#tüm bug-out entry'leri

ürünün hatalı üretim olduğunu gösterebileceği gibi, ürünün sınırlarını zorladığınızı da gösterebilir.

aslına bakılırsa "waterproof" diye bir şey yoktur. her waterproof ürünün bir sınırı vardır. bu bazen 50 metre olarak geçer, bazen 20.000mm. dolayısıyla, waterproof denen her ürün aslında "water resistant"tır. sadece, direnci yüksek olanlar "waterproof" olarak anılır.
kampta olduğunu çığırtkanlar olunca anlayanların bayıla bayıla dinlediği zırva. oysa kamp neydi? doğaya dönüştü, sessizlikti, evreni dinlemekti.
kampın olmazsa olmazı değildir. nereden çıkarıyorsunuz kuzum bunları. hamakla da, tarpla da kamp yapılabilir. hatta barınak yapıp orada da kamp yapılabilir.
uyku tulumundan çıkmak.

sıcacık tulumu bırakıp ürpertici soğuğa kendini atmak zor gelir önce. çadırdan başını çıkarıp puslu ormanı, ya da tüten bir gölü görünce bütün bu zorluk unutulur. soğuk işlemez doğanın güzelliğiyle büyülenmiş olan insana.
ormanın orta yerine festival sahnesi kurulup yüksek sesle edm çalınan, meşaleler yakılan, havai fişekler atılan, sabaha kadar bas bas bağırılan "doğa etkinliği". bana ilginç geldi. festivali küçükçiftlikpark'ta yapın, hezarfen'de yapın. orman ıssız, ama kimsesiz değil. ev sahiplerine biraz saygı göstermek gerek.
milli park kavramının oluşmasını sağlayan, abd'de "father of the national parks" olarak anılan yüce kişiliktir. iskoç asıllıdır. sierra club'ın kurucusudur. yosemite valley deyince muir akla gelir. kız kardeşine yazdığı mektuptaki the mountains are calling and i must go sözleri pek çok doğasever gezginin hafızasına kazınmıştır.