#tüm bahisgezgini entry'leri

duyar kasmaya, kız düşürmek mi ne kadar banel bir yaklaşım, kadını ne kadar da rencide edici bir söylem hede hödö demeye gerek yok. diyen varsa selametle. zira bunun adı türkiyede kız düşürmektir, afrikada fishingtir, güney amerikada ninjalıktır. çapkınlık evrensel ve cinsiyetsiz bir durumdur. 20 kişinin takıldığı hostel lobisinde masaya çıkıp ''allahım yarın yeni birgün, bugün kötü birgün, yarın bu güzel hostele yeni yeni kızlar gönder'' diye dua edip herkesin bunu diyen cariocayı alkışladığını da gördüm, hadi gidip birkaç balık tutup eğlenelim diyen afrikalıyı da gördüm. hatta istanbulda bir gece kulubünde ''türk kızları bizi çok beğeniyormuş, bu gece nasıl türk kızı s******riz'' diyen üç italyan arkadaşa da denk geldim. insanlar rahat, milletler rahat. merhaba diyip yaklaşıp, olumlu bir dönüş alındığında biraz sohbet edip bu gece seninle beraber olma adına bir şansım var mı diye sormak türkiyede ayıpken abestken yurtdışında normal. hayır cevabımı aldın? yanağına bir öpücük kondur ve iyi geceler dile. arjantinde 7 erkek mekana girip 5 kızla çıkabiliyorken, türkiyede 2 erkek mekana girememizin sebebi varolan psikolojimiz. aman onu yapmayalım, bunu demeyelim, insan olalım, duyar kasalım hede hödö.. bunlar hep gereksiz ve abartılı duyarlar. altın kural bence şu: kibar olmak, nazik olmak, sempatik olmak, kendin olmak ve en önemlisi de rahat olmak. insanları çok soğuk denilen slav ülkelerinde neler yaşandığını biliyoruz, siz bir de sıcak kanlı güney amerika kıtasını ve fishing rüzgarı esen tanzanyayı, kenyayı, madagaskarı bir düşünün. yok bayan demiş, kadın demeliymiş, kadına bayan denmezmiş oymuş buymuş. geçelim geçelim. sınırlararası bi platformdayız.
yılbaşı planım yok fakat daha güzeli noel planım var; evinde kaldığım arjantinli kız arkadaşım tarafından aile yemeğine davet edildim. klasik tipik filmlerde gördüğüm türden kalabalık bir aile yemeği canlanıyor gözümde hindili mindili. oldukça lokal bir deneyim olacağını düşünüyorum ve çok heyecanlıyım. şimdiden feliz navidad herkese.
kübadaydım. uzunca bir uçak yolculuğu sonrasında havanaya inmiş, hostelime yerleşmiş, şehirde biraz turlamış ve hostelime dönmüştüm. kübada internet yoktu. vardı ama ben henüz nasıl bağlanacağımı bilmiyordum. hostelde kimse yoktu. yalnız başımaydım ve kübanın agresif kültürü üzerime üzerime geliyordu. ingilizcem çat pattı ve ispanyolca sadece poder fiilini birkaç çekimli olarak kullanabiliyordum. hostelimde yatağıma kıvrılıp 10-15 dakika kadar ağlamıştım. zor bir gündü.
dipnot: gezgin olarak değil, ilk yurtdışı tecrübemde hissettiklerimdir.
türk kızlarının uygulamayı seks amaçlı kullanmıyorum dediği uygulama. ne amaçlı kullanıyorsun? yeni insanlar tanımak için. bir kadın düşünün yeni insanlar tanımak için tinder kullanıyor, durumu ne kadar vahim siz düşünün.
türkiyede 2.6 dolar, brezilyada 2 dolar, paraguayda 0.8 dolar, arjantinde 2.8 dolar. paraguaydan aldığım 10 paket sigaranın son 4 paketini de bitirdiğimde muhakkak gerçekleştirmek istediğim eylem.
