benim 3 kız yeğenimden en ufak olanının yaşadığı ikilem.
köftehor hem zart diye osuruğu salıyor hem de çıkan ses güvensiz ortam yarattığı için ağlamaya başlıyor. yok kuzum sen yapmadın, hariçte atom bombası atıldı!
ebeveyn olmak zor zanaat, olana muvaffakiyet dilerim.
bugün yaşadığınız sorunların temelinde atalarımızın yaşadığı travmaları taşıyan genlerimizin olabileceği ve cevabını bulamadığın davranışlarına ve kendini daha iyi tanımaya dair ipuçları sunan kişisel gelişim kitabı. yazarı mark molynn'dir.
hipermetrop olduğunu düşündüğüm masal kahramanı. Bir göz doktoruna görünmesi şart. Yavrucağım hiç okulda görme testi yapmadılar sana? Göz var izan var lütfen ama.*
genelde içerken sosyalleşenlerdenim. turist olarak gittiğim yerde insanlarla tanışıp arkadaşlık kurduğum oluyor. tabi ilgi alanıma karşı cins (bkz: kadınlar) girince genelde bu sohbet arkadaşlığa onlarla birlikte dönüşüyor. ihracat yapan bir firmada olduğum için de çoğu zaman iş dolayısıyla farklı kültürden insanlarla arkadaşlıklar kuruyorum.
sosyal medyayı da kullananlar var tabi ama yurtdışında tanışmalar türkiyedeki gibi önyargı ve soğuklukla karşılanmadığı için yüzyüze tanışmalar daha iyi ve kolay geliyor bana. sadece içerek değil içmeden de sosyalleşip tanışmak isterim, bunu da deneyeceğim :)
sadece karşı cinsle değil kendi cinsimle de tanışmak ve arkadaş olmak isterim tabi eş-cinsel ön-yargısıyla yaklaşılması muhtemel olur diye de kaygılanmıyor değilim.
yapmaktan da dinlemekten de keyif aldığım bir husustur bu. sizler yurtdışından insanlarla nasıl tanışıyorsunuz?
sümüğünü yalayan altına işeyen ve sürekli bir kaosun olduğu ve kare kare aklında kalan anılar. konuşmaya başladıktan sonra arkası geliyor. hele birde kafalar hala uyuşuyorsa pırıl pırıl tadından yenmez.
Dünyanın 8. harikasıymış gibi bahsedilen gölyazıya gitmeden önce araştırma yaparken karşıma çıkmış kibarca burada bir halt yok sırf burası için gelmeyin şeklindeki yazısıyla üç kuruşluk öğrenci bütçemi heba etmememi sağlamış insaflı blogger.

Bir arkadaş grubumdan da benzer yorumu alınca kocaman bir eyvallah demişimdir kendisine.
anadolu programlarında yediği her şeyi beğenen abarta abarta anlatan yerel kanal sunucusu gibi gittiği her yeri süper süper diye yorumlayan bloggerlara kılım.
Oitheblog dan sonra takip ettiğim 2. blog kendisinindir.



milli eğitim bakanlığının açıklamasına göre: korona virüs salgını nedeniyle devam edilemeyen 2019-2020 eğitim öğretim yılının geri kalanının telafi eğitimi milli eğitim bakanlığına bağlı resmi okullarda 31 ağustos 2020'de başlayıp 3 hafta sürecekmiş.

kaynak
Covid-19 sebebiyle tam 87 günlük bir aranın ardından bu akşam Fenerbahçe - Kayserispor ve göztepe - trabzonspor maçları ile kaldığı yerden devam ediyor. kalan 8 haftada sıkıştırılmış maç programı ile takımlar maçlarını tamamlayacak, küme düşen takımlar ve şampiyonluk belirlenecek.