Couchrail'de sadece kadınların açtığı postlara yazan, foodrail'de sadece kadınlara yemek ısmarlayan, yardımrail'de sadece kadınlara yardım eden ve yurt dışında kız düşürme teknikleri başlığında toplanmış olması muhtemel sığırlar topluluğudur.

Grupta sayıları artmaktadır. Kadın postlarına gelen beğeni ve up sayısı buna gayet yeterli bir kanıt.

Peki neden ve nasıl artıyor? Gruba referanssız doluşturulan insanlar yüzünden mi mesela? Veya saptanıp atılmayan sığırlar yüzünden mi?

Neyse.
İyi bi tavsiye istiyorsanız: ağlayın. bişey elde etmek, karşı tarafı ikna etmek için göz yaşlarınıza sığının. Böğürerek değil tabi, sessizce ve masumca. unutmayın ki başarıya giden yol ajitasyondan geçer.
Simdi buraya olumsuz ama gercek birsey yazacam kindar ve yarasi olan yazarlar eksiye bogacak ama dogrular soylenmelidir.

Simdi turkiye cinselligin afrika'si olan ulkelerden biri oldugu icin rus hatunlarini goren er kisilerimiz iclerine dusuyorlar. Hele rus hatunlar sex isciligi yapiyor iseler en cok kakizladiklari ulkelerden biri de turkiye oldugundan mutevellittir diye dusunuyorum.

ve yerme bir yana diger husus Rus erkekleri genelde ictiklerinden ve kadinlarina kotu davranma ve yahut nufus cok oldugundan deger vermeme olaylari mevcut. Ama bizim erkeklerimiz oyle mi?! El ustunde tutuyorlar o yuzden..
Son zamanlarda dikkatimi çeken hadise. Tamam anlarım hafif bir fitlik güzel durur ama yumru yumru sixpackler nedir be ablacım. Boks ringine mi çıkıcan. İnstagramda takipçi kasıcam diye ne yapacağınızı şaşırdınız.
iyi ve kötü günde yanında olmaktan korkmayın bu kocaman +1
ciddi değilseniz,ilişkiye başlamayın
seviyorsanız,söylemekten korkmayın
sarılın,bol bol
fırsat buldukça beraber uyuyun
birlikte zaman geçirin
zannımca etrafımızda ülkemizde bolca bulunan kadınlardandır, (öncüleri arasında da eşim olmalı)

kendince bir güzelliğin tabii olarak söz konusu (az veya çok güzelsin) ve gerek yakıştırdığın için, gerekse çalıştığın yerdeki kurallardan ötürü ya da hem cinslerinin baskısından! makyaj yapma eğilimindesin. bununla birlikte ya yapmayı bilmiyorsun (kuvvetli ihtimal) ya da makyaj malzemeleri cildine zarar veriyor (cilt alerjik reaksiyon da gösteriyor olabilir) sonuç olarak bu yaptığın şey sana yakışmıyor!

daha açık yazmak gerekirse; makyaj malzemeleri için harcadığın para, bunları uygulamak için uğraştığın zaman ve cildine uyguladığın petrol türevi maddeler sonucunda güzelliğini azaltıyorsun ve daha kötüsü var olandan çalıyorsun. hele bazı hanımefendiler kendini makyaj yaparak daha yaşlı gösteriyor ki onlara hiç girmiyorum bile.

ez cümle; hanımlar güzelsiniz hoşsunuz da ayna karşısında yanlış varsayımlarda bulunabiliyorsunuz. bu da bunlardan biri ve belki de en önemlisi.
var olduğunu gözlemlediğim insanlar kümesidir. hele ki platform topluklu ile yürüyenler (pardon yürüyemeyenler) var ki onlara yorum dahi yapamıyorum.

nasıl desem bir çeşit emme basma tulumba gibi yürümeye çalışan kadınlar kendileri. hani karda/buzda yürürken kıç üstü düşmemek için öne doğru meyledersin ya kendini, bu arkadaşlar topuklu giydiklerinde daima surette bu şekilde öne doğru eğilerek yürüyorlar.

kısa boylu olursun canımsındır, kimseyi boyu kısa diye yargılamıyoruz. giy babetini düz taban ayakkabını, kendini de yorma bizi de.
sertaç aradı. "abi çok kötüyüm bestekar’a gelsene içiyorum" dedi. "ne oldu lan kaçkın" diye sordum. "çabuk gel oğlum çok kötüyüm" dedi. telefonda biri açıklama yapmıyorsa ve sadece çabuk gel diyorsa o iş ciddidir. atladım bestekar sokakta bir kısım insanın koptuğu, bir kısım insanın etrafa kesikler attığı bir mekana girdim. şu ayakta sığır gibi dinelerek yapılan eğlence anlayışını da bir türlü anlayamam. belki bel fıtığım olduğu 10 dakikada kıçımın sağ lobuna kramp girdiği için olabilir bilmiyorum. ayakta içki içen kış günü beyaz badiler giymiş sıfatsızlar, sürekli telefonuyla ilgilenen bol makyajlı kızlar bi de bel fıtıklı ben. kısacası leş ve sıkıcı bir ortam. bu tip ortamlarda konuşarak kimseyi etkileyemezsiniz; bu duruma da gıcık olurum. eğer klasik bir türk erkeğiyseniz olmayan tipinizi müzik sesi alçak olan mekanlarda çok eşsiz bokum gibi muhabbetinizle bir nebze kapatabilirsiniz. nasıl kızlar suratındaki lekeleri fondöten ile kapatıyorsa erkeğin fondöteni de muhabbetidir. zaten bir erkek bir kadına "ya o mekan çok gürültülü konuşabileceğimiz daha sakin mekanlara gidelim" diyorsa o erkek tipsizdir, dans edemezdir, iğrenç bir heriftir ama iyi baba olur ondan.

en büyük hayalim bir bara ellerim havada dans ederek çeçeçerereçeçe diyerek girmektir ama bir hayalim daha gerçekleşmeden kalabalığın arasından sıyrılarak sertaç’ı buldum. iğrenç bir ayyaş gibi tek başına içiyordu. hemen atladım üstüne omzunu sıktım. noldu lan diye sordum. "kanka ezgi beni terk etti" dedi. hiç sevmediğim bir ortamda hiç sevmediğim bir muhabbetin içindeydim. insanların aşk acısı çekmesini anlayamıyorum gerçekten bu nedenle ah be sertaç keