"vursa gol olur, vurdu, taç! " şeklinde özetleyebileceğimiz bir maç olacağını düşünüyorum. ilk golü atan kazanır şeklinde düşüncelere boğulsam da, az gollü beraberlik ya da galatasaray galibiyeti muhtemel bence. saydıııım kaç yıl oldu evet..
üniversiteyi staj riski ile uzatma durumum ortayken nasıl bitirdiğimi anlatıyorum dostlar.
Mimarlıkta iki şekilde staj yapılır ; Birincisi ofis stajı ikincisi şantiye stajı toplamda 60 gün tamamlanır.Okuduğum okul yeni açılması sebebi ile 23 günlük yaptığım ofis stajını transkiripe 40 gün olarak işlemiştir.Bende ne olur ne olmaz gibisinden aldığım onaylı transkiribimi saklamaktayım, tek ders sınavına kalana kadar hesablarıma göre stajımı tek ders sınavını geçtikten sonra vericektim.İşler yolunda gitmedi dördüncü sınıfta tek ders sınavına çalışırken hocamızın beni çağırması ve sınava giremessin eksik olan 20 günlük stajını getir demesi üzerine koşuştrarak stajımı yaptığım şirkete gidip alıp geldim.Stajı teslim ettikten sonra tek ders sınavına girebildim ve geçtim.Günler sonra urfaya döndüm stajlardan sorumlu hocamız aradı ve sedat senin stajın eksik bulamıyoruz demesi ile dünyam yıkılacakken o an hayatımın kumarını oynayıp zarları attım. Hocam onaylı transkrip var elimde ben stajı yaptım verdim ve siz kaybettiniz dedim.Yoksa nasıl tek ders sınavına girerim ben dedim.
Dipnot:N.Ş.A 'da toplamda 23 +20=43 gün staj yaptım.Ama 60 sayıldı.
Dipnot2: Zarlar düşeş geldi mezun oldum.
Mimarlıkta iki şekilde staj yapılır ; Birincisi ofis stajı ikincisi şantiye stajı toplamda 60 gün tamamlanır.Okuduğum okul yeni açılması sebebi ile 23 günlük yaptığım ofis stajını transkiripe 40 gün olarak işlemiştir.Bende ne olur ne olmaz gibisinden aldığım onaylı transkiribimi saklamaktayım, tek ders sınavına kalana kadar hesablarıma göre stajımı tek ders sınavını geçtikten sonra vericektim.İşler yolunda gitmedi dördüncü sınıfta tek ders sınavına çalışırken hocamızın beni çağırması ve sınava giremessin eksik olan 20 günlük stajını getir demesi üzerine koşuştrarak stajımı yaptığım şirkete gidip alıp geldim.Stajı teslim ettikten sonra tek ders sınavına girebildim ve geçtim.Günler sonra urfaya döndüm stajlardan sorumlu hocamız aradı ve sedat senin stajın eksik bulamıyoruz demesi ile dünyam yıkılacakken o an hayatımın kumarını oynayıp zarları attım. Hocam onaylı transkrip var elimde ben stajı yaptım verdim ve siz kaybettiniz dedim.Yoksa nasıl tek ders sınavına girerim ben dedim.
Dipnot:N.Ş.A 'da toplamda 23 +20=43 gün staj yaptım.Ama 60 sayıldı.
Dipnot2: Zarlar düşeş geldi mezun oldum.
Pakistan (Derawar Kalesi): Toplama 40 farklı burcun oluşturduğu, 13 yüzyıl gibi zorlu bir dönemde sadece tuğla kullanılarak inşa edilmiş olan en büyük kalelerden biridir. Yüksekliği, 30 metre olması nedeni ile surları tuğla olmasına karşın düşmanı döneminde oldukça korkutmuştur
Bölgeye girmek için bölge liderinden özel izin alınması gerekmektedir.

Bölgeye girmek için bölge liderinden özel izin alınması gerekmektedir.

kaçırmıyor muyuz bazı şeyleri?
belki kendimiz belki de sosyal medyadan takip ettiğimiz onca insanı düşünün. gerçekten gezgin olanları.
en yakın arkadaşının düğününü kaçırıyorsun mesela. ya da yeğeninin ilk doğum gününü. kardeşinizin mezuniyet törenini. sen dünyanın bir ucundayken, en yakınlarınızın yıllar sonra açıp bakacağı fotoğrafların hiç birinde olmayacaksın. en zoru bu bence.
sevgilin olmaz. ya da olma ihtimali düşüktür. olsa bile yürüme ihtimali azdır.
bir diğeri çevrenizde ki insanların sizi sorguya çekmesi. ne zaman hayatını düzene sokacaksın, ne zaman düzgün bir işe gireceksin, ne zaman evleneceksin, ne zamana kadar bu böyle... diye uzar gider sorular. kimine cevap verirsin kimi canını çok sıkar. her ne kadar canını sıksa da bu sorular, kolombiya'nın küçük bi kasabasında o garip yemeklerini yerken bir de sen kendine sorarsın aynılarını. ne zaman hayatımı düzene sokacağım? işte buna cevap vermek gerçekten zordur. çünkü zehri almışsın bir kere. dünya'da ki onca güzellikleri görmeden geçen bir hayat anlamsız gelir sana.
güzellik demişken, kimi zaman bu güzellikler can sıkıcı olabilir. isveç, norveç, almanya gibi ülkelerde hissedersin en çok bunu. sürekli bi kıyaslama yaparsın kendi ülkenle. ''biz neden ülkemizde çevremizi kirletiyoruz, insanlara neden saygı duymuyoruz, trafikte neden sürekli kornaya basıyoruz'' gibi sorular aklını kurcalar. sonra ister istemez kendi ülkeni savunursun içinden. ''ama bizim de şuyumuz iyi'' gibi. sonuç olarak farkındalığın artar. rusyada komünizmden kalan izleri görürsün, amerika'da kapitalizmin nasıl çalıştığını. afrikanın o güzelliklerinin nasıl sömürüldüğünü. bilirsin. çok şey bilirsin ama bu kadar farkındalık kafanı yorar. çünkü düşünecek çok zamanın vardır. bilgisayarda video oyunları oynayarak ya da televizyonda dizileri izleyerek uyutulmuyorsundur.
ayağına diken batması, şarjının bitmesi, kaldığın hostelin pislikten geçilmiyor olması, aç susuz kalman, uyku tulumunun yeterince ısıtmaması olsaydı keşke gezgin olmanın zorlukları.
ha bu arada, gezgin olmanın dedim. turist olmanın değil. ya da çeşitli programlarla bir kaç ülkede bir kaç saat kalmış insanların değil.
edit: imla
belki kendimiz belki de sosyal medyadan takip ettiğimiz onca insanı düşünün. gerçekten gezgin olanları.
en yakın arkadaşının düğününü kaçırıyorsun mesela. ya da yeğeninin ilk doğum gününü. kardeşinizin mezuniyet törenini. sen dünyanın bir ucundayken, en yakınlarınızın yıllar sonra açıp bakacağı fotoğrafların hiç birinde olmayacaksın. en zoru bu bence.
sevgilin olmaz. ya da olma ihtimali düşüktür. olsa bile yürüme ihtimali azdır.
bir diğeri çevrenizde ki insanların sizi sorguya çekmesi. ne zaman hayatını düzene sokacaksın, ne zaman düzgün bir işe gireceksin, ne zaman evleneceksin, ne zamana kadar bu böyle... diye uzar gider sorular. kimine cevap verirsin kimi canını çok sıkar. her ne kadar canını sıksa da bu sorular, kolombiya'nın küçük bi kasabasında o garip yemeklerini yerken bir de sen kendine sorarsın aynılarını. ne zaman hayatımı düzene sokacağım? işte buna cevap vermek gerçekten zordur. çünkü zehri almışsın bir kere. dünya'da ki onca güzellikleri görmeden geçen bir hayat anlamsız gelir sana.
güzellik demişken, kimi zaman bu güzellikler can sıkıcı olabilir. isveç, norveç, almanya gibi ülkelerde hissedersin en çok bunu. sürekli bi kıyaslama yaparsın kendi ülkenle. ''biz neden ülkemizde çevremizi kirletiyoruz, insanlara neden saygı duymuyoruz, trafikte neden sürekli kornaya basıyoruz'' gibi sorular aklını kurcalar. sonra ister istemez kendi ülkeni savunursun içinden. ''ama bizim de şuyumuz iyi'' gibi. sonuç olarak farkındalığın artar. rusyada komünizmden kalan izleri görürsün, amerika'da kapitalizmin nasıl çalıştığını. afrikanın o güzelliklerinin nasıl sömürüldüğünü. bilirsin. çok şey bilirsin ama bu kadar farkındalık kafanı yorar. çünkü düşünecek çok zamanın vardır. bilgisayarda video oyunları oynayarak ya da televizyonda dizileri izleyerek uyutulmuyorsundur.
ayağına diken batması, şarjının bitmesi, kaldığın hostelin pislikten geçilmiyor olması, aç susuz kalman, uyku tulumunun yeterince ısıtmaması olsaydı keşke gezgin olmanın zorlukları.
ha bu arada, gezgin olmanın dedim. turist olmanın değil. ya da çeşitli programlarla bir kaç ülkede bir kaç saat kalmış insanların değil.
edit: imla
yaklaşık 15 yıl önce start veren kurtlar vadisi serilerinin baş rol oyuncusudur (bkz: necati şaşmaz ) ve Umut Tabak tarafından seslendirilmiştir.
her perşembe akşamı dizi saatinde sokaklar bomboş olurdu.
her perşembe akşamı dizi saatinde sokaklar bomboş olurdu.
Kaçkar Dağları, Doğu Karadeniz sahili boyunca uzanan bir dağ sırası. Kuzey Anadolu Dağları'nın doğudaki bölümünü oluşturur. Doğusundaki birçok zirvesi 3500 m üzerindeyken, batı kesimi 2000 m yüksekliğe kadar ulaşır. En yüksek noktası olan Kaçkar Kavrun Dağı 3932 m yüksekliktedir. Aynı zamanda bu dağ Türkiye'nin en yüksek 4. dağıdır. 1994 yılında milli park ilan edilmiştir. Milli parkın büyük bir bölümü Rize ili Çamlıhemşin ilçesi sınırları içinde, küçük bir bölümü de Artvin ili Yusufeli ilçesi sınırları içinde kalmaktadır. Kaçkar dağlarına gitmeden Karadeniz gezilmiş olmaz kanımca. Eksik kalır. Bu Ağustos'ta kaçkar dağlarına gidip orada günlerce kamp yapma planım var. Akabinde kısmetse Kaçkar dağına tırmanmak istiyorum. sizde böyle bir faaliyet planlıyorsanız tavsiyem tunç fındık'ın kaçkar- verçenik tırmanış rehberi kitabını edinmenizdir. muhakkak bölgeyi tanımada, rota planlamasında işinize yarayacaktır.
(bkz: tostumu yedim seni bekliyorum)
emre altuğ ile evlenene kadar ünlü olan neredeyse herkesle ismi çıkmış manken eskisi.
emre altuğ ile evlenene kadar ünlü olan neredeyse herkesle ismi çıkmış manken eskisi.
Bugün (19 mart 2018) itibariyle başlamış bulunan ‘fazilet matruşkası’ aylar bütünü.
Müslümanların faziletli olduğuna inandığı hicri takvimde recep, şaban ve ramazan aylarına verilen toplu ad. içlerinden en faziletlisi ramazandır. ve üç ayların içinde öyle bir gün vardır ki 1000 aydan daha faziletlidir. (bkz: kadir gecesi)
Müslümanların faziletli olduğuna inandığı hicri takvimde recep, şaban ve ramazan aylarına verilen toplu ad. içlerinden en faziletlisi ramazandır. ve üç ayların içinde öyle bir gün vardır ki 1000 aydan daha faziletlidir. (bkz: kadir gecesi)
son dönemde türk lirası karşısında sürekli değer kazanan amerika birleşik devletleri'nin resmî para birimidir. kısaca USD diye adlandırılır.
ayrıca en global para birimidir ve dünyanın en çok bilinen sembolü($) yine bu para birimine aittir. her ülkede geçerlidir.
ayrıca en global para birimidir ve dünyanın en çok bilinen sembolü($) yine bu para birimine aittir. her ülkede geçerlidir.
2006 yılında hayatımıza giren polisiye dizi
konusu istanbulun sokaklarında suçlu peşinde koşan bir ekibin hikayesini anlatır , ekip maceradan maceraya atlar , her sezon ana karakterlerden biri mutlaka vurulur konuda güncel olaylar yer bulur örnek
yayınlanan 12 yılda rıza babanın başkomiserlikten 4.sınıf emniyet müdürlüğüne terfisini görebilirsiniz , dizide ahlak masası , kaçakçılık şubesi gibi özel bir ekip olarak sınıflandırılmaz , aynı gün kapkapçı kovalarken akşam fuhuş yapan çete çökertilir , ekip ince ruhlu ve aile hikayeleri ön planladır bu hafta metin-tekin başrolse diğer hafta tunç abartılır
konusu istanbulun sokaklarında suçlu peşinde koşan bir ekibin hikayesini anlatır , ekip maceradan maceraya atlar , her sezon ana karakterlerden biri mutlaka vurulur konuda güncel olaylar yer bulur örnek
yayınlanan 12 yılda rıza babanın başkomiserlikten 4.sınıf emniyet müdürlüğüne terfisini görebilirsiniz , dizide ahlak masası , kaçakçılık şubesi gibi özel bir ekip olarak sınıflandırılmaz , aynı gün kapkapçı kovalarken akşam fuhuş yapan çete çökertilir , ekip ince ruhlu ve aile hikayeleri ön planladır bu hafta metin-tekin başrolse diğer hafta tunç abartılır