#tüm bombagafa entry'leri

her mevsimin ayrı yakıştığı bu güzel şehri görmeden ölmemeye çalışın.
bestami, okuyorsun buraları biliyorum. hacettepe üniversitesi adına tekrar özür dilerim.

o gün söyleşide konuşma fırsatım olsaydı sana gönülden bir teşekkür etmeyi planlıyordum. genel de değil ha gayet kişisel bir teşekkür olacaktı. kalp kırıklarıyla hamburg'da sokakta kalacakken acil bir müdahele ile 4 dakikada couch bulmamı sağlamıştın. benim için attığın gönderinin altında duygusal anlar yaşanmıştı. hala unutamıyorum. unutamam da.

ekrana bir damla gözyaşı bırakıyorum.

edit: gözyaşı kuruyup duruyor, arada güncelleyiverin.
sanılanın aksine pahalı falan değildir. birçok ülkede çok iyi konumlarda şehrin keyfini ucuza çıkarabileceğiniz standartların oldukça üzerinde kahveleri olan hatta kahve bile almadan dinlenip, keyifli vakit geçirebileceğiniz kimsenin de size gelip hesap sormayacağı kahve zinciridir.

ders çalışmak için ise gayet keyifli bir ortam sunar. paramın olmadığı ve yüzsüzce hiç kahve almadan saatlerce ders çalıştığım zamanlarda durumu fark eden samimi çalışanların ücretsiz kahve ikram ettiği zamanlar da olmuştur.
acil önemli bir işiniz varsa ve maille dert anlatmanız gerekiyorsa almanca yazmanızı tavsiye ederim. erasmus vizesi için uğraşırken haftalarca derdimi anlatmaya çalıştığım türkçe maillere olumsuz yanıtlar gelirken son bir umut ile öylesine attığım almanca maile anında olumlu dönüş yapmışlardır.
berlin'de kısıtlı zamanı olanlar için bir rotam, birkaç tavsiyem ve berlin'le ilgili uyarılarım var.

ilk olarak berlin'de toplu taşıma araçlarına biletsiz binmemenizi tavsiye ederim. çoğu avrupa şehrinin aksine burada bilet kontrolü sık yapılır ve kontrole gelen kişiler genelde sivildir siz ne olduğunu anlayamadan paranız cebinizden uçup gidebilir. kontrole gelen kişinin görüntüsü sizi ikna etmezse görevliye göreviyle ilgili kimlik gibi bir şey göstermesini rica edebilirsiniz.

evet gelelim berlin'i ortalama 6-8 saatte keşfetmeye çalışacak arkadaşlara.

kısa gezinize başlamadan önce berlin'le ilgili ufak okumalar yapmanızı tavsiye ederim çünkü berlin, tarihin çeşitli çalkantılı ve kanlı dönemlerine şahitlik etmiş, hatta birçoğuna ev sahipliği yapmıştır. bütün bunlara rağmen kendi kendini yeniden yaratmış özel bir şehirdir. yapacağınız ufak okumalar siz şehri keşfederken ayrıntıların gözünüze daha kolay çarpmasını ve şehri daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. (verebileceğim en klişe örnek brandenburg kapısını geçtikten sonra görebileceğiniz asfaltın üzerindeki arnavut kaldırım taşıyla işaretlenmiş yıkılan berlin duvarını takip eden patika ve bu patikanın ayırdığı iki taraftaki trafik lambalarındaki nüans.)

benim tavsiyem potsdamer platz'dan başlayıp reichstag yani meşhur parlamento istikametinde yürümeye başlamanız. bu istikamette karşınıza ilk olarak holokost anıtı çıkacak daha sonra ise berlin'in simgesi brandenburger tor'un arkasından geçeceksiniz tavsiyem burayı sonraya bırakıp bu çevreye serpiştirilmiş sadeliğiyle insanın kalbini fena sızlatan soykırıma uğrayan grupların anıtlarını gezip berlin'in ruhuna işleyen kasvetin nereden geldiğini de anlamaya çalışmanız. anıtları ziyaret ettikten sonra köşede parlamento binasını göreceksiniz bir fotoğraf çektikten sonra brandenburg kapısına geri dönüp yürüyüşe devam edin. kapıdan geçin ve şehrin simgesi olan brandenburger tor'u keyifle incelemeye başlayın. (kapının üzerindeki mahşerin dört atlısı yani quadriga napolyon prusya'yı yendiğinde sökülüp paris'e götürülmüş daha sonra napolyon almanlara yenilince tekrar getirilip üzerindeki zeytindalı demir haç ile değiştirilip tekrar yerine konulmuştur.)

şimdi kapıyı arkamıza alıp bundesstrase'den hiç ayrılmadan berlin katedralin'e doğru yol alıyoruz yol üzerinde devlet opera binası, humboldt üniversitesi gibi güzel binalar göreceğiz az ilerde solda görünen ihtişamlı yapı berlin katedral'i ve üzerinde bulunduğu alan museuminsel yani müzeler adasının girişi. sadece burada günlerinizi harcayabilirsiniz ama biliyorum çok vaktiniz yok şöyle etrafta bir tur atıp yola devam ediyoruz. o gördüğünüz devasa televizyon kulesi'ne yani berliner fernsehturm'a doğru yol alıyoruz ve alexanderplatz'a geldik sayılır. alexanderplatz'da bi nefesleniverin neredeyse 5 km yol yürüdünüz. alexanderplatz çevresinde oturup dinlenmek, bir şeyler yiyip içmek için güzel alternatifler bulabilirsiniz. burada bir de dünyanın çeşitli şehirlerindeki saatleri gösteren dünya saatine kısa bir göz atabilirsiniz.

enerjinizi topladıktan sonra alexanderplatz istasyonuna çıkıp ostbahnhof durağına giden birçok tramvay-metrolardan birine binebilirsiniz. ostbahnhof'tan inip east side gallery'e doğru yürüyüp bir zamanlar sadece bir milleti ikiye bölmekle kalmayıp aslında dünyayı ikiye bölen(amerika/kapitalizm - rusya/sosyalizm) şimdilerde sanatla bezenmiş bu duvarın keyfini çıkarın.(verin telefonunuzu öpüşen amcaların önünde bir fotoğrafınızı çekeyim.)

bu yolculuğa tam tersinden de başlayabilirsiniz günün sonunu nerede bitireceğinize bağlı olarak.

ha bir de meşhur kreuzberg var, avrupa'nın ortasında uğrayıp türkiye havası almak isterseniz. kreuzberg'le yıldızım hiç barışmadığı için yorumsuz bırakmayı tercih ediyorum.

berlin özel bir şehirdir, keyfini çıkarın.