21 yüzyıl dünya'sında uzay çağı tartışmaları yaşanırken, türkiye'deki skolastik yönetim anlayışının özgür halka uyguladığı kanunlardan biridir. türkiye denilen bu ülkede yaşayan insanların nüfusu 80 milyondur. bu nüfusun yaklaşık 25 milyonuna göre belirlenen kanunlar, yasaklar, kurallar diğer 55 milyon insana sorulmamaktadır. bu ülke de devlet halkın kazancından yaklaşık %55 oranında vergi alır. kadınların doğum şekline müdahale eder. yediği içtiği şeylere yasaklar koyabilmektedir. bu ülkede sözcükler (bkz: özgürlük) insanlar arasında ve yönetim arasında farklı anlamlar ifade etmektedir. yönetimin bu kadar katı ve otoriter olabilmesinin sebebi kendini destekleyen 25 milyon halkı silahlandırıp ülkeyi koruduğunu iddia etmesidir. kanun koyucular çeşitli algı sistemleri ile halkı baskı ve korku altında tutarak tıpkı bir hayvanat bahçesindeki görevlilerin hayvanlara davrandığı gibi insanları da kontrol altında tutmaya çalışmaktadır. bu ülkede daha çok şeyler var çok değişik ve ilginç bir ülke ileri ki zamanlarda filmlere belgesellere konu olacak şekilde dramlar, komediler, trajediler yaşanmaktadır.
şanlıurfa doğumlu ses sanatçısıdır. uğradığı silahlı saldırı sonucu müzik yapmayı bırakmıştır.
soğuk savaş'ın sona ermesinden sonra ortaya çıkan yeni uyuşturucu trafiğidir. bu trafik, dünya coğrafyasının sorunlu ve zayıf bölgelerinde kendine gelişme imkanı bulur. orta asya ülkeleri de 1991 yılından sonra yaşadıkları sorunlu geçiş dönemi, devlet geleneklerinin olmayışı, komşu oldukları afganistan'daki onyıllardır yaşanan savaş ortamının arttırdığı afyon üretiminin patlaması gibi nedenlerle giderek önce bu afyonun dünya pazarlarına açılış yolu, daha sonra da pazarı haline gelmiştir. bunun sonucunda, daha önce aynı süreci yaşayan diğer devletler gibi orta asya cumhuriyetleri de çeşitli güvenlik sorunları yaşamaya başlamıştır.
portekiz deniz imparatorluğunun 1565-1566 yıllarında asya’daki önemli merkezlerinden biri olan hürmüz’den ayrılıp kara yolu ile iran, anadolu ve suriye üzerinden doğu akdeniz’e, oradan da portekiz’e giden afonso, kraliyetin hizmetinde bulunmuş, genel valinin emri altında çalışmış bir hekim/cerrahtır. ancak merakından dolayı iran’da hürmüz kaşan-kum-tebriz güzergâhında, anadolu’da van-tatvan-diyarbakır-urfa-birecik yolunda, suriye’de halep-hama-trablusşam doğrultusunda ve akdeniz’de kıbrıs-girit-venedik yönünde seyahate koyulmuş, bıraktığı gezi notlarıyla karşımıza adeta bir coğrafya uzmanı gibi çıkmıştır. yolculuğu sırasında önce venedikli daha sonra da ermeni papaz kılığına girmiştir. halkın gündelik yaşamını, iktisadi yanlarını ve tarihi değeri bulunan birçok yapıyı oldukça ayrıntılı bir şekilde aktarmıştır.
en rahat yolculuklarımın mimarı olan havayolu şirketi. koltukları , ikramları, hizmeti ...herşeyiyle beğenimi kazandı . bi uçuşumu iptal etmek zorunda kaldığımda da ufak bi kesintiyle 5-7 gün içinde paramı iade ettiler.herhangi bi kötü anımız yoktur kendisiyle
beşiktaş futbol direktörlüğü için adı geçen eski futbolcu.
ortaçağ prag' ının yüzü.

"ruhunuza bir kilic saplanmissa, yapilacak ilk is, serin kanlilikla durumu izlemek, kan kaybetmemek, kilicin soguklugunu bir tasin sogukluguyla kabul etmektir. birbiri ardina saplanan kilic darbeleri sayesinde yaralanmazlik asamasina varmaktir"

kimine göre yazar kılıklı bir teolog, kimine göre nihilizmin sairi, kimine göre de metafiziksel-mitolojik bir gelenegin şairi kendi dönüşümünü en iyi analiz eden mükemmel bir yazar.

prag old town'ın hemen yakınında aynı isim ile cafesi ve charles köprüsünü geçtiğinizde müzesi bulunmaktadır.
İlk kamplara çıktığım zamanlarda ateş başında otururken hayatı düşünme evresinde gelen his.
Ateş üstünde henüz kaynamış çaydan bir bardak almışken hayatı, insanları, sevdiklerini düşünme evresinde onlar şimdi ne yapıyor nelerle meşguller ben buradayım peki neden? Sorularının ardından gelir.
Yapılması gereken ise derin bir nefes çekip gülümsemek. Çünkü biz hissettiğimiz şeyi yapıyoruz
mostar köprüsü, sadece şehrin iki yakasını değil bosna'yı da türkiye'ye bağlıyor. mimar sinan'ın öğrencisi mimar hayreddin tarafından yapılan köprü hırvatlar tarafından bombalanıp yıkılıyor ve sonra yine bizden birilerinin 'bir türk firmasının' yardımıyla yapılıyor. köprü şehir için o kadar önemli bir simge ki eski köprüden yıkılan parçalar neretva nehrinden dalgıçlar tarafından toplanıp yeni köprünün inşasında kullanılıyor. köprüyle ilgili okuduğum bir yazıda bir gezgin bu köprü için "taşlaşmış hilal" demiş, gerçekten de öyle.