#tüm bayburt-valisi entry'leri

güzel bir bar ismidir.

yani böyle bir bar var mı bilmiyorum ama varsa o bar kesin güzeldir. güzel isim çünkü. kesin böyle bir bar vardır.
benim sinirlerimi kucağına alıp trambolin kullanan insandır.

youtube'da kendi şarkılarımı paylaşıyorum ve ufacık, minicik bir dinleyici kitlem var. güzel yorumlarıyla beni pohpohluyorlar. bu minik dinleyici kitleme mensup bir insan yorum olarak şarkı sözlerimi yazmış. kontrol ettiğimde de birçoğunu yanlış yazdığını gördüm ve uyarmak için yorum attım. bana ters çıktı. "arkadaşım!" dedim, "sözleri ben yazdım, benden iyi mi bileceksin?" inatla o şekilde duyulmadığını söylüyor ve insanlar da şarkıyı o şekilde ezberliyor ve ben hala deliriyorum. şarkıyı dinleyen arkadaşlarım bile öyle ezberlemiş. deliriyorum.

not: neden silmedin diyecekler olacaktır, şarkıyı başka bir alternatif müzik kanalı paylaşmıştı. sonradan rica ettim sildiler.
küfür eden erkekten hiçbir farkı olmayan kadındır. medeni kadındır. zira küfür medeniyettir.

karşısındakine zarar vermek yerine küfür eden ilk pasif-agresif medeniyetin kurucusudur.
Bu maçtır.

futbolla ilgilenmem. babamın futbolu profesyonel işi olarak (bkz: kaleci antreörü) yapması beni futboldan küçük yaşta soğuttu ama ne olursa olsun bu maç aklıma gelince bile tüylerim diken diken olur, açar özetini izlerim.
yok olan samimiyet küpü amcalar, teyzeler topluluğudur.

içinde bulunduğumuz sistem büyük olana değer vermeyi, büyük olana oynamayı o kadar değerli kılıyor ki insan bünyesinde, "küçük esnaf" dediğinizde "küçük" hakaret olarak algılanıyor.

halbuki bu koca yürekli insanlar migros'tan da carrefour'dan da çok daha büyük.
çağatay akman denen torbacı kitap çıkarıyormuş.

yunus günce denen çakma sunucu başımıza şair oldu.

çalıntı melodiyle her yerde konuşulan adam sanat duyarı kasıyor.

neden veya nasıl diye soran var mı?

sanat yapmak isteyen kimsenin bir gram imkanı olmaması bu durumun en büyük sebebi. ben de bir sanat emekçisiyim. müzik yapmaya çalışıyorum. kıytırık bar köşelerinde, soğuk sokaklarda o adını bile duymak istemediğim sanatın kültürsüz üst sınıfını oluşturan kişilerin şarkılarını isteyen insanları geçiştirerek geçiyor hayatımın bir kısmı. halbuki benim de şarkılarım var. benim de hayallerim var. adım yok. param yok. amcam, dayım yok. kaliteli müzik yaptığımı iddia edecek konuma ulaşmaya daha çok yolum var. en kötüsü de adım olsun istemiyorum. ortalama bir yaşam standardında kalitesiz müzik yapmadan yaşayabileceğim bir sanat hayatı istiyorum. adımı herkes bilsin gibi bir derdim olsaydı keşke, olabilseydi.

ben oyuncu olmaya çalışıyorum. çalışılmayacak koşullarda saçma turnelerde kötü çocuk oyunlarını okullara pazarlayan tüccarlarla geçiyor hayatımın bir kısmı da. az da olsa içime sinen bir projeye başlasam sonunda yine parasız, yine işsiz kalıyorum. iyi bir oyuncu olup olmadığımı bilebilme şansım yok çünkü parasızlıktan kaliteli izleyiciye ulaşamıyorum.

benim de yazdığım çizdiğim şeyler var ama insanlar yunus günce gibi, çakma torbacılar gibi kişilerin kitaplarından başını kaldırıp elimden tutmadığı için kaliteli bir okuyucu kitlesine erişimim yok.

ben düşünebiliyorum da insanlar neden düşünemiyor diye o kadar kızıyorum ki kendime. düşünme arkadaşım! oynama! besteleme! yazma! hepsini yapıyormuş gibi davran. isim kovala. çal. başkalarının eserlerini çal. başkalarının düşüncelerini benimse. herkes olursan herkesten değer görüyorsun.

bir ortamda elime gitar alıyorum ve popüler şeyler çalmaya başlıyorum. herkes mutlu. bir şarkımı çalayım desem herkes firar. kalan 2-3 kişi seviyor. istisnasız seviyor. ama onlar gibi olmadığım için, herkes olmadığım için dinlemeye gerek duymuyorlar. ben onlara tersim. herkes olmayana kimse gözüyle bakmaktan o kadar mutlu ki insanlık.

ben yoruldum dostlar. bar köşelerinden, kalitesiz çocuk oyunlarından, yazılarımı paylaşacak fanzin kovalamaktan değil; kendim olamamaktan yoruldum.
İnsanların biyolojik düşmanıdır.

Sanıldığı gibi oklarını fırlatmaz.
duruşunu ölümüne yakın bozması vatan aşkındandır. "beni tekbirlerle gömün" demesi abartı ve çirkin bir davranış gibi gelse de türkiye'deki anadolu rock akımının en önemli iki isminden birisidir. (bkz: barış manço)

görüşü yüzünden vatanından sürgün edilmiş, kendisi gibi sürgünde ölen şairin şiirlerine şiir gibi besteler yapmıştır. insana değer vermiş, aşkı anlamış, sanat yapmıştır.