insanı bir telaş sarar. bir yanın görgüsüz görünmemek ister, bir yanın kek... ve yaklaşır.

-ne alırsınız?
-ımmm.. kola. yok kek. ikisi de.
iç ses: niye kahve demedin?

Her şey için çok geçtir.
kişisel deneyimlerin okuyucularla paylaşılması. bana göre en iyi arkadaş, bir nevi günlük.
ülkenin sayılı kıvrak zekalarından. şimdilerde birgün gazetesinde yazıyor.
1980 divriği doğumlu ve tespitleriyle sürekli "ulan aynen ya" dedirten karikatürist.
belgrad'ın neredeyse her sokağında göreceğiniz tatlı, kısaca çikolatalı krep. lezzetli, deneyiniz.
otostopçuları buluşturan Türkiye'deki en büyük otostop oluşumu. Sayıları onbinlere ulaşmasına rağmen kalitesinden ödün vermemiş ve Türkiye'de otostopun kültürleşmesine her gün daha fazla katkıda bulunan interrail türkiyenin canımız alt gruplarının en güzeli.
ankaradan karsa kadar giden ve yolculuk süresi 26 saati bulan tren. Ülkenin eskimeye yüz tutmuş nostaljik trenleriyle özellikle kış aylarında yapılan seyahatlerde muazzam kar manzaralarına vesile olan güzel tren.
yıl 2017. minibüs içinde kadına tokat atmış, tartaklayıp olay yerinden topuklamış bir insansı var başrolde. bu insansı bizim toplumumuzu temsil etmektedir. kadınlara davranislarina göre bir halkın gelişmişlik seviyesi öngörülebilir. çok ama çok gerideyiz. hala.
"Karadeniz müziğini" belli tınılar dışında nevi şahsına münhasır bir biçimde ele alıp "rock'n roll'a" entegre ederek, bu topraklarda; barışı, sevgiyi,emeği ve mücadeleyi, yapmış olduğu müziğe nakşederek bir akım başlatan ve bu akımı dünyaya kısacık ömründe bile miras bırakabilen koca yürekli bir adamın, kendisinin çıkartmaya zamanı yetmediği albüm kapağından;
Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya."
k.koyuncu