buralar zamanı gelince değerlenecek, rez at bekle.
belki bir çoğunuz katılmıyorum diyecek ama arkadaşlar şuan 3. dünya savaşındayız. kimse bize dünya savaşları şu şekilde olur diyerek genelleme yapamaz. dönem değiştikçe savaşların da evrilmesi olağandır.
1. dünya savaşının amacı osmanlıyı parçalamaktı. 2. dünya savaşının amacı osmanlıdan alınan toprakların avrupa ülkelerine adaletsiz dağılmasıydı. yani sıkı bir birlik olarak görülen avrupa 70 sene önce kendi aralarında amansız savaş halindeydi. şuan 3. dünya savaşındayız. büyük güçlerin kendileri yerine piyonları kullanıp müslüman topraklarda yaşayanları birbirine vurdurması.
15 temmuz darbe girişimini çok iyi anlayıp yorumlamalıyız. bunun için de 1990 sonrası müslüman topraklardaki yaşananlara bakmalıyız. 90'da sovyetler birliği çöktü. ve abd-nato tarafından yeni dünya düzeni oluşturuldu. bu düzende asıl düşman fundamentalist müslümanlar oldu. eski düşman komünizmdi ve yenildi. artık müslüman ülkelere seri darbeler yapılmaya başlandı.
1. darbe cezayir : islami selamet cephesi seçimleri kazandı ama fransa destekli ordu darbeyi patlattı.
2. darbe bosna : yugoslavya dağıldı. bosna referandumla bağımsız oldu. bunun üzerine sırp ordusu islamci lider aliye izzet begoviçin önderliğindeki bosna halkının kararını tanımaz ve (*modern, insancıl, çağdaş denilen avrupanın göbeğinde) katliam yapar.
3. darbe çeçenistan : ruslar ve sırplar tarafından halen katliamlar devam etmekte
4. darbe hamas : herkesin gözü önünde demokratik yollarda seçimi kazanan haması abd israil ab kabul etmez ve filistini bölerler.
5. darbe refah : türkiyede seçimde sandıktan birinci olarak çıkar ama bir yıl içinde darbeyle düşürülür
6. darbe afkanistan : abd ve nato tarafından işgal edilir.
7. darbe ırak : abd ve nato tarafından işgal edilir. nükleer silah yokmuş denir ve özür dilenir. konu unutulur. sonuç: ırak paramparça.
8. darbe arap baharı : bu bahaneyle abd, müslüman ülkelerdeki fikir adamları, ilim adamları vedin adamlarını hapislere atar işkence ile öldürür.
9. darbe suriye : müslüman kerdeşlere karşılık esad desteklenir. ve ülke kan gölüne döner.
10. darbe libya : kaddafi indirilir ve linç edilir.
11. darbe mısır : Muhammed Mursi nezdinden İhvan’a Yapılır.
12. darbe türkiye : 15 temmuzda denenir başarısız olur

sonuç olarak 3. dünya savaşının amacı müslümanı müslümana öldürtmek ve bu sırada modası geçmiş silahlarını bizlere satmaktır. böylece silah depolarında yeni moda silahlarına yer açmaktır.
peki ya 4. dünya savaşı?
zayıflamış ve gücünü yitirmiş müslüman ülkeleri işgal hareketi olacaktır.
4. dünya savaşından sonra ne olacak?
bu konuda birçok teori ve distopya üretilebilir ama görünen ve bana göre mantıklı gelen şudur : kapitalizm çökme yolunda ilerlemektedir. herhangi bir hamle yapılmazsa çökmek zorundadır. çünkü kapitalizmin besini kaynaklardır ve kaynaklar şuanki nüfusa ve kapitalizmin getirdiği tüketim çılgınlığına yeterli olmamaya başlamıştır. abd dünya üzerindeki gücünü kapitalizmden almaktadır ve çökmesine izin vermeyecektir. dünyanüfusunu azaltmaya yönelik savaşlar ve hamleler yapmaktadır. cevaba gelirsek; 4. dünya savaşından sonra kölelik tekrar yükselecek ve amaç müslümanları köle yapmak olacaktır. kapitalizmin kaynakları müslüman topraklarda yetişecek, müslümanlar abd ve ab'nin kölesi haline getirilmeye çalışılacaktır. dünyada ayakta sadece birkaç ülke kalacak. ab birleşerek ayakta kalabilecek, abd daimi dünya lideri olacak, rusya çinin desteğiyle, çin ise nüfusu sayesinde ayakta kalabilecek. israil ise yeni dünya düzeninin isviçre'si olacak.
galatasaray'ın en vizyon sahibi başkanlarından. fatih terim krizini iyi yönetebilseydi galatasaray şu an bambaşka bir seviyede olurdu.
afrin'e destek ziyaretinde bulunan ünlülerden olamadığı için gündemde yer bulan vasat altı şarkıcı.
yurtdışında basılan kitapların neredeyse tamamının “hard cover” versiyonu varken malesef türkiye’de bu seçenek yoktur. akademik anlamda da sadece hukuk ve tıp konularında ciltli kitaplar var; sosyal bilimler, mühendislik alanlarında ise çok az. ister akademik alanda, ister sıradan bir okuyucu olun, değer verdiğimiz kitapların 2 günde kenarlarının buruşması beni ciddi anlamda rahatsız ediyor.

