Hayatini minimal duzeyde yasayip, fazlasi icin herhangi bir girisimde bulunmayan, ne üretmekle ne de calismak uzaktan yakindan alakasi olmayip tembelligine kilif uyduran tiplemelerin oldugu bir nesildir. Fakirlikten kastim sadece parasizlik degil ayni zamanda beceriksizliktir.
Bundan 2-3 sene sonra görecegim lan hepinizi
Bundan 2-3 sene sonra görecegim lan hepinizi
57. Alay, Çanakkale Savaşı’nın başlangıcı olan Anzak Çıkarmasını durdurmak için 15 Nisan 1915 sabahı harekete geçen efsaneleşmiş Türk alayıdır.
Bu kahramanların anısına o günden beri Türk ordusunda 57. Alay bulunmamaktadır. 57. Alay, dünya üzerinde en çok madalya sahibi olan alay olduğu için dünyanın en kahraman alayı olarak nitelendirilmektedir.
Bu kahramanların anısına o günden beri Türk ordusunda 57. Alay bulunmamaktadır. 57. Alay, dünya üzerinde en çok madalya sahibi olan alay olduğu için dünyanın en kahraman alayı olarak nitelendirilmektedir.
41 yaşındaki polisiye edebiyat uzmanı Katrin Jakobsdottir olmuştur.
kendisi varsa bir maşallahınızı alır.
maşallah.
link
kendisi varsa bir maşallahınızı alır.
maşallah.
link
(bkz: 17 ağustos 1999 depremi)nde istanbul'da en çok can kaybının yaşandığı ilçe.

fotoğraf : depo photos
deprem sonrası ev ve arsaların fiyatı bedavadan biraz pahalıydı. şimdi ise 1+1 evlerin bile çok pahalı olduğu ilçe.
depremden önce zemin araştırmaları yapılmış fakat yine de yüksek kat izni çıkmıştı. depremden sonra getirilen kat yasağı 2017 yılı ortalarında yine kaldırıldı ,bugünlerde yolum düştüğünde gördüğüm ; yine yüksek yüksek binalar yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor.
ülkemiz deprem kuşağında olduğu için tüm ülke yapmalı fakat özellikle zeminin yumuşak olduğu avcılar gibi semtlerde yaşayan arkadaşlar deprem hakkında hem kendilerini hem çevrelerini bilinçlendirmeli.

fotoğraf : depo photos
deprem sonrası ev ve arsaların fiyatı bedavadan biraz pahalıydı. şimdi ise 1+1 evlerin bile çok pahalı olduğu ilçe.
depremden önce zemin araştırmaları yapılmış fakat yine de yüksek kat izni çıkmıştı. depremden sonra getirilen kat yasağı 2017 yılı ortalarında yine kaldırıldı ,bugünlerde yolum düştüğünde gördüğüm ; yine yüksek yüksek binalar yapılmış ve yapılmaya devam ediliyor.
ülkemiz deprem kuşağında olduğu için tüm ülke yapmalı fakat özellikle zeminin yumuşak olduğu avcılar gibi semtlerde yaşayan arkadaşlar deprem hakkında hem kendilerini hem çevrelerini bilinçlendirmeli.

2. Dünya Savaşı sırasında İngiliz Ordusunun radyo istasyonu olarak kullandığı kıyıya 10 km uzaklığı bulunan platform, savaşın bitiminden sonra boş kalır. 1967’de Roy Bates ve ailesi platform-ada üzerinde sealand isimli ülkelerini kurarlar. Roy Bates prens ilan edilir. 24 kişilik nüfusa sahip ülkenin kendi anayasası , bayrağı , millî marşı ve para birimi olarak Sealand Doları vardır.
