son 15 yıldır aralıksız hergün gerçekleştirdiğim eylem. yakın çevrem fazla kilolarımın sebebinin bu alışkanlık olduğunu söylüyorlar. ben ise bu duruma düz mantık bakıyorum. acıkınca yemek yersin, kendini aç bırakmanın bir saçmalık olduğuna inanıyorum. bazı insanlar mesela inançları uğruna 30 gün aç kalıyorlar, onlara şaşırıyorum. (bkz: munchies)
özellikle goygoyrail de gördüğüm insanlar, her an her durum için hazır capsleri olan bir kitle mevcut. Yapılan photosopları bile ilerde kullanırım diye telefonlarına kaydedip aylarca sakladıklarına şahit oldum. Gerçekten saygı duyuyorum :)
"korktuğumuz ya da üşüdüğümüz zamanlarda bu kaslar büzülür, dolayısıyla tüylerimiz de dikleşir. binlercesi bir araya geldiğinde ise tüylermiz diken diken bir görünüm alır. fakat bu durumun vücudumuz için pek bir yararı yok. dikleşen tüyler daha çok üşümemize neden olur. "
korku, heyecan, stres gibi yaşadığımız duygusal anlarda tüylerimizin diken diken olması da adrenalinle bu durumun ilişkisini özetler nitelikte.
ancak hala tam olarak cevabını bulamadığım sorular var, bugün film izlerken bir sahne de kemanı güzel çalması bütün tüylerimi diken diken etti, düşünüyorum korku, heyecan, üşüme, stres hissetmedim ama bununla ilgili pek kaynak da bulamadım. aslında buna benzer durumu çok sık yaşamışızsınızdır. tüylerimin diken diken olması nedense çok büyük keyif veriyor ve bunu kontrol edebilen insanlar da mevcut, çok güzel olmalı!
o sahnede mutlu oldum keyif aldım hoşuma gitti hissetiklerim bunlar ama bunu normal hayatta başka şeylere karşı da hissediyoruz o zaman neden olmuyor veya herkesin tüylerinin diken diken olması farklı hisler üzerine mi?
merak ettiğim kısım şurada başlıyor acaba farkında olmadan yatkın olduğumuz şeyleri bu sayede keşfedebilir miyiz belki bir açıklaması da budur, sözlüktekilerin bu duyguyu en son ne zaman hissettiklerini merak ediyorum küçük bir analiz yapacağım kendimce
korku, heyecan, stres gibi yaşadığımız duygusal anlarda tüylerimizin diken diken olması da adrenalinle bu durumun ilişkisini özetler nitelikte.
ancak hala tam olarak cevabını bulamadığım sorular var, bugün film izlerken bir sahne de kemanı güzel çalması bütün tüylerimi diken diken etti, düşünüyorum korku, heyecan, üşüme, stres hissetmedim ama bununla ilgili pek kaynak da bulamadım. aslında buna benzer durumu çok sık yaşamışızsınızdır. tüylerimin diken diken olması nedense çok büyük keyif veriyor ve bunu kontrol edebilen insanlar da mevcut, çok güzel olmalı!
o sahnede mutlu oldum keyif aldım hoşuma gitti hissetiklerim bunlar ama bunu normal hayatta başka şeylere karşı da hissediyoruz o zaman neden olmuyor veya herkesin tüylerinin diken diken olması farklı hisler üzerine mi?
merak ettiğim kısım şurada başlıyor acaba farkında olmadan yatkın olduğumuz şeyleri bu sayede keşfedebilir miyiz belki bir açıklaması da budur, sözlüktekilerin bu duyguyu en son ne zaman hissettiklerini merak ediyorum küçük bir analiz yapacağım kendimce
yapmak istediğim ama bir türlü icraate dökemediğim eylem, aileyle nerede yaşıyorsak orada tıkılıp kalıyoruz ama bir çok şehir varken neden buradayım diye kendime sık sık soruyorum, istanbuldayım
-işim yok
-gelirim yok
-kiralar yüksek
-trafik kötü
-hava pis, yıldızları bile göremiyoruz
bilmiyorum, daha sahil kenarlarında urla gibi huzurun olduğu yerlerde yaşamak varken neden geliyor herkes istanbula, iş var ama kiraya verdiğin para yola verdiğin para ile zaten yaşayamıyorsun.
iş bularak gidilebilir ama pek iş ilanı düşmüyor, gelirim yok ki iş bulmadan da gitmek hayal gibi böyle saçma bir döngüde kısır kaldım, ama mutsuzum.
gitmesek mi kaçıp birlikte?
-işim yok
-gelirim yok
-kiralar yüksek
-trafik kötü
-hava pis, yıldızları bile göremiyoruz
bilmiyorum, daha sahil kenarlarında urla gibi huzurun olduğu yerlerde yaşamak varken neden geliyor herkes istanbula, iş var ama kiraya verdiğin para yola verdiğin para ile zaten yaşayamıyorsun.
iş bularak gidilebilir ama pek iş ilanı düşmüyor, gelirim yok ki iş bulmadan da gitmek hayal gibi böyle saçma bir döngüde kısır kaldım, ama mutsuzum.
gitmesek mi kaçıp birlikte?
Sabah uyandığımda, gün içinde aklıma geldiğinde ve gece yatarken sözlüğü açtığımda yeni başlık açıldığını, entryler girildiğini gördüğümde yaşadığım mutluluktur. Ne bileyim çiçeğinin sürekli büyüdüğünü görmek istiyor insan.
düşünüldüğü kadar zor olmayan bir deneyimdir. genellikle türkiye'de üniversite okuyup mezun olabilmiş insanların gerçekleştirdiği eylemdir. bu fikir aklınıza ilk girdiği andan itibaren adeta bir bağımlı gibi ona ulaşmak ve onu gerçekleştirmenin size vereceği orgazm hissini bir an önce yaşamak istersiniz.. sonra araştırmaya başlarsınız -nasıl giderim? -nasıl ederim? ulan cebimizde para da yok..gibi sorulardan sonra önce bir ailenizi yoklarsınız sonra sağda solda insanların agzını yoklarsınız.. -aga amaerika'ya mı gitsek ya? ve bunu tam da ekonomik durumu sizden bir tık üst olan arkadaşınıza teklif edersiniz. buradaki amaç durumu bir tık iyi edince olayların nasıl gelişeceğini önceden görme isteğidir. ve durumun çok da vahim olmadığını görürsünüz.
işte bu deneyimi size bir tık öteden anlatacağım
amerika'ya gitmek hayal değil kanka.. durumu bir tık iyi edersen sende los angeles'a gidip beverly hills pankartının önünde resim çekebilir. santa monica beach'te check in yapabilirsin. las vegas'ta kumardan para vurup o paranın yarısıyla vegas'ta limo kiralayıp 2 gr kokain ve iki güzel manita artık meşrebine göre gay lezbiyen mazoşist sadist her türlüsü var takılır. kalan parayla da san diego'da cigaranın dibine vururken beachlerde takılabilirsin.
şimdi güzel insan sana oraya nasıl gideceğini söyleyeyim. bu güzel hayalini betimlediğin hayat o kadar da basit değil. vizesi var, konaklaması var, uçak bileti var bunlar hep para!! ve senin oraya tek başına gitmeyi başaramayacağını bilen benim gibi bir kaç kapitalist kapanlarını açmış seni bekliyorlar. ama bugün kafam güzel olduğu için sana oraya gitmenin kolaylıklarından bahsedeceğim ve sende umarım bunları okuyup amerika'da kafan güzelken bir nefeste benim için içersin.
