

Sahibi aynı sokakta bulunan kovanIn işletmecisi. Kovan yıllardır gittiğimiz sevdiğimiz oturmasını kalkmasını iyi bilen bi abimizdir.

Konsept olarak beğendim. Fakat çalan müzikle ambiyansın pek uyumlu olmadığını düşünüyorum. Üstelik müzik seviyesi arka taraftaki bahçe kısmında biraz yüksek seviyede. Karşınızdakini ara sıra müzikten anlayamayabiliyorsunuz.

Fiyatlar sokaktaki diğer barlarla benzer seviyede. Entry’nin giriş tarihi itibariyle Cumartesi ve pazar günleri akşam 19.00’a kadar bavyera : 36 tl, 19.00’dan sonra ise 42 tl idi. 50’lik biralar 25 tl civarlarında. Ayrıca 19.00’a kadar bira tabağı+50’lik tuborg gold 30 tl.

Bira tabağı+bira kampanyasına biraz geç gittiğimiz için yetişemedim. Fakat beraber gittiğim arkadaşım daha evvel denediğini ve gayet lezzetli olup içeriğinin bol olduğunu söyledi. (Gidip denersiniz falan suçu ona atayım dedim*)

İç kısımda piyano mevcut ve müşterilerin kullanımıma açık. Az buçuk bu sazı öttürürüm diyen arkadaşlar varsa dm kısmını parlatsınlar görüşüp takılalım.

Garsonlar ilgililer. Küçük bi karışıklık yaşadık hesapla ilgili fakat kasada hemen çözüldü. Fazladan bira yazılmıştı.

Mutfak kısmına tadım testi uygulayamadım fakat birgün aç gidip bir şeyler yersem entryi editlerim.
1982’den itibaren fenderIn maliyetlerini azaltmak ve ucuz iş gücünden yararlanmak maksadıyla uzak doğuda gitar üretmek istemesiyle ortaya çıkmış alt markasıdır.

Ağaç kalitesi düşük seviyededir. Fakat aynı fiyat bandındaki rakiplerine nazaran kesinlikle daha kalitelidir. Hatta amerikan fender stratocaster İle squier stratocaster’ı karşılaştırdığınızda, squire stratlar daha ağırdırlar.

Tecrübe etmemiş olsamda öğrendiğim kadarıyla en kalitelileri kore Ve japonyaDa üretilen modelleridir. Hatta yıllar önce ilk gitar hocamın endonezya üretimi vintage modified thinline 72’s telecaster’ın o tatlı tonunun bazı meksika modellerinden bile iyi ton verdiğini düşünmekteyim. Günümüzde kore’de üretim yapılmadığı için bulması ve ulaşması çok güçtür. Ara sıra malum sarı sitede denk gelince absürt fiyatlarla karşılaştığım çok olmuştur.

Şu sıralar kıyıda köşede biriktirdiğim parayla uygun fiyata denk gelirsem surf green, squier classic vibe 70s jaguar modelini almayı düşünüyorum. Bilen eden satan olursa mesaj kutumu şenlendirirse sevinirim.

Çin üretimi affinity Serisinden uzak durmanızı önerdiğim seridir aynı zamanda. bullet serisi hakkında fikrim yok maalesef. Öneri olarak daha uygun fiyatlara sx alabilirsiniz.

En büyük eksi yanları sıkıştırılarak üretilip üzerlerinin ağaçla kaplanmasıdır. Yekpare bir gövde mevcut değildir. Uzun vadede özellikle nemli yerlerde yaşıyorsanız gitarınız ömrünü erken tamamlayacaktır. Sapları tek parça ağaçtan üretilmektedir. O yüzden pek sık entonasyon sorunuyla karşılaşılmaz. Affinity serisi çok akor kaçırmaktadır. Üst seviye classic vibe, vintage serisi falan biraz daha iyi durumdadır.

Alıp modifiye etmeye uygun gitarlardır. Yıllardır hayalimdir şu surf green renge bi relic işlemi yapmak. Ama mevcut ülke ekonomisi sebebiyle sürekli ertelenmektedir. Umarım en kısa zamanda yaparız şu iş be moruk.

Edit: imla
izmir bostanlıDa bulunan minimalist, bu yağmurlu soğuk havalarda deniz kenarında hissi yaratan kahveci.

Konum olarak beğendiğim, gelen kitlenin fena olmadığı ve vakit geçirmekten hoşlandığım bir yer.

Kahve fiyatları 20 tl civarlarında. Filtre kahve çeşitleri mevcut. Kahve dışında soğuk çayları bulunmakta. Hafif bir şeyler denemek istediğimi söylediğimde barista önerisi doğrultusunda berry punch’ı denedim ve beğendim. Çok hafif ve ferahlatıcı.

