temsil ettigi ülkenin dilini bilmeyen çalışanlara sahip konsolosluktur. (bkz: torpil)
edit: ispanyolca konuşuyorlar
31 mart yerel seçimlerinde ankara büyükşehir başkan adayıdır.
kültürel altyapısı kuvvetli (bkz: tiyatro) sanatçısı.

"bir sen kaldın yalnızlık gelince" kitabındaki kısa öyküsü "(bkz: can yücel) şiiri" olarak servis ediliyor pek çok yerde:

"şunları bir araya toplayayım, bir güzel muhabbet edelim, diye düşündüm. mutfak işinden de anlarım...
donattım sofrayı... bayağı uğraştım. hepsinin ayrı ayrı ne yemekten, ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim..
bayağı da para gitti. birinin yediğini öbürü yemez... ötekinin içtiğini beriki içmez...
dört kişilik sofra kurdum. mumları da yaktım.
bak hepsi, erick satie severdi. hatırladım. müziği de ayarladım...
geldiler...
yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
kırk yaşımın karşısına da ben geçtim..
yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu...
kırk yaşım, ikisinin de salak oldugunu söyledi...
yatıştırayım dedim.
"sen karışma moruk" dediler...
büyük hır çıktı.
komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
evin de içine ettiler.
bende kabahat.
ne çağırıyorsun tanımadığın adamları evine..."
eve gittiğiniz o kısacık dönemde krallar gibi yaşamanızı sağlayan. ailenizin size olan özlemini istediğiniz bilumum istekler için kullanabileceğiniz durumdur.
Zihnin, zamanın gerisinde kalması olarak tanımlanabilir.

teknoloji ve iletişim konusunda aksaklıklara sebep olması, bir yandan duyguları ön plana çıkarması ve bizleri kin tutar hale getirmesi bekleniyor. Bol bol ruhsal iniş çıkışlar yaşatacağı söylentisi de cabası. Aman dikkat!
nerede bir baltaya sap olamamış, yıkık, silik tip varsa kendini yola vuruyor. gezmek bir kaçış aslında. örneğin ben de geziyorum ama iş yaşamımdaki zor, değiştirilmesi imkansız (bkz: akp seçmeni) (bkz: çomar) ve askerde dahi görmediğim bir ton cahil insanla bir arada çalışıyorum. iyi para kazanıyorum ve tatillerimi de genelde yurtdışında geçiririm. üstelik öyle tahta kurulu hostellerde değil, isim yapmış otellerde konaklarım. bir konser için bile avrupa’nın herhangi bir şehrine atlayıp 1-2 günlüğüne gidebiliyorum (bkz: yüksek kura rağmen avrupa seyahati yapmak). her 15 günde bir izmir’e gitmesem zaten olmaz.

ancak gözlemim şu ki, bu insanlar yenemediklerinden, uyum sağlayamadıkların, değiştiremediklerinden kısacası “başaramadıklarından” ve tüm bunları yapabilecek donanımda olmadıkların kaçıyorlar ve bu kaçışı da gezme maskesiyle örtüyorlar. bunun en belirgin emareleri şunlar;

*cepte 1 yılda biriktirebildiği 400 dolarla 1 ay ukrayna’da tatil yapma hesapları yapanlar. bunu bir de övünç kaynağı olarak anlatanların ağzına kürekle vurasım var.

*araba kiralayacak, uçağa binecek, otobüse binecek kadar bile parası olmadığı için türkiye gibi bir ortadoğu ülkesinde otostop çekmek.

* adam kız arkadaşıyla tanımadığı heriflerin evinde kalmak için ilan açıyor. çaresizliğe bak (bkz: couchsurfing). “omo ovrupo’da da couch sistemi vor” diye ağlayarak gelmeyin, avrupa’da da loser var. hıı bir de gecenin bir yarısı sokakta kalıp couch arayanlar var. bir insan evladı, x ülkesinde, gecenin bir yarısı sokakta hangi akla hizmet kalır? hiç mi hesabını yapmaz?

* günlük 5 dolara bitli hostellerde konaklamak zorunda kalmak. “omo çok gozol network oluyor” diye gelmeyin, o insanların ne kendine, ne de size faydası dokunur. güler eğlenir, yer içersin o kadar. (bkz: istisnalar kaideyi bozmaz)

örnek veremediğim daha pek çok olaylar ileride çocuklarınıza, eşinize, arkadaşlarınıza anlatacağınız gurur verici değil, garibanlık anılarından öte şeyler değildir (bkz: gezginlerin garibanlık anıları).

kız arkadaşını alıp tatiline uçakla gitmek, indiğin havalimanından kiraladığın aracı almak, tertemiz odaları, mis gibi çarşafları olan oteline yerleşmek, kaliteli ve iyi hizmet alabileceğin mekanlarda yemek yemek ve eğlenebilmek, tüm bunları yaparken rahat ve kaygısız gezmek, keşfetmeye devam etmek dururken facebook gruplarında örnek gösterilen bu sefil hayat loser’lıktan başka bir şey değildir.
gezegen ve yıldızların insanlar üzerinde yarattığı etkiyi yorumlayan kişidir. bugüne kadar takip ettiğim astrologlar arasında açık ara en iyisi juno'dur. juno - kendi halinde bir yıldız gözlemcisi adında facebook grubu var. sadece yıldızları değil, hayatı da yorumlar. tatlı tatlı anlatır, güldürür, düşündürür ve hatta "yuh bunu da mı bildi" dedirtir, şaşırtır. beni sürekli gözetlediğini düşünmeye başladım mesela. ancak bu kadar nokta vuruş tespitler yapılabilir! juno astrology
A milli takımın başına geçmesiyle gerçekleşen olaydır. Beşiktaşlılar artık rahat bir nefes alacaklardır.
Türkiye Cumhuriyeti Ulastirma ve Altyapı Bakanlığınca düzenlenen, 2023 yılına kadar 1 milyon amatör denizci belgesi verilmesi planlanan uygulama. Bu belge kapsamında 24 metreye kadar olan gezi teknelerini kullanabiliyorsunuz.. temel egitim sonunda bu belgeyi almaya hak kazaniyorsunuz, bulundugunuz bölgelerdeki liman isletmeleri bununla ilgili kayıtları topluyor ve egitimi veriyor. 18 yaş ustunde olan herkes basvurabiliyor.Bu arada kayit ucreti 32 TL olarak belirlenmiş. Bunun dışında ekstra bir ücret ödemiyorsunuz işte detali bilgi icin link