vize almak için amerika, senden oradaki bir dil okuluna kayıt yaptırmış olmanı bekliyor. elinde bunu kanıtlayıcı şekilde ifade eden bir öğrenci belgesi (bkz: i20 belgesi) olması lazım. bunu yapmak çok basit butik çalışan firmalarla iletişime geç veya gideceğin okulda okuyan bir türk bul sosyal medyadan sen büyük bir stalkersin. instagram konumlarından hastaglerden okulun sosyal medya takipçilerinden bulabilirsin. onlardan rica et sana pasaportum fotoğrafını ve banka mektubunu mail olarak göndersem kaydını yapar ve kayıt belgesini yanında getirir misin ? bu size minimum 75$ dolar kar ettirir. yada butik firmadan bu belgeyi 75$'a alabilirsin. sonra bu belgeyle birlikte konsolosluktan vize randevusu alman gerekiyor. (bkz: ds-160 formu) gibi ayrıntılı bir form doldurman gerekiyor bu form çok önemli her bilginin tutarlı olması gerekiyor güvenilir bir imaj vermen gerekiyor. işin var mı ? sigortan var mı ? öğrenci misin? v.s güven verici bilgileri önemsiyorlar başına bela olacak birini almak istemiyor ülkesine adamlar bu kadar basit.
öğrenci olmak en büyük avantajın öğrenciye yarının insanlarına çok güveniyorlar. özellikle yüksek lisans falan yapıyorsan işin çok kolay. formu doldurup iki hafta içine sana randevu veriyorlar bunun için amerika'ya 360$ ödeme yapıyorsun bunu konsolosluğun web sitesinden online yapıyorsun. bunun 160$'ı vize ücreti 200$ servis ücretidir. vize mülakatına giderken güven verici belgelerinizi yanınızda götürün üstünde isminizin yazdığı bütün resmi belgeleri toplayın. eğer güvenilir bir insan tipine sahipsen ve kendinden emin cevaplar veriyorsan hiç birini sormaycaktır. ama sen yinede götür herhangi bir çarpıcı duruma karşı gardını almış olursun. bir şeyleri kanıtlamanı istedikleri zaman belgen elinde olsun. mülakattan hemen sonra vizeniz onaylandı kağıdını lanet federaller sana söylediği andan itibaren, yüzündeki hafif brad pitt gülümsemesi bundan sonraki hayatının nasıl olacağı ile alakalı spoiler verecektir bazı insanlara. bittimi bitmedi. şimdi uçak bileti çözmen lazım.
türk firmalarını tercih etme ettirme. pahalı amk git gel 1300$ bilet mi olur. kanımızı içiyor şerefsizler. alanları da anlamıyorum. gidip ingiliz kraliyet ailesine mensup british airways gibi firmalarla (bkz: lordlar kamarası)'nda takılmak varken ne gerek var (bkz: thy)'den bilet almaya. 650 $'a hatta daha ucuza bu bok ülkeden california'ya gidiş dönüş uçak bileti alabilirsin. (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) bileti aldın bitti mi hayır. şimdi başını koyacak bir eve ihtiyacın var. hemen şu tarz sitelerden ev arkadaşı arayanlar evini odasını kiraya verenleri araştır. sosyal medya üzerinden iletişime geç bir şekilde ve anlaşmaya çalış. bunu ingilizcesi iyi ve daha önceden amerika'da bu deneyimi yaşamış insanlardan yardım alarak türkiye'de yapabilirsin. veya bunun gibi öğrenci yurtları 'dan rezervasyon yapabilirsin. yurt ev oda ortalama 400 $ - 700$ arası kaliteye bütçene göre bulmaya çalış. çok güzel veya çok yakşıklıysan sosyal medyadan gideceğin şehirdeki insanlara yazabilirsin herşey bedavaya gelebilir. sosyal medyadan manita yapma yeteneğine sahipsen amerikan rüyasını çılgınca yaşayabilirsin. sonra evi de ayarlayınca herşey çözülmüş oluyor. amerikalı çevre edinmeye çalış. yerelleşmeye çalış. vize tamam uçak bileti tamam ev tamam artık bundan sonrası sen ve amerika daha fazla spoiler vermek istemiyorum. tek tavsiyem kısa süre orada kalacaksan (bkz: yes man)
çok yakında (bkz: amerika'da iş bulmak), (bkz: amerika'da evlenmek) başlıklarında görüşürüz.
işte bu deneyimi size bir tık öteden anlatacağım
amerika'ya gitmek hayal değil kanka.. durumu bir tık iyi edersen sende los angeles'a gidip beverly hills pankartının önünde resim çekebilir. santa monica beach'te check in yapabilirsin. las vegas'ta kumardan para vurup o paranın yarısıyla vegas'ta limo kiralayıp 2 gr kokain ve iki güzel manita artık meşrebine göre gay lezbiyen mazoşist sadist her türlüsü var takılır. kalan parayla da san diego'da cigaranın dibine vururken beachlerde takılabilirsin.
şimdi güzel insan sana oraya nasıl gideceğini söyleyeyim. bu güzel hayalini betimlediğin hayat o kadar da basit değil. vizesi var, konaklaması var, uçak bileti var bunlar hep para!! ve senin oraya tek başına gitmeyi başaramayacağını bilen benim gibi bir kaç kapitalist kapanlarını açmış seni bekliyorlar. ama bugün kafam güzel olduğu için sana oraya gitmenin kolaylıklarından bahsedeceğim ve sende umarım bunları okuyup amerika'da kafan güzelken bir nefeste benim için içersin.
vize almak için amerika, senden oradaki bir dil okuluna kayıt yaptırmış olmanı bekliyor. elinde bunu kanıtlayıcı şekilde ifade eden bir öğrenci belgesi (bkz: i20 belgesi) olması lazım. bunu yapmak çok basit butik çalışan firmalarla iletişime geç veya gideceğin okulda okuyan bir türk bul sosyal medyadan sen büyük bir stalkersin. instagram konumlarından hastaglerden okulun sosyal medya takipçilerinden bulabilirsin. onlardan rica et sana pasaportum fotoğrafını ve banka mektubunu mail olarak göndersem kaydını yapar ve kayıt belgesini yanında getirir misin ? bu size minimum 75$ dolar kar ettirir. yada butik firmadan bu belgeyi 75$'a alabilirsin. sonra bu belgeyle birlikte konsolosluktan vize randevusu alman gerekiyor. (bkz: ds-160 formu) gibi ayrıntılı bir form doldurman gerekiyor bu form çok önemli her bilginin tutarlı olması gerekiyor güvenilir bir imaj vermen gerekiyor. işin var mı ? sigortan var mı ? öğrenci misin? v.s güven verici bilgileri önemsiyorlar başına bela olacak birini almak istemiyor ülkesine adamlar bu kadar basit.
öğrenci olmak en büyük avantajın öğrenciye yarının insanlarına çok güveniyorlar. özellikle yüksek lisans falan yapıyorsan işin çok kolay. formu doldurup iki hafta içine sana randevu veriyorlar bunun için amerika'ya 360$ ödeme yapıyorsun bunu konsolosluğun web sitesinden online yapıyorsun. bunun 160$'ı vize ücreti 200$ servis ücretidir. vize mülakatına giderken güven verici belgelerinizi yanınızda götürün üstünde isminizin yazdığı bütün resmi belgeleri toplayın. eğer güvenilir bir insan tipine sahipsen ve kendinden emin cevaplar veriyorsan hiç birini sormaycaktır. ama sen yinede götür herhangi bir çarpıcı duruma karşı gardını almış olursun. bir şeyleri kanıtlamanı istedikleri zaman belgen elinde olsun. mülakattan hemen sonra vizeniz onaylandı kağıdını lanet federaller sana söylediği andan itibaren, yüzündeki hafif brad pitt gülümsemesi bundan sonraki hayatının nasıl olacağı ile alakalı spoiler verecektir bazı insanlara. bittimi bitmedi. şimdi uçak bileti çözmen lazım.
türk firmalarını tercih etme ettirme. pahalı amk git gel 1300$ bilet mi olur. kanımızı içiyor şerefsizler. alanları da anlamıyorum. gidip ingiliz kraliyet ailesine mensup british airways gibi firmalarla (bkz: lordlar kamarası)'nda takılmak varken ne gerek var (bkz: thy)'den bilet almaya. 650 $'a hatta daha ucuza bu bok ülkeden california'ya gidiş dönüş uçak bileti alabilirsin. (bkz: türkiye'den siktir olup gitmek) bileti aldın bitti mi hayır. şimdi başını koyacak bir eve ihtiyacın var. hemen şu tarz sitelerden ev arkadaşı arayanlar evini odasını kiraya verenleri araştır. sosyal medya üzerinden iletişime geç bir şekilde ve anlaşmaya çalış. bunu ingilizcesi iyi ve daha önceden amerika'da bu deneyimi yaşamış insanlardan yardım alarak türkiye'de yapabilirsin. veya bunun gibi öğrenci yurtları 'dan rezervasyon yapabilirsin. yurt ev oda ortalama 400 $ - 700$ arası kaliteye bütçene göre bulmaya çalış. çok güzel veya çok yakşıklıysan sosyal medyadan gideceğin şehirdeki insanlara yazabilirsin herşey bedavaya gelebilir. sosyal medyadan manita yapma yeteneğine sahipsen amerikan rüyasını çılgınca yaşayabilirsin. sonra evi de ayarlayınca herşey çözülmüş oluyor. amerikalı çevre edinmeye çalış. yerelleşmeye çalış. vize tamam uçak bileti tamam ev tamam artık bundan sonrası sen ve amerika daha fazla spoiler vermek istemiyorum. tek tavsiyem kısa süre orada kalacaksan (bkz: yes man)
çok yakında (bkz: amerika'da iş bulmak), (bkz: amerika'da evlenmek) başlıklarında görüşürüz.
Yazarın kısa hikayelerinden uyarlanan harika bir bilimkurgu serisi. Black mirror yokluğunda ilaç gibi geldi. Üzgünüm canım sen de senelerce bekletme.
"son zamanlarda yaşanan olaylar, abd hükümeti'ni, türkiye cumhuriyeti hükümeti'nin abd misyonunun tesisleri ve personelinin güvenliğine ilişkin taahhütlerini yeniden değerlendirmek zorunda bırakmıştır. söz konusu değerlendirme sürecinde, büyükelçiliğimiz ve konsolosluklarımıza gelen ziyaretçi sayısını en aza indirgemek amacıyla, şu andan itibaren geçerli olmak üzere, türkiye'deki tüm abd diplomatik misyonlarındaki göçmen olmayan vize hizmetleri askıya alınmıştır"
kaynakça
kaynakça
iki efsaneye konu olan istanbul'daki roma yapısı.
eski olanı roma'dan günümüze ulaşmıştır.rivayet odur ki ; her kim sevdiceği ile kuleye çıkarsa , onunla izdivaça erermiş fakat çiftlerden birinin daha önce başka biriyle kuleye çıkmamış olması gerekli.
osmanlı'dan günümüze gelen ise ; kız ve galata kulesi'nin aşkı. hatta hezarfen ahmet çelebi'nin , uçarak galata kule'sinin aşkını , kız kule'sine mektuplarla taşıdığı rivayet edilir.
ayrıca rahmetli şairlerimizden ümit yaşar oğuzcanın oğlu vedat oğuzcanın intihar ettiği yerdir.
eski olanı roma'dan günümüze ulaşmıştır.rivayet odur ki ; her kim sevdiceği ile kuleye çıkarsa , onunla izdivaça erermiş fakat çiftlerden birinin daha önce başka biriyle kuleye çıkmamış olması gerekli.
osmanlı'dan günümüze gelen ise ; kız ve galata kulesi'nin aşkı. hatta hezarfen ahmet çelebi'nin , uçarak galata kule'sinin aşkını , kız kule'sine mektuplarla taşıdığı rivayet edilir.
ayrıca rahmetli şairlerimizden ümit yaşar oğuzcanın oğlu vedat oğuzcanın intihar ettiği yerdir.