#tüm civciv entry'leri
Bence belirli bir mantığı yok. İlk schengen Polonya, AB projesiydi, beş günlük tek giriş. İkincisi Norveç iki aylık çok giriş. Üçüncü Fransa ama kullanamadım. Dördüncü İtalya üç ay çok giriş. Beşincisi Hollanda 1 yıllık 🙂 (şansım bu noktada dönüyorrr). Sonuncusu Norveç 3 yıllık. Sonuncu başvurumda standart çalışma belgelerim ve beş günlük bir seyahat planı gösterdim. Aktif bir banka hesabı ve 3100 Tl para gösterdim (bilerek yüklü hesap göstermedim). Kardeşimin 2. Schengeni 7 aylık verildi, bana da 3 yıl...
haftaya gideceğimiz yer kısmetse
edit: imla.
edit: imla.
herkesle iyi geçinebiliyorsan ne güzel. bunda herhangi bir sorun yok aksine büyük bir başarıdır. ama herkesle samimi olan kişilerden uzak durmak gerekir, omurgasız ve tehlikeli tipler bunlardır
videoyu sonuna kadar izleyemedim çünkü misafirperverliği ile ünlü bir ülkenin insanı hayrete düşüren tipte insancıklarını daha fazla izlemek istemedim. anladım ki ülkemizde insanların bilinçlenmesi için bu tipte olayların yaşanması şart. olay yaşanacak, iyice büyüycek, basına yansıycak herkes eleştirecek sonra durup ben ne yaptım yaaa diye bir düşünme aşaması, akabinde utanma duygusu ve pişmanlık. başka türlü yapamıyoruz nedense...neden?
Seyahat tarihi 1.5 ay sonra olmasına rağmen cuma öğlen başvurup da salı günü 3 yıl çok girişli olarak çıkan ve beni aşırı sevindiren vize türüdür
yok öyle bi yer
evliya çelebi ve barış manço...
Herkes dağcılığını öne çıkarır ama diğer doğa sporlarına da düşkün bir gezgindir aslında... dünyanın büyük bir bölümünü gezmiştir. ailesiyle birlikte gittiği hindistandan yeni döndü.
Sohbeti çok keyiflidir ve mutlaka size birşeyler katar. evinde misafir ağırlamayı çok sever. davetlere, özellikle öğrencilerden gelen davetlere mümkün olduğunca icabet eder. aşırı sosyal bir insandır ve insani yönü çok kuvvetlidir.
Sohbeti çok keyiflidir ve mutlaka size birşeyler katar. evinde misafir ağırlamayı çok sever. davetlere, özellikle öğrencilerden gelen davetlere mümkün olduğunca icabet eder. aşırı sosyal bir insandır ve insani yönü çok kuvvetlidir.
Madagaskar'la özdeşleşen geniş gövdeli ve çok uzun ömürlü bir ağaç türü.
Küçük Prens kitabında da yer alan bu efsanevi ağaç türü aslında Afrika ve Avustralya'da da yetişmektedir. Meyvesi ve taze yaprakları yenir.
Rivayete göre Şeytan baobab ağacını topraktan koparırcasına ayırır ve ters olarak, kökleri dışarıda kalacak şekilde, dallarını toprağa daldırarak yeniden diker.
Diğer bir efsaneye göre ise yeryüzündeki ilk ağaçlardan biri olan baobab, zarif ve narin palmiye ağacı ile karşılaştığında kıskançlık krizine kapılır ve onun gibi uzun boylu olmak dileğiyle ağlamaya başlar. Ateş ağacının kırmızı çiçeklerini gördüğünde bu sefer de çiçek açmak arzusuna kapılır. Azametli incir ağacını ve olgun meyvelerini gördüğünde de o da meyve verebilmek için Tanrı’ya dua eder. Bu bitmez tükenmez istekler karşısında Tanrı kızar, baobabı kökünden koparırcasına söker ve tepetaklak bir şekilde tekrardan toprağa diker
Bilhassa günbatımında manzarası enfestir, fikir vermesi bakımından kendi çektiğim bir fotoyu ekliyorum :)

Küçük Prens kitabında da yer alan bu efsanevi ağaç türü aslında Afrika ve Avustralya'da da yetişmektedir. Meyvesi ve taze yaprakları yenir.
Rivayete göre Şeytan baobab ağacını topraktan koparırcasına ayırır ve ters olarak, kökleri dışarıda kalacak şekilde, dallarını toprağa daldırarak yeniden diker.
Diğer bir efsaneye göre ise yeryüzündeki ilk ağaçlardan biri olan baobab, zarif ve narin palmiye ağacı ile karşılaştığında kıskançlık krizine kapılır ve onun gibi uzun boylu olmak dileğiyle ağlamaya başlar. Ateş ağacının kırmızı çiçeklerini gördüğünde bu sefer de çiçek açmak arzusuna kapılır. Azametli incir ağacını ve olgun meyvelerini gördüğünde de o da meyve verebilmek için Tanrı’ya dua eder. Bu bitmez tükenmez istekler karşısında Tanrı kızar, baobabı kökünden koparırcasına söker ve tepetaklak bir şekilde tekrardan toprağa diker
Bilhassa günbatımında manzarası enfestir, fikir vermesi bakımından kendi çektiğim bir fotoyu ekliyorum :)