bunun dışında onlarca baskı yapmış ve yine akademik alanda referans olma özelliği bulunan kitapların da hard cover’ları çıkmıyor. artık yayıncının mı, yoksa yazarın umursamazlığı mı bilmeyeceğim ama çeviri kitaplarda da durum aynı şekilde. buna iki örnek vermem gerekirse akademik camiada saygınlığını, güvenilirlik ve geçerliliğini kanıtlamış; stratejik insan kaynakları, yetenek yönetimi, performans yönetimi gibi konularda sayısız kitapları bulunan michael armstrong’un “armstrong’un stratejik insan kaynakları yönetimi” adlı türkçeye çevrilen kitabı ince kapaklı olarak basıldı. bir başka örnek yine işletme alanında en güvenilir kaynak olan tamer koçel hocanın 18.baskısı yapılan “işletme yöneticiliği” adlı eşsiz eseri yine ince kapaklı olarak piyasaya sürülmüştür.

akademik alanda kitap ihtiyacı olan bir öğrencinin ya da öğretim görevlisinin bir kitaba bakış açısı sıradan bir roman okuyucusundan çok daha farklıdır. bu alanda öğrenilen bilgilerin bireyin yaşam boyu öğrenme kavramı kapsamında öğrenecekleri bilgilere temel teşkil edeceğinden bu bilgiler ne kadar değerli ise, kitabın basımına da verilecek önem ve titizlik de aynı derecede olmalıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtarların farklı kültürleri görebilmesi için yurt dışına 5 ilden 50 muhtarı İspanya'nın Endülüs bölgesine götürüyor.

Aha linki
japonya'da yaşayan ve garip bi şekilde japonca konuşan blogger. her videosunda gülmekten yarılıyorum.
instagram
alkol aldıktan sonra vücudun dehidrasyon sebebiyle dibe vurması durumuna hangover olmak denir. bir önceki günün sarhoşluğunu üstünden atamamış olmanın verdiği sersemliktir. Bol su ve bitter çikolatayla kendinizi rahatlatabilirsiniz. kendinizi bilin, sünger gibi çekmeyin alkolü yoksa hangoverken sonradan utanacağınız şeyler yaşayabilirsiniz.

bir arkadasımın hangoverken yaşadığı bir anıyı anlatayım. Bu şahıs haftanın 2 gunu mutlaka eğlenmeye çıkan, yemeklerde birkaç bira içen kısacası vücudu alkole de alışık biridir. Bu arkadaş bir gece yine dışarı çıkar ve yaz aşkıyla karşılaşır. o gece bünyeyi zorlayarak akşam 19.00dan sabah 5e kadar içer. Sabah kalkınca beni aradı çok kötüyüm diye. zannediyorumki kusacak falan. neyse gittim yanına çantasından bi kağıt çıkarmış ben bittim falan diyo. meğer evlenmiş bu salak gemi nikahı falan kıydırmış buna yarı resmi bi belge vermişler evlenme akdi gibi. evlenmişim ben diyo ama adam ortada yok :D nüfus müdürlüğüne gitti ben evlimiyim diye sordu. o kağıdı nüfus müdürlüğünde onaylatınca resmileşiyormuş. bu sevindi aa arıyım şunu bi ayık kafayla bulamadığım kocayı sarhoşu kafayla bulmuşum onaylatalım da resmiye binsin iş dedi. adamdan ses yok. adam gidiş o gidiş. bu olay 2015 ekim-kasım gibi oldu. o adam hala hiçbir yerde karşımıza çıkmadı sosyal medyada bile.