Asuncion- Hostel Isla Francia. Burayı yazmak için özellikle burada kalmayı bekledim. Burası fransız bir çift işletiyor. Hostelde tam bir asya ve fransa rüzgarı mevcut. Bunun sebebi konaklayan asyalıların döndüklerinde bloglarında bu hosteli öve öve bitirememesi. İki sene üst üste yolum paraguaya düştü ve ikisinde de burada kaldım. Son kalışımda bana türk çayı ikram edilmiş olmasıyla gönlüm ayrı bir mest oldu.
iki adet 5s kullanıyorum; bir tanesi çöten hallice ne akranı basıyor, ne orta tuşu basıyor bu benim olası bi gasp durumunda çıkarıp vereceğim telefon. diğeri ise tüm banka işlemlerimi yürüttüğüm, şarjı 8 saat giden, iyi kötü fotoğraf çeken merkez telefonum.
parasız gezmek diye birşey yoktur, olamaz. minumum parayla gezmek denilen şeyde sadece yürümek, yürümek ve yürümekten ve tussuz makarna yemekten ibarettir. sırtçantalı bir itayan olarak türkiyeye geldiniz havalanından metroyla taksime geçersiniz, hostelde kalacaksanız 8+1 dolardan daha şimdiden 9 dolarlık oldunuz. Su en önemli ihtiyaçtır ve karnınızı doyurmak için de makarna yiyeceğinizi düşünürsek 1 dolar da öyle gittiğinde günü 10 dolarla kapatırsınız. Bu esnada civara yapılacak keşiflerde gidiş-dönüş metro kullanılacağı düşünülürse 1,5 dolar daha eklememiz gerekir. Haftanın üç gününü 10, dört gününü 11,5 dolarla kapamış olursunuz. 6 gün hostelde kalıp 4 gün cs kullandınız diyelim (tüm hostlarınızın evi de hadi taksimde olsun, hatta metro kartını da hostunuz size vermiş olsun) 10 günde 69 dolarlık oldunuz. Minumum parayla 10 günde istanbulu gezdik mi? Hayır gezemedik. Sadece yürüdük ve varsayımda bulunduk. Zira kaldığınız hostelde edineceğiniz arkadaşlar mutlaka sizleri biryerlere çağıracak, etkinliklere davet edecek, etkinlikler yeni arkadaşlıklara yelken açıp, yeni arkadaşlıklar yeni masraflara, yeni masraflar daha daha ekstrem masraflara ulaşacak sonsuz bir döngü yaratacağından 69 dolarla 10 günde istanbulu sadece yürürsünüz. Lokale karışamaz, kültürel değişim içerisine giremez, kültür tanıyamazsınız. Sadece fotoğraf çekersiniz. Ha bi de ben cs yapıyorum minumum parayla geziyorum muhabbeti var. 30 günün 30unda cs kullanan ve kaldığı her evde hadi dışarı çıkalım, sana etrafı gezdireyim, hadi biryerlere çıkalım, birşeyler yapalım diyen hostlarınıza direnebiliyorsanız helal olsun. Ha minumum parayla dünyayı geziyorum diyip karayip adalarında cirit adan bloggerlar vardır ki bir de ağzımızın suyu akar lan adama bak dünyayı minumum parayla geziyor deriz. Ama hiç skyscannerı açıp karayipler arasında x bir uçuşun fiyatına bakıp check etmeyiz. Lan küba küba! Cancundan, miamiden gidilmediği müddetçe uçaklar minumum 300dolardan başlıyor. Ha hem minumum parayla dünyayı gezip hem de miamiden kübaya gidiyorsan o apayrı saygı duyulası birşey. Bunu da geçelim ve sona gelelim. En saygı duyduğum, en imrendiğim, en özendiğim ve bazen de kıskandığım bir model daha vardır ki gezerken para kazanmak. Meziyet ister. Kültürel değişimin, lokale karışmanın, yeni lezzetler tatmanın hasıdır, babasıdır. Her daim hayatın içindedir ve merkezi insandır. Mücadelesi orada kalma, ayakta durma mücadelesidir. Yoluna devam et güzel insan. Ha bir de workaway yapanlar var tabi fakat sanıyorum bu bambaşka bir husus.
bir seneniz dahi olsa yetmeyecek bir ülkedir arjantin. buenos aires, rosario, cordoba, mendoza, salta, tucuman, resistencia, patagonya, del mar plata, villa carlos paz gibi tatlı, güzel, cüretkar ve bazen de sınırı olmayan beldeleri mevcuttur. oldukça pahalıdır arjantin. otobüs biletleri 6 saatlik bir yol için 30 dolardan başlar. kıtada gıpta ile bakılan tek şehirdir. arjantinli erkekler kıtanın kadınları arasında oldukça populerdir. izmirin kızları güzeldir geyiği rosarinaslar için geçerlidir. milli içkisi fernetin mutlaka tadılması, 8 dolara 1 kilo et alıp yenilmesi, brahma içilmesi, birkaç gece mutlaka gece hayatına karışılması ve sokakta herhangibir insanla gelişi güzel sohbet edilmesi gereken kibar ötesi insanların yaşadığı ülkedir.