Sealand'ın kurucusu Prens Roy Bates'in 9 Ekim 2012 tarihinde 91 yaşında ölmesinin ardından yeni prens oğlu Michael Bates olmuştur.
kızlarsoruyor'a yazmalısın. burası sözlük.
samimi bir komedi dizisi. tek başına yaşamanın yollarına bakınırken bulmuştum. dünya salgın bir virüs sonrası tüm canlılardan temizleniyor. kahramanımız phil miller, dünyada tek başına kalmıştır ve kendisinden başka yaşayan birilerini bulmak için dünyayı dolaşır ama kimseyi bulamaz. belki bir gün birisi görür umuduyla geçtiği yerlerdeki tabelalara 'tucsonda yaşayan var' yazar. tabelaları gören insanlığın son tohumları bir araya gelirler ve birlikte yaşamanın yollarına bakarlar. cinsellikten ve belaltı komedisinden uzak samimi bir aile dizisi denilebilir, türk aile yapısı için bile...
(bkz: bok yoluna gitti) darwinin bulgularının tıpkısının aynısını darwin ile aynı dönemde keşfetmiş bilim insanı. darwin uzun süredir, yaklaşık 20 sene, araştırmalarını-incelemelerini yaptığı hipoteziyle vakit öldürürken birden bire mektup arkadaşı alfred russel wallace'tan aldığı mektupta mektup arkadaşının kendi bulgularıyla aşağı-yukarı aynı olan şeyleri görünce ne yapacağını bilemez çünkü kendisi hala kitabını yayınlamamıştır ve bu beklenmedik sürpriz onca yılın emeğini çöp edecektir. ama darwin dedemiz centilmenlikten ödün vermez ve her şeyi Sir Charles Lyell'a anlatır. sonuç olarak adil bir çözüm bulunur ve her iki kişinin eserleri de Linnean Kurumu’nda birlikte okunacaktır ve ona göre son karara varılacaktır. son perdede darwin dedenin yıllarını verdiği tezi ortak yayınlamışlardır. ama wallece hep darwin'in gölgesinde kalmıştır. wallace'in hayatını okumanız bir insanın ne kadar şanssız olabileceğini anlamanıza yardımcı olabilir, adam bildiğin doğuştan ...
hayatını anlatan bir kitabın isminden de mevzunun içburkan yanını görebiliyoruz: in darwin's shadow
ama kendisi bu konuda hiç şikayetçi olmamıştır. hatta darwin gibi bir bilim adamıyla aynı şeyleri yapabildiği için kendini şanslı hissetmiş ve annesine yazdığı mektubunda bu durumdan memnuniyetini dile getirmiştir.
hayatını anlatan bir kitabın isminden de mevzunun içburkan yanını görebiliyoruz: in darwin's shadow
ama kendisi bu konuda hiç şikayetçi olmamıştır. hatta darwin gibi bir bilim adamıyla aynı şeyleri yapabildiği için kendini şanslı hissetmiş ve annesine yazdığı mektubunda bu durumdan memnuniyetini dile getirmiştir.
T. nargilede ya da sobada kullanılan köz tutmaya yarayan demir maşanın birbirine vurularak çıkartılan sese çıkılatmak denir. zaptnamumkun
Sene bu zamanlar paraya ihtiyacım var, iş bakıyorum bir arkadaş vasıtasıyla, 7/24 açık. neden açık ? insanlar sabah 7 de neden gelip kahve ve nargile içer hala düşünüyorum ama konumuz bu değil. Mekanla anlaştık, akşam çalışıyorum ekip zaten aynı. Bu ve bunun gibi mekanlarda ekip hep aynıdır. Öğrenci çalışanlar, yaşlı bir bulaşıkçı, gerzek bir aşçı,dini imanı para olan bi patron. Bildiğin yerli sitcom amina koyim bi tek kahkaha efektimiz eksik. Temposu yüksek bir mekan, gece 1 de gelip sabah 7 de giden insanlar var. bu nasıl bir işsizlik a dostlar ??
Herifler balyayla kaldırıyor inanılmaz bir akış var. deli gibi çalışıyoruz.
Bazen öyle anlar oluyor ki, kısa bir back to the future etkisi yaratıyor.
4 saat yok önlüğü taktığım andan sonra sadece 4 saat sonra çıkarabiliyorum.
mesela o 4 saati hiç çözemedim ve o 4 saat bütün mevzunun başlangıç noktası.
Nargile işinde ilginç bir maşa çıkılatma geleneği vardir ya hani. çıkıçıkıçıkı dolanır kamilin teki elinde bir teneke köz. O nargile maşasını eline alan muhakkak tadımlıkta olsa bir çıkılatıyor. Meğer bütün ülkece maşa çıkılatma skillimiz açıkmış mevzuya bak. Şimdi müşteri olarak gelip 1 2 saat takılınca kulağa ramazan pidesi tadında gelebilir ki bu durumda bile daralmalar oluyordur.
((12 saat ))
bak 12 yazıyla "ONİKİ" saat boyunca 5 dakika da bir duyunca edimsel koşullanıyorsun.
namussuzum ağzımdan salya akacak lan, biyolojik saatim bozuldu, sıçamıyorum amina koyim daha ne olsun ???? sokayım ben öyle geleneğe.
mekanda nargileye bakan eleman sosyal çevreden de arkadaşım olur.
ben işim gereği genelde hep arkam dönük kahve yapıyorum.
yine bi gün deli gibi yoğunuz siparişler patlamış mutfak patlamış.
patron kasada bana 2 metre uzakta ikimizde birbirimize bakmıyoruz.
bişey söyledi tam o arada bir ''çıkıçıkıçıkı'' anlamadım?? dedim
tam tekrar edecek adam kelimesini bı posta daha çıkıçıkçıkı.
patron dönüp ''kır onu amın kustuğu'' dedi.
benim kanım kesildi, 25 yıllık lugatıma yeni bir küfür ekledim. neyse yoğunluk bitti ben mekanın arka çıkışına çaya sigaraya çıktım.
bizim nargileci arkadaşta orada bir sigara da ona kaptırdım.
kapan gibi amın evladı, esirgediğimden değilde gümrük müşaviri gibi pezevenk. tek serbest bölge orası köz ocağıda haliyle orada takılıyor ibne. aslında bir yandan da fırsata çevirmesini takdir etmek istemiyor değilim ama ne yazık ki ölücü pezevengin teki. neyse durdum ''ne çıkılatıyosun lan ikide bir dalyarak?!?'' dedim. ama asabim bozuk bilader, kahveyi kenya'da üreten işçi kardeşlerimle aynı kaderi paylaşıyorum adeta. ''ben çıkılatmıyorum ki'' dedi bana. ''nasıl lan ??'' dedim şaşırdım 13 gündür burada çalışıyorum, başka kim var ki??
ekip net amk ses aynı, sürekli aynı çıkılatma, olaylar gittikçe garipleşiyordu. '' e kim o zaman??'' diye sordum tabi gayri ihtiyari.
arkam da birini göstererek, ''la bebe sen daha amokaciyle tanışmadın mi??'' dedi. arkamı bir döndüm ananı sikim oda ne !?! karanlığın içinde bi çocuk koz ocağının başında. irkildim amk aslanla burun buruna gelmiş bir ceylan kadar hızlı attı yüreğim. allah'tan tuvaletten çıkıp gittim sigaraya yoksa altıma sıcardım net. ulan sen komando musun, bordo bereli misin amina koyim? ben günde 12 saat buraya 50 kere gidip geliyorum sen nerdesin? hayır hadi selam vermedin adam yerine koymadin, bir ses çıkar be amina kodumun bukalemunu diye sinirlendim bir önce, sonra ulan çayı da buraya koymuştum acaba yudumlamış mıdır diye sinsice gözlerinin içine baktım. fakat o çıkılatma sesinin kaynağı olduğunu düşününce. bir an cırcır böceğini yeni keşfetmiş insan masumluğuna büründüm. tam bir duygu karmaşası sanırım boşalıyorum. selamün aleyküm dedi elini uzattı, herifi ilk defa tanıyorum.
sonra bir an toparlandım ve tokatı bastım yavuşağa, kulağını zıngıldattım. ''ne çıkılatıyosun lan amına kodumun bebesi'' diye yükseldim çocuğa. başını öne eğdi, hüzünlü hüzünlü baktı. içim eridi amk kızdım kendime, iç pişmanlık yaşadım, bu çocuk ilginç bi çocuk, buna sahip çıkmalıyım dedim. gereksiz yere aptalca bir sorumluluk yükledim kendime ama konumuz bu değil. ''biz de gelenek abi atalarım osmanlı'dan beri közcü'' dedi. vay dedim amk neler oluyor böyle.
