Çağrısına bilerek cevap verilmeyen kişiye söylediğimiz telefon sarjdaydı/sessizdeydi duymamışım yalanı.
Dışardan geleni çok sarmaz belki Ankara ama yaşamayana yapılacak şey de çok aslında. Anıtkabir'e 2-3 saatinizi ayırın. Yavaş yavaş, okuya okuya, sindire sindire gezin. Ankara kalesi'ne çıkın, şehri bir de o uçtan görün. Ulucanlar cezaevi müzesi'ni gezin. Bi kahve alıp kuğulu park'ta oturun.
Bindiği arabayı kullanan kişiye saygısı olmayandır. Malum memlekette herkes efsane şöför, kimse kimsenin sürüşünü beğenmiyor.
Gezerken ya burası da bizim şuraya benziyor dediğiniz Avrupa şehirleri mutlaka olmuştur. Sadece mimariden ziyade belki bi sokağından, belki bi parkından belki de bir insanından yakalanan detaylar önemlidir. Mesela ben roma'yı İstanbul'a çok benzetirim. İkisinin de Her köşesinden bir tarih fışkırır. Tabi Roma geçen zaman içerisinde çok iyi korunmuş, bizse İstanbul'a ihanet ettik.
(bkz: vadideki zambak)

Hatırladığım kadarıyla 4 defa bırakıp aradan zaman geçtikten sonra tekrar başladım. Böyle ite kaka bitti kitap. Aslında böyle zorlamaya gerek de var mıydı bilmiyorum. malum kitap çok, ömür kısa.
(bkz: zeki ama çalışmıyor)

Yıllar sonra anladım ki keşke moron olsaydım da o derslere çalışsaydım öğretmenim. Ağırlığını sonradan anladım bu lafın.
İlk aklıma gelen sahne canım kardeşim 'den kahraman'ın öldüğü sahnedir.
şuradan izlenebilir.
Hep komedi filmleri çekiyorsun eleştirilerinin artması üzerine yönetmen ertem eğilmezöyle bir drama çekeceğim ki izlemesi bile çok zor olacak diyerek çekmiş bu filmi. Çok ağır gelmiş topluma bu film ,hatta öyle ki o dönemde bu film yüzünden arzu film batma noktasına gelmiş. Film hakettiği değeri yıllar sonra olsa da bulmuş.
Bugün * ebediyete göçmüş duayen tiyatrocu. Benim için aileden birini kaybetmiş hissi yaşadığım bir ölüm oldu uzun zaman sonra. Işıklar içinde uyusun...
Amsterdam'a ilk gidişimde tam turist işi bir kumarhanede jeton gibi bozuk para atılan bi rulet masasında 4 euromu 13 Euro yapmıştım. Onla da gidip joint almıştım.*