Gündüzleri gitme fırsatım olmadı fakat iç kısımda oturup günlük bilgisayar işlerinizi halledebilirsiniz. İnterneti çok hızlı değil fakat üzmüyor. Torrentten oyun indirmeye gitmediğiniz sürece sorun yaşamazsınız.
iranIn en aydınlık zamanlarında yaşamış şair. Benim için ortadoğunun gizli kalmış hazinelerindendir kendisi. Gamlıdır. Yalnızlık barındırır. Hüzünlendirir. ama hayata karşı kırıntılı bir istek vardır şiirlerinde. 32 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonrası hayatını kaybetmiştir.

Çok sevdiğim bir şiiri vardır. İranlı yönetmen ibrahim gülistan’a ithafen yazılmıştır.

hasim hüsrevşavi çevirisi;

YENİDEN DOĞUŞ

- İbrahim Golestan'a -

Tüm varlığım benim karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin
sonsuz seherine götürecek.

Ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!

Yaşam belki
uzun bir caddedir,
her gün filesiyle bir kadının geçtiği,
yaşam belki
bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı,
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde
yakılan bir sigaradır,
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,
şapkasını kaldırarak,
başka bir yoldan geçene
anlamsız gülümsemeyle “günaydın” diyen.

Yaşam belki de o tıkalı andır,
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde
kendini paramparça yıktığı
ve bir duyumsama var bunda
benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.

Yalnızlık boyutlarındaki bir odada,
aşk boyutlarındaki yüreğim,
kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,
saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu
ve senin bahçemize diktiğin fidanı
ve bir pencere boyutlarında öten
kanarya ötüşlerini.

Ah..
Budur benim payıma düşen,
budur benim payıma düşen,
benim payıma düşen,
bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür,
benim payıma düşen,
terk edilmiş merdivenlerden inmektir
ve ulaşmaktır bir şeylere çürüyüşte ve gurbette,
benim payıma düşen
anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir.

Ve "ellerini
seviyorum" diyen
sesin hüznünde ölmektir.

Ellerimi bahçeye dikiyorum,
yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
çukurunda yumurtlayacaklar.

Küpeler takacağım kulaklarıma
ikiz iki kirazdan
ve tırnaklarımı
papatya çiçeği yapraklarıyla süsleyeceğim.
Bir sokak var orada,
aynı karışık saçları, ince boyunları
ve sıska bacaklarıyla
küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar
bir gece
rüzgârın bizi alıp götürdüğü.

Bir sokak var benim yüreğimin
çocukluk mahallesinden çaldığı,
zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
ve bir oylumla gebe bırakmak
bir zamanın kuru çizgisini
bilinçli bir simgenin oylumu
aynanın konukluğundan dönen.

Ve böylecedir,
birisi ölür
ve birisi yaşar.
hiçbir avcı,
çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır.

Ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum
okyanusta yaşayan
ve yüreğini tahta bir kavalda,
usul usul çalan
küçük hüzünlü bir peri,
geceleri bir öpücükle ölen
ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan…


makbule aras çevirisi;

YENİDEN DOĞUŞ

- İbrahim Golestan'a -

Tüm varlığım karanlık bir ayettir benim
seni
kendinde tekrarlayarak
yeşermenin ve çiçeklenmenin
sonsuz gündoğumuna götürecek

ben bu âyette senin için ah çektim, ah!
ben bu âyetle
ağaçla ve suyla ve ateşle bütünleştirdim seni

hayat belki
bir kadının her gün filesiyle geçtiği uzun bir caddedir
hayat belki
bir adamın kendini dala astığı iptir
hayat belki
okuldan dönen bir çocuktur
hayat belki
iki sevişme arası rehavetinde
yakılan bir sigaradır
ya da
yoldan geçen bir başkasına
şapkasını kaldırarak anlamsız bir gülümseyişle
"günaydın" diyen adamın
şaşkınca karşıya geçişidir

hayat, bakışlarımın
senin gözbebeklerinde
kendini paramparça ettiği
o tutuklu andır belki
ve bakışım kendisini,
aydınlığın ve karanlığın idrakiyle
karıştıracağım duygusu içindedir

yalnızlık boyutlarındaki bir odada
tek aşklık kalbim,
kendi mutluluğunun yalın bahanelerine
saksıdaki çiçeklerin güzelce soluşuna
eviınizin bahçesine senin diktiğin fidana
ve bir tek pencere için öten kanaryaların şarkısına
bakıyor.

