#tüm amazonia entry'leri

Denememe rağmen zevk almadım. Ailemde tek içmeyen de benim. Yıllar geçtikçe de nefrete dönüşüyor, çevresel etkilerden hep.
Bir şeyi merak edip neymiş bir bakayım derken meraktan merağa atlayarak saatleri devirme eylemimdir.
dinin vicdanlardan çıkıp özellikle siyasete alet edilmesi; hoca diye geçinen bir kesimin ahlaki yoksunluklarının sonuçlarından biridir.
Diyanetin yayınladığı bu fetva buna örnektir;
“Babanın kendi öz kızını öperken şehvet duyması durumunda nikâhın ne olacağı konusunda görüş ayrılığı vardır. Bazı mezheplere göre, babanın şehvetle kızını öpmesi ya da şehvetle ona sarılmasının nikâha bir etkisi yoktur (bkz. İbn Rüşd, Bidayetü’l-Mücdehid, Mısır 1975, II, 33; İbn Kudame, el-Muğni, VII, 486; İbn Cüzey, el- Kavaninü’l Fıkhiyye, 138). Hanefilere göre ise; babanın, kızını şehvetle öpmesi, kızına şehvetle sarılması durumunda kızın annesi bu babaya haram olur. Ancak bu tür sonuç doğuracak tutmanın, teni tenine değerek olması ya da altının sıcaklığını iletecek kadar ince bir örtüden olması gerekir. Kalın elbiselerden tutarak ya da vücuduna bakıp düşünerek, şehvet duymak, bu tür bir haramlık oluşturmaz. Ayrıca kızın, 9 yaşından büyük olması gerekir. Şehvet duymanın işareti, erkeğin organında bir uyanma, uyanıksa uyanışının artması, kadının da kalbinin heyecanla çarpmasıdır.”
Yıllarca eğitime kademe kademe yapılmış darbedir.

Düşünemeyen neslin yönlendirmesi kolay olur mantığına dayanarak yapıldığına inanıyorum. Süper bir eğitim sistemiyle büyümedim ama şimdiki çocuklar gibi çocukluğumu yaşayamadan defter,kitap,ödev başında da ölmedim.

Hele üniversite..işe alınacak 5000 kişi mezun 15000 kişi, bir de her şehirde üniversite açtık diye övünürler. Hayır yani üniversite bitsin evleneyim, 3 yıl sonra çocuk yaparım diyenle ne diye aynı sırayı paylaşıyorum ki? Sistem bitik, büyüttüğü nesil daha bitik!
*İstisnalar kaideyi bozmaz.
Yeni mezundan deneyim isteyen insan kaynaklarının kurbanı olan insan kaynakları.
Neticesinde şu an muhasebeciyim.
Ne ekşi ne de tatlı, tam ayarında ağza layık Bozcaada kuntra derim ve tavsiye ederim.
Her yerde yok, en azından ben denk gelmedim. O yüzden ikamesi olarak boğazkere önerebilirim. Yerini tutmasa da gideri var.
Kalemine taptığım adam. Hele bir de Müşfik Kenter’in sesinden dinlenirse tadından yenmez.

“Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına.
Gönül yarası desem…
Değil!
Ekmek parası desem…
Değil!
Bir dert ki…
Dayanılır şey değil.”