cyrano de bergerac adlı klasik romanın uyarlaması tiyatro eserindeki tirat kısmıdır.

rüştü asyalı seslendirmesiyle ilgilenenler için (url: https://www.youtube.com/watch?v=U5xUAGeds6I

sözleri için:

"ne yapmak gerek peki?
sağlam bir arka mı bulmalıyım?
onu mu bellemeliyim?
bir ağaç gövdesine dolanan sarmaşık gibi
önünde eğilerek efendimiz sanmak mı?
bilek gücü yerine dolanla tırmanmak mı?
istemem!
herkesin yaptığı şeyleri mi yapmalıyım le bret?
sonradan görmelere övgüler mi yazmalıyım?
bir bakanın yüzünü güldürmek için biraz şaklabanlık edip,
taklalar mı atmalıyım?
istemem! eksik olsun!
her sabah kahvaltıda kurbağa mı yemeli?
sabah akşam dolaşıp pabuç mu eskitmeli?
onun bunun önünde hep boyun mu eğmeli?
istemem! eksik olsun böyle bir şöhret!
eksik olsun!
ciğeri beş para etmezlere mi "yetenekli" demeli?
eleştiriden mi çekinmeli?
"adım mercuré dergisinde geçse" diye mi sayıklamalı?
istemem!
istemem! eksik olsun!
korkmak, tükenmek, bitmek...
şiir yazacak yerde eşe dosta gitmek.
dilekçeler yazarak içini ortaya dökmek?
istemem! eksik olsun!
istemem! eksik olsun!
ama şarkı söylemek, düşlemek, gülmek, yürümek...
tek başına...
özgür olmak...
dünyaya kendi gözlerinle bakmak...
sesini çınlatmak, aklına esince şapkanı yan yatırmak...
bir hiç uğruna kılıcına ya da kalemine sarılmak...
ne ün peşinde olmak, para pul düşünmek,
isteyince Ay'a bile gidebilmek.
başarıyı alnının teriyle elde edebilmek.

demek istediğim asalak bir sarmaşık olma sakın.
varsın boyun olmasın bir söğütünki kadar.
yaprakların bulutlara erişmezse bir zararın mı var?

- dök içindeki öfkeyi dostum ama benden saklama seni sevmediğini.
- sus... "
ekşisözlük'te yazar olanlar ya da yazar olmak isteyenler bilirler. ekşi'de üyelik oluşturduktan sonra yazar olabilmek için sıraya alınırsınız. sıranız her gün sisteme giriş yapmanıza ve girdiğiniz entryler doğrultusunda değişir. yıllardır ekşisözlük okuyucusu olsam da hiç yazar olmayı düşünmemiştim. ta ki 4 ay öncesine kadar. bu geç kalınmış hareketle yazar olmaya karar verip üyelik oluşturduğumda kendimi 36bininci sıralarda buldum. düzenli olarak entry girip elimden geldiğince aktif olmaya çalışsam da sıram 28binle 34bin arasında sürekli değişiyor. bu sıra sürekli değişirken insan bir adım daha yaklaştım iki adım daha geriye düştüm diye kendi kendine sayıklanmaya başlıyor. aramızda benim gibi ekşisözlükte çaylak acısı çekenler varsa buyursunlar.
Bir konuda yapılan açıklamayı, yanlış algılayıp, duyarlılığını çok yanlış konuda kullanma eylemidir. Genelde uğraşma, eğlence baabında, kimseyi yermeyen veya varolmayan bir gruba yapılan, ithamı yapanın da ciddi olmadığı durumlarda yaşanır. Gereksiz duyarcıların sizi bulmaması dileğiyle.
başrollerinde buğra gülsoy ve özge özpirinçci'nin oynadığı
kızın hastalığını bir türlü çözemediğim yeşilçamvari vizyon filmi
ekşi sözlük’ün ne duruma geldiğinin kanıtıdır.

danla bilic denen vasıfsızı konuk edecek kadar ne yaşadın be ekşi?
günümüz kızlarının içinde bulunduğu durum. ya bunu candice swanepoel yapınca oluyo tamam ona sözüm yok ama instagram kezbanları yapınca olmuyo be kardeşim. seksi değilsen zorlama kezban tribi seninki. bi gülme geliyo bana.
gezgin belgesellerinde; gezginlerin kendi hikayeleri noktasında bir çok noktaya parmak basılıyor. ancak izleyici insanların (bizlerin) merak ettiği soruların cevaplarını bulduğumuz hiç bir belgesel yok. (veya ben bulamadım.) siz olsaydınız hangi soruları sorardınız? veya nasıl cevap verirdiniz?
ülkece yaygın olan lise okuyan çocuklardan tutupta prof.dr kadar insanların entryleri sohbet ortamında konuşulan bir sözlüğün nasıl olurda insanlar arasında ayrımcılığa yada iyi ver kötü insan konumuna düşürmüştür bu nasıl bir düşünce anlayaşıdır. 1martta ekşi sözlüğüme girip iki başlığı görüp tamam benim için ölmüştür diyip beddua okudum lütfen bu durumları aşalım arkadaşlar.
bu tamamen bir gözlemdir, doğru olabileceği gibi yanlış da olabilir. 10 seneyi aşkın bir süredir sıkı bir ekşi sözlük okuyucusuyumdur. 4-5 sene önceki entry'leri hatırlayınca son aylarda o kadar netleşti ki, iktidar partisine karşı yazılan eleştirel entry'ler sansürleniyor hissine kapılıyorum. zaten geçenlerde bir entry'nin başlığını editörler değiştirdi. diğer açık eleştirel başlıklar ise hemen arka plana atılıyor. bir grup yazar tarafından hemen karşı cevaplar veriliyor. ekşi'nin sahibi bu siteden çok ciddi bir para kazanıyor, dolayısıyla dertsiz başıma iş mi alacağım diye düşünebilir. sonuçta adamın malı. istediği gibi sitesini yönetir. eleştiriden ziyade bir tespit benimkisi. deneyimi olan varsa paylaşsın. izlenimim bu yöndedir.