kemal sunal'ın korkusuz korkak filminde mülayim sert' karakterinin dillerimize pelesenk ettiği bir söz olmasının yanında kayra'nın yerli rap dinleyicilerine armağan ettiği müthiş parçadır aynı zamanda.

mesela yani
sözlükte sıkça karşılaştığım nezaketsiz hareket.

aslında sadece şarkı da değil. hemen hemen bütün anket başlıklarda (kitap, dergi, malzeme vs.) bağlantı(link), bkz. gizli bkz. verilebilecek örnekler mevcut fakat ne yazık ki doldurulan anketlerde bunlar namevcut.

sözlük kültürü olan yazar, malzemenin üreticisine (sanatçısına, şirkete) ayrı bkz. ürüne(parçaya, ürüne) ayrı bkz. verir. daha da yetmezse bir de bağlantı vererek, aha inanmıyorsan bir de buraya bak der gibi, ortamı şenlendirir.
(bkz: hostal delfos)
konumu çok güzel. yakınlarda carrefour var. yataklar-havlular temiz. odalar 3 kisilik oda başı fiyat veriyor. odada banyo olan odaların yatakları çok daha rahat. ortak banyolu odaların yatakları hafiften gıcırdıyor ama idare eder. odada sadece lavabo var.
su içerken böcek yutuyormuş gibi bir his verir.dondurma, ayran gibi şeyler bıyığına yapışır ve komik görüntülere sebep olur.dudağın kapalı olduğu her an seni rahatsız eder ama bunu ancak kestiğin zaman farkedersin.
1901 tarihinden beri barış,kimya,fizik,tıp,edebiyat,ekonomi dallarında dinamitin mucidi alfred nobel adına verilen ödüllerdir.
ilk nobel ödülünü x ışınları keşfi (bkz: röntgen) sayesinde wilhelm conrad röntgen almıştır. ekonomi dalındaki ilk nobel ödülü 1969 yılında verilmiştir.
bu ödüller her sene alfred nobelin ölüm tarihi olan 10 aralık tarihinde verilmektedir.

türkiyeden aziz sancar hasar gören dna'ların onarımıyla ilgili çalışmaları sayesinde kimya alanında, orhan pamuk ise edebiyat alanında nobel ödülü kazanmıştır.

(bkz: nobelyum)
ara sıra yaptığım şeydir. yeraltı filmi henüz çekilmemişken de yapardım. aslında ilk kez ilkokulda ulumaya başladım. bir yaz günü balkonda kahve fincanları ve kartları yok olan, tahtası yırtılan ve geriye sadece paraları kalan borsa oyunundaki paralarla oynarken sokaktan inanılmaz bir “auuuuuuuuu” sesi gelmişti. hemen balkondan baktığımda koltuk değnekli bir adamın ciddi ciddi uluduğunu görüp şok olmuştum. ankara’nın yaz sıcağında kimse sokakta olmadığından uluyan adamı benden başka gören olmamıştı. uluyan adam uluya uluya gitti ve kayboldu. acayip şaşırmıştım bir insan neden ulur ki diye düşünürken birden sessizce ulumaya başladım. ikincisinde daha yüksek sesle uludum. üçüncü, dördünce, onuncu derken bildiğin kurt gibi uluyordum balkonda ve her uluduğumda sanki bu dünyaya isyan ediyormuş gibi hissediyordum. babam balkona geldi “napıyorsun oğlum?” diye sordu. ben de uluyan adamı anlatsam da inanmayacağı için “hiiiç uluyorum” dedim. babam da “ulu ama çok yüksek sesle uluma komşulara ayıp olur” dedi ve gitti. ya baba allah aşkında nasıl yüksek sesle ulumayayım; ulumak yüksek sesle olur diye ulumaya devam ettim. o günden sonra yani 9 yaşımdan beri dönem dönem ulumuşluğum vardır. işyerinde çok bunaldığım zamanlarda da zeynep’in yanına gider ona ulurdum o da bir yeraltı filmi manyağı olduğu için beni yadırgamaz zaman zaman benimle ulurdu.

geçen yine vatsaptan bir arkadaşıma ulumak istedim ve uluyarak ses dosyasını gönderdim. aradan iki dakika geçti o da bana hindi taklidi yapmış “gulugulugulu” ses dosyasını yollamıştı. ondan hemen iğrendim ulumanın bu dünyaya olan bir isyan olduğu mesajını anlamamış beni sadece bir kurt taklidi yapan yetenek sizsiniz türkiye’deki manyaklardan sanmıştı.
4 sene once 200 lira civariydi fiyati. o zamandan beri ne binmek istedim ne de fiyat araştırdım