#tüm amazonia entry'leri

Memleketimin çoğu insanın yerini bilmediği, İsrail’in başkenti mevzusuyla son zamanlarda gündeme oturmuş ve yine memleketim insanının protesto etmek için turp yeme gibi saçma eylemler gerçekleştirip sahip çıkmaya çalıştığı yerdir.

**yer bilmeme konusunda, bilmemek ayıp değildir ama bizim insanımızda “bilmese de biliyor” sendromu mevcut. Bir sokak röportajında durum vahimliğini göstermiştir.bir göz atın derim.
Kümbet yaylasına çıkmıştık, yol üstünde ismini hatırlamıyorum ama tereyağında yumurtasıyla güzel bir kahvaltımızı yapmıştık.yayla ilk gittik sis içinde, sonra zaman geçtikçe dağıldı. Mükemmel bir doğa. Tadını çıkarıp dönerken yolda maden suyumuzu içtik.beni bir Pideciye götürdüler, müptelası oldum.Espiye görele arası, sahil yolu kenarında bir mekandı.

Ha bir de konuşmalarına şaşırmıştım.klasik Karadeniz şivesinden farklıydı.
Sümela manastırı görülmesi gereken yerlerindendir. Yerde daha kar varken gitmiştik, zaten araçla bi yere kadar gidebiliyorsunuz.hem yeşile hem de oksijene doyuyorsunuz.manastır zaten ayrı bir detay. Kesinlikle gidip görülmesi gereken yerlerdendir.
Uçlarda faşizan duygular yaşayan insanların yaşattığı durumdur. Malesef ki ülkemizde de vardır. Doğuya giden Türk’e de yapan vardır, Batı’ya giden Kürt’e de.

Çocukluğumda hatrımda askerlere dair kötü anılar olmasına rağmen, atanan asker ailelerine elimizden geleni de yapmışlığımız var.bağımızı kopartmadıklarımız...

Irkçılık sonradan öğrenilen bir şeydir, tamamen çevresel etki altında geliştiğine -özellikle aile ile- inanıyorum.doğuda doğdum, büyüdüm; batıda ailemden ayrı yaşıyorum.her çeşit görüşe sahip insan var etrafımda.esas bağlayıcılığın farklılıklarımız olduğuna inanıyorum.karşınızdaki insanı olduğu gibi kabullenin; sadece iyi- kötü ayrımı yapın.
Sabah 8:30 civarı kahvaltı, 13:30 öğle yemeği akşama doğru saat 17:00 civarı fındık, fıstık ne bulduysam ve midem yemek için mesaisini doldurmuş oluyor. Arada kaçamaklar oluyor tabi, sağlık önemli.
İlk “Söylese o ben söyleyemem” şarkısıyla hayatıma girmiş kişidir.sözleri şöyledir;

dalları ayaz alır
yüreğimi bir ince keder aman
gül seni yazar
bülbül çilesine büyür iç eder aman

bir dokunursa bin aşka boyar
rengimi ellerinin ateşi
bir bahar akşamıdır bana gam
gözlerin eyse batan güneşi

ben yanarım
küllerini savurur içimdeki köz
sönse de gün ay
ben sönemem
dilde mühür
yollara sürülür ah içimdeki söz
söylese o ben söyleyemem
..sevdiğimi..
Annem ve tayfası,halalarım,kuzenlerim saati gelince açıp kilit olup izleyince bir yerden sonra direnemediğim pembe dizilerdir.rosalinda,marimar... diye gider.

Ha CNBC-e ile hayatımıza gelen dizileri düşününce hangisi ilk hatırlayamıyorum ama aklıma gelenler Spartacus, Supernatural,Merlin’dir.
Normalde de merak ettiğim bir ülkeyken Marekeş’in masalcısı kitabını okuduktan sonra gidip görmek için can attığım ülkedir.