Bunaldık ve sıkıldık.. İçimdeki seyyah artık körelmeye başladı.. Benim listem;

1- Muğla Köyceğiz
2- Trabzon Uzungöl
3- Balıkesir Cunda
yapay zekanın kişilerin davranışlarının tekrar etmesi dolayısı ile bir "patern" yaratması ve birbirine bağlama yeteneği olduğunu hasbelkader biliyoruz. peki buradaki yapaylık nerede? bildiğin insan davranışının kopyasını alıyor ve evirip çevirip bize satıyor. bunun da adına yok algoritma yok makina öğrenmesi vs diyoruz. boş versene sen! az et de koy türlü olsun yemeğin adı bari?
bu "zeka" düpedüz bizim çiğnediğimiz sakızı yepyeni bir şey gibi önümüze sunan bu uygulamadır ve kopyadır kardeşim! zeka da olsa bir çeşit araklamadır, karbon kağıdı ile sonuç almadır. bir diğer deyişle insan ne yapar bir şeyler eder, bu arkadaş bilgiler kümesini izana sokar. binaenaleyh yeni bir şey çıkarmaz, çıkaramaz.

işbu entry yapay zeka teknolojisine bok atma manasında yazılmamış olup teknolojiye verilen ismi yerden yere vurmak suretiyle eleştirmektedir.
Bu başlık altında eksik bilinen şeyleri yazacağım zaman zaman diye umut ediyorum. ilk olarak ise:

Hollanda'nın küçük coğrafyasına rağmen tarımda dünyanın en iyi ülkelerinden birisi olması sizi de şaşırtıyor değil mi? Evet, şaşırmakta haklısınız çünkü bize bilinçli olarak eksik anlatılıyor.

Hollanda'nın sahip olduğu topraklar ile dünyada tarım lideri olmasının şu an için bilimsel olarak bir imkanı bulunmamakta ancak nasıl oluyor da tarımda lider oluyor? evet aklınıza gelmedi ancak söyleyeyim, siz nasıl ev, tarla ve araç kiralayabiliyorsanız devletlerde kiralayabiliyor. 2016 yılındaki verilere göre hollanda tam olarak 1.700.624 hektar toprak kiralamış bulunmakta. Bu diğer ülkelerdeki kiralamış olduğu alanlarda yapmış olduğu tarım ile tarımda zirvelerde olan hollanda, aslında küçük bir alan ile büyük bir tarım ülkesi olma iddiasından çok uzak. Kısacası hollanda kendi ülkesindeki toprakların yaklaşık 409 katı büyüklüğündeki kiralamış olduğu topraklarda yapmış olduğu tarım ile bu kadar başarı sağlayabiliyor tarım sektöründe.
sevgili gezginimizin çoğu tespiti için sadece şunu söylüyorum:

-bu neçe bir tespittir üstad.

Severek takip ettiğim yazardır.
dün gece yayınlanan karar ile elektrikli araçlara gelen ötv artışıdır. başka ülkelerde, elektrikli ve çevreci araçlar için ek vergi indirimleri, teşvikler söz konusu iken, bizde lüks ve zengin oyuncağı olarak görülüp, son dönemlerde satışlarının da artması ile birlikte gözden kaçmamış, ooo bunlar çok satıyor, bunlara da azcık vergi, denilerek, revize görmüştür.

"resmi Gazete'de yer alan yeni karara göre ise sadece elektrik motorlu araçlardan alınan özel tüketim vergisi, “motor gücü 85 kW'yi geçmeyenler için yüzde 3'ten yüzde 10'a, 85 kW'yi geçen ancak 120 kW'yi geçmeyenler için yüzde 7'den yüzde 25'e, 120 kW'yi geçenler için ise yüzde 15'ten 60'a” yükseltildi."

2021 elektrikli araç ötv zammı - volvox-XZQCa
Bugün saçımı kestirmek için Kadıköy’e gittiğimde yaşadığım şeydir. Ulan ya 3 kere biber gazı yedim sadece birinde eylemdeydim o da 8 mart eylemiydi zaten. Ki onda da hiçbir gerekli neden yokken atmışlardı. Ne tür bir fantezi bu? Her eylemde biber gazı kullanmadan duramıyor mu bu polisler? Cidden yerli yersiz atmasanız mı diyorum şunu? Protesto bir insan hakkıdır! Bunun farkına varın artık.
Sözlüğümüzün entryleri ilgimi çeken yazar ve adminidir. Star trek hastası biri olarak aklıma ilk gelense “ışınla beni scotty” repliğidir.
bütünüyle politik bir kararla 2 yıl hapis cezasına mahkum edilen, putin muhalifi rus lider.
yolsuzluk teşhirleriyle gündeme gelir. liberal, milliyetçi, popülisttir.
başlığın tam hali "bir gün öncesinde saray'ın bahçesinde elektrikli otobüs ile gezinti sırasında elektrikli araçlar sektörün geleceği diye demeç veren iktidar partisinin ve ülkenin başkanının ertesi gün hiç bir şey olmamış gibi elektrikli araçlarda özel tüketim vergisini 4 kat artırması" olacaktı. (bu kadar uzun başlık da çüş deve olurdu zaten)

türkiye'ye özgü bir durumdur, "bu topraklarda vergi yetişir" anlayışı bu düşüncenin temel pirensibini oluşturur. ülkede gelecek görüyor musunuz sorusuna olumlu cevap vermeyi maalesef imkansız hale getirmektedir.

genel anlamda elektrikli araca binmek lüks müdür değil midir inanın bilmiyorum. kyoto protokolüne göre 5 km altında olan her mesafeye yürüyerek gidilmesi salık verilirken bizim milletin bugün her yere şahsi araç ile gitmesi gerçeği bir köşede dursun, elektrikli araç da alsanız gelecekte de terinizin son damlasına kadar vergiye çalışacaksınız mesajı verildiği aşikardır.

son söz: ülkemi seviyorum fakat ülkeme inanmıyorum. bunu bana hissettirenler utansın.