ah!
bana düşen budur
bana düşen budur
bana düşen
bir perdenin asılışının benden aldığı gökyüzüdür
bana düşen terk edilmiş bir merdivenden inmek
ve yalnızlık içinde çürümekte olan bir şeye ulaşmaktır
bana düşen hatıralar bahçesinde hüzünle dolaşmaktır
ve "ellerini seviyorum"
diyen sesin kederinde ölınektir

ellerimi bahçeye dikiyoruın
yeşereceğim biliyorum, biliyorum, biliyorum
ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın
arasına yumurtlayacaklar

küpeler takacağım kulaklarıma
kıpkırınızı kirazlardan
ve tırnaklarıma yıldızçiçeği yaprakları yapıştıracağım
çocukları bir zamanlar bana aşık
bir sokak var orada
aynı dağınık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla
o çocuklar,
bir gece rüzgarın alıp götürdüğü
o küçük kızın masuın tebessümünü
düşünüyorlar hâlâ

bir sokak var
kalbimin
çocukluğumun mahallelerinden çaldığı

zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
ve bir oylumla gebe bırakmak
zamanın kuru çizgisini
bir aynaya misafir gidip dönen
bilinçli imgenin oylumuyla

ve işte böyledir
biri ölür
ve geride kalır biri
hiçbir avcı
çukura dökülen sığ derede
inci avlayamaz

hüzünlü, küçük bir peri tanıyorum ben
okyanusta yaşayan
ve yüreğini ahşap neyinde
usul usul çalan
hüzünlü, küçük bir peri
geceleri bir buseyle ölen
gün ağarırken bir buseyle
yeniden doğacak olan.
2-3 ay önce bursa’da açılan hediyelik eşya, çanta, bardak vs. ıvır zıvır satan bir dükkan. Kendisinden ek’te gördüğünüz çantayı sipariş ettim. 59.90 tl gibi uygun bi fiyatı var. Ürünleri güzel ve fiyatına göre kaliteli. Ürünlerini shopier ÜZerinden satmakta.

Whatsapp’tan kendileriyle iletişime geçip ürün hakkında birkaç soru sormam gerekti. Sahibi olacak kişi inanılmaz kibar ve nazik birisi. Her konuda yardımcı oldu. Sohbet etmek için bile ara ara yazasım geliyor.*

münir görükle - egemen-camlibel-6y5mZ

Edit: imla
Eskişehir’de bulunan barlar sokağının gürültüsünden uzak içerisi tıklım tıklım sanat kokan pub. irish pub kültürünü mükemmel yansıtmışlar. Fiyatlar ortalama. 3-5 arkadaş gidip sohbet edip vakit geçirmek için birebir.

Viski sevmediğim için denemedim fakat menüdeki çeşitlilik hakikaten cezbedici. Single maltlardan harman maltlara, amerikan viskisinden irish viskilere kadar yelpazesi hakikaten çok genişti. Viski fiyatlarına sipariş etmediğim için dikkat etmedim. Fakat, her güne özel viski belirlenmiş ve o tarihte gittiğinizde %30 indirimli sipariş ediyorsunuz.

Entrynin girildiği an itibariyle bira fiyatları;
-50cl fıçı bira (efes, bomonti, bomonti filtresiz, bud, becks) : 26-27tl
-Bavyera : 46-48tl
-7’li kova50cl bira çeşitleri+patates kızartması : 170tl
-3 lt fıçı biraver + bira tabağı : 175tl

Museum kültür sanat pub

Edit : imla
Kendisini 18.11.2021 hangout psmDe gerçekleşen digital cultures festivalinde dinleme fırsatı buldum. Sahne performansı ve enerjisi çok yüksek. Elektronik müzik pek bana hitap etmese de kendisini ve sanatını gerçek anlamda beğendim.

(bkz: digital cultures festival)
(bkz: institut français)
(bkz: publiko)
(bkz: jakuzi)
(bkz: lalalar)

Kendisi ve son ep’si hakkında bilgicikler

Edit : fransızca kaynağın düzeltilmesi moruk.
casper markasının çıkarmış olduğu oyun bilgisayarı.

monster notebook ile arasında gidip kaldığım daha sonra doların artmasıyla birlikte teknosada indirim yakalar yakalamaz g770 8vj0t modelini satın aldığım bilgisayar.

sistemi aşırı derecede zorlayacak yüksek grafikli oyunlar oynamayacağım için uzun yıllar kendisiyle birlikte vakit geçireceğimi düşündüğüm bilgisayar. daha çok günlük işler, ufak renderlar ve birkaç oyun oynayacağım.

kabaca sistem özellikleri;
-i5 11400h işlemci
-nvidia rtx 3050 grafik kartı
-480 gb m2 ssd
-8 gb ram 3200mhz (64 gb kadar destekli)
-144hz led panel 300 nit 15.6'
-boş 2'5 inçlik sata yuvası
-2 adet 3.1 usb, 1 adet hdmi, 1 adet type-c, 1 adet ethernet, 1 adet sd kart okuyucu ve 1 adet kulaklık girişi mevcut.

benim satın aldığım tarih olan 30 ekim 2021 de fiyat: 11.200 tl
şu an teknosada doların fırlamasıyla birlikte 12.600 tl'den satılmakta

almadan evvel araştırmalarımda aşırı ısınma sorunu olduğunu söyleyen bir çok yorum gördüm fakat ben sistemi o kadar zorlamadığımdan sanırım böyle bir sorunla karşılaşmadım. 2 adet fan mevcut.

eksiler:
-fanlar max güçte aşırı sesli çalışmakta kütüphanede vs. kullanacaksanız rahatsız edici olabilir.
-işlemci ve grafik işlemci birimi iç dizaynda aynı tarafta ve bakır borularla soğutulmaya çalışılmış. sağ ve sol olarak ayrılsaymış belki daha iyi soğutma sistemine sahip olabilirmiş.
-depolama alanı benim için önem arz ettiğinden m2 slotunun 2 adet olasını isterdim. fakat büyük sorun değil boş sata slotu bırakmış olmaları beni kurtaracaktır.
-klavyeleri aşırı yumuşak ve rgb aydınlatmaları çok üst düzey değil.
-giriş sayıları az. daha fazla usb ve en azından display girişi görmek isterdim.
-pil süresi beklediğimden daha kısa sürede tükeniyor. ofis modunda kullanırken 2 saate %10 seviyelerine inmekte.

artılar:
-fiyat. dolardan dolayı geçekten fiyatlar aşırı derecede yüksek fakat piyasa araştırması yaptığımda elime 2-3 adet seçenek kalmakta ve aralarından benim seçimim excalibur oldu.
-ömür boyu bakım garantisi mevcut. 6 ayda bir içini temizletmek için gönderilebiliyor.
-tasarımını beğendim. arkada gereksiz logo aydınlatması mevcut değil. fırçalanmış plastik kasa mevcut ve bence gayet şık durmakta. parmak izi çok tutmuyor. genel olarak oyuncu bilgisayarı hatlarını taşıyor fakat işyerinizde toplantıda da kullanabilirsiniz.
-64 gb ram desteği
-piliniz zamanla yıpransa bile anakarta söküp çıkarılabilir şekilde tasarlamışlar. zamanla pil bitse bile yenisi tedarik edilince sorunsuz çalışacağını düşünüyorum.
-sistem upgrade etmeniz durumunda garanti dışı kalmamakta. sadece eklediğiniz parçalar garanti dahilinde olmuyor.
-144 hz ekran
Konum olarak urladan ziyade mordoğan taraflarında bulunan keyifli bir yer. Tasarım ve düzen olarak çok beğendim. Kendi topladıklarını beyan ettikleri ismini hatırlamadığım birkaç bitkiyle farklı kokteyller yapıyorlar. Karaçam ve purple haze ismini verdikleri kokteylleri deneme imkanım oldu gayet başarılıydılar. Tavsiye ederim. Kokteyl 90 tl bu arada pahalı geldi bana.

Palmiyeler konseri sebebiyle gittim ama fırsat bulursam konaklama için gitmek istiyorum.

Konserde boş minder kalmaması sebebiyle kendi kamp sandalyemi sokmak istedim fakat yasak olduğunu söylediler. kendi kamplarında kalanların kamp sandalyelerini getirdiğini gördüğümde ben neden getiremiyorum moruk diye sordum. Onlar burada kalıyor siz kalmıyorsunuz cevabı ile karşılaştım. Mantığını hala kavrayamadım ama eğlenceme bakmak istediğim için arıza yapmak istemedim. Bodyguardları çok kaslıydı cesaret edemedim belkide*

Edit: imla
Daha evvel 2018’deki kuşadası gençlik festivali‘Nde yemek yerken dinleme imkanı bulduğum 4 eylül 2021’de ise urla surf house‘Da sahne alan psychedelic rock Grubu.

Sahne performansları ve enerjileri güzel. Dinlerken yerinizde duramıyorsunuz. Keyifliydi.

Bazı şarkılarını biliyordum fakat bilmedikleriminde diğerlerine aşırı benzediğini farkettim. Tarzları açık ve net çizgilerini hiç bozmamış olmaları çok güzel.

Grup üyeleri
Vokal/gitar : mertcan mertbilek
Bass gitar : tarık töre
Bateri : rana uludağ
Gitar : barış konyalı

Edit : tarih düzeltmesi