mola bitti dönüom çalışıyorum ama bir yandan çocuk aklımda.
geceye doğru, yoğunluk bitti bi keyif kahvesi aldım, geçtim arkaya.
bizim közcü ocakta köz karıştırıyor. evet közcü başka ne yapabilirdi ki zaten dimi ? çektim sandalyeyi yanına, o ara bi köpek geçti çağırdım, baktı gelmedi ibne, bizim çocuk maşayı bi çıkılattı köpek geldi. ben önce dikkat etmedim kafasını okşadım. geri giderken çocuk bir kere daha çıkılattı, köpek geri döndü ? lan ?!? hayırdır amk? dedim heyecanlandım, ben sanıyorum ki ben keşfettim, köpeklerin nargile maşası çıkılatmasına itaati var vay amk. aldım elime bi maşa çıkılattım gelmedi. haydaaa noluyor amk? köpek baya 10 metre uzaklaştıktan sonra bizim oğlan masayı çıkılattı. köpek koşarak geri geldi, ben çakozladım onun köpeği olduğunu. vaay dedim sonra ritimli mi eğittin??
ibne cevap vermedi bir çıkılatma daha yapıştırdi çıkıçıkıçıkı. bir kopek daha geldi. hobaaa noldu şimdi marvel mi çeviriyoruz amk ??
Sene bu zamanlar paraya ihtiyacım var, iş bakıyorum bir arkadaş vasıtasıyla, 7/24 açık. neden açık ? insanlar sabah 7 de neden gelip kahve ve nargile içer hala düşünüyorum ama konumuz bu değil. Mekanla anlaştık, akşam çalışıyorum ekip zaten aynı. Bu ve bunun gibi mekanlarda ekip hep aynıdır. Öğrenci çalışanlar, yaşlı bir bulaşıkçı, gerzek bir aşçı,dini imanı para olan bi patron. Bildiğin yerli sitcom amina koyim bi tek kahkaha efektimiz eksik. Temposu yüksek bir mekan, gece 1 de gelip sabah 7 de giden insanlar var. bu nasıl bir işsizlik a dostlar ??
Herifler balyayla kaldırıyor inanılmaz bir akış var. deli gibi çalışıyoruz.
Bazen öyle anlar oluyor ki, kısa bir back to the future etkisi yaratıyor.
4 saat yok önlüğü taktığım andan sonra sadece 4 saat sonra çıkarabiliyorum.
mesela o 4 saati hiç çözemedim ve o 4 saat bütün mevzunun başlangıç noktası.
Nargile işinde ilginç bir maşa çıkılatma geleneği vardir ya hani. çıkıçıkıçıkı dolanır kamilin teki elinde bir teneke köz. O nargile maşasını eline alan muhakkak tadımlıkta olsa bir çıkılatıyor. Meğer bütün ülkece maşa çıkılatma skillimiz açıkmış mevzuya bak. Şimdi müşteri olarak gelip 1 2 saat takılınca kulağa ramazan pidesi tadında gelebilir ki bu durumda bile daralmalar oluyordur.
((12 saat ))
bak 12 yazıyla "ONİKİ" saat boyunca 5 dakika da bir duyunca edimsel koşullanıyorsun.
namussuzum ağzımdan salya akacak lan, biyolojik saatim bozuldu, sıçamıyorum amina koyim daha ne olsun ???? sokayım ben öyle geleneğe.
mekanda nargileye bakan eleman sosyal çevreden de arkadaşım olur.
ben işim gereği genelde hep arkam dönük kahve yapıyorum.
yine bi gün deli gibi yoğunuz siparişler patlamış mutfak patlamış.
patron kasada bana 2 metre uzakta ikimizde birbirimize bakmıyoruz.
bişey söyledi tam o arada bir ''çıkıçıkıçıkı'' anlamadım?? dedim
tam tekrar edecek adam kelimesini bı posta daha çıkıçıkçıkı.
patron dönüp ''kır onu amın kustuğu'' dedi.
benim kanım kesildi, 25 yıllık lugatıma yeni bir küfür ekledim. neyse yoğunluk bitti ben mekanın arka çıkışına çaya sigaraya çıktım.
