#tüm arvenc entry'leri

bir söz vardır, "kadınların hastalığı nankördür" diye. yalnızken hasta olmakta ona benzer. tüm işini kendin yapmaya çalışırsın, kendi nazını kendin çekersin. ve kim dost kim düşman anlarsın.
karl marx çok doğru söylemiş. yakın zamanda doktorumla yaptığım görüşmede ev dışında yapamıyorsun demek ki dedi ve yıllarca yaşadığım sorunumu çözüverdi.
evden kahvaltı yapmadan koştura koştura çıkıyoruz. okulda veya işyerlerinde psikolojik olarak erteliyoruz ve sonrası kabızlık. herkes s.çıyor diye düşünüp rahat olmak lazım.
konserinde gerçekten eğlendiren, sağa sola taş atmadan, uzun uzun konuşmayan kısaca kabak tadı vermeyen sanatçıdır.
genellikle gülse Birsel dizilerinden tanıdığımız, sempatik olduğu kadar itici de olan oyuncu. rol yaparken ağzını çok yamultuyor. sesindeki çatallanmalar belki rol gereği olsa da sıkıcı geliyor.
bu tam da şöyle değil mi?
-önce söylenene bakarım laf mı diye, sonra söyleyene bakarım adam mı diye?
ağır abla takılsa da iyi kadındır.
rakının yanında çay çok güzel gidiyor. rakı ile çay içtiniz diye varoş olmazsınız. deneyin derim.
şortun tipine göre değişecek durumdur. şort giyip gitmeyi savunan yazarlarımızın bahsettiği ve sorun görmedikleri şortun bermuda tipi şortlar olduğunu düşünüyorum. öyle ise zaten göze batmaz, sorun olmaz.
benim yaşadığım durumda sevgilim bildiğiniz eşofman tarzı bir şortla gelmişti. beni önemsemediği hissiyatı vermişti. ancak antalya sıcağı olduğundan ses etmemiştim.
o kadar yıldır istanbul'da yaşıyorum tarihi yerler kadar bu meşhur mekana bir türlü gidemedim.
başlığı görür görmez bende merak uyandıran eylem. sonrası denize girmek zevkli olur.