bizim nargileci arkadaşta orada bir sigara da ona kaptırdım.
kapan gibi amın evladı, esirgediğimden değilde gümrük müşaviri gibi pezevenk. tek serbest bölge orası köz ocağıda haliyle orada takılıyor ibne. aslında bir yandan da fırsata çevirmesini takdir etmek istemiyor değilim ama ne yazık ki ölücü pezevengin teki. neyse durdum ''ne çıkılatıyosun lan ikide bir dalyarak?!?'' dedim. ama asabim bozuk bilader, kahveyi kenya'da üreten işçi kardeşlerimle aynı kaderi paylaşıyorum adeta. ''ben çıkılatmıyorum ki'' dedi bana. ''nasıl lan ??'' dedim şaşırdım 13 gündür burada çalışıyorum, başka kim var ki??
ekip net amk ses aynı, sürekli aynı çıkılatma, olaylar gittikçe garipleşiyordu. '' e kim o zaman??'' diye sordum tabi gayri ihtiyari.
arkam da birini göstererek, ''la bebe sen daha amokaciyle tanışmadın mi??'' dedi. arkamı bir döndüm ananı sikim oda ne !?! karanlığın içinde bi çocuk koz ocağının başında. irkildim amk aslanla burun buruna gelmiş bir ceylan kadar hızlı attı yüreğim. allah'tan tuvaletten çıkıp gittim sigaraya yoksa altıma sıcardım net. ulan sen komando musun, bordo bereli misin amina koyim? ben günde 12 saat buraya 50 kere gidip geliyorum sen nerdesin? hayır hadi selam vermedin adam yerine koymadin, bir ses çıkar be amina kodumun bukalemunu diye sinirlendim bir önce, sonra ulan çayı da buraya koymuştum acaba yudumlamış mıdır diye sinsice gözlerinin içine baktım. fakat o çıkılatma sesinin kaynağı olduğunu düşününce. bir an cırcır böceğini yeni keşfetmiş insan masumluğuna büründüm. tam bir duygu karmaşası sanırım boşalıyorum. selamün aleyküm dedi elini uzattı, herifi ilk defa tanıyorum.
sonra bir an toparlandım ve tokatı bastım yavuşağa, kulağını zıngıldattım. ''ne çıkılatıyosun lan amına kodumun bebesi'' diye yükseldim çocuğa. başını öne eğdi, hüzünlü hüzünlü baktı. içim eridi amk kızdım kendime, iç pişmanlık yaşadım, bu çocuk ilginç bi çocuk, buna sahip çıkmalıyım dedim. gereksiz yere aptalca bir sorumluluk yükledim kendime ama konumuz bu değil. ''biz de gelenek abi atalarım osmanlı'dan beri közcü'' dedi. vay dedim amk neler oluyor böyle.
mola bitti dönüom çalışıyorum ama bir yandan çocuk aklımda.
geceye doğru, yoğunluk bitti bi keyif kahvesi aldım, geçtim arkaya.
bizim közcü ocakta köz karıştırıyor. evet közcü başka ne yapabilirdi ki zaten dimi ? çektim sandalyeyi yanına, o ara bi köpek geçti çağırdım, baktı gelmedi ibne, bizim çocuk maşayı bi çıkılattı köpek geldi. ben önce dikkat etmedim kafasını okşadım. geri giderken çocuk bir kere daha çıkılattı, köpek geri döndü ? lan ?!? hayırdır amk? dedim heyecanlandım, ben sanıyorum ki ben keşfettim, köpeklerin nargile maşası çıkılatmasına itaati var vay amk. aldım elime bi maşa çıkılattım gelmedi. haydaaa noluyor amk? köpek baya 10 metre uzaklaştıktan sonra bizim oğlan masayı çıkılattı. köpek koşarak geri geldi, ben çakozladım onun köpeği olduğunu. vaay dedim sonra ritimli mi eğittin??
ibne cevap vermedi bir çıkılatma daha yapıştırdi çıkıçıkıçıkı. bir kopek daha geldi. hobaaa noldu şimdi marvel mi çeviriyoruz amk ??
en sevdiği sanatçı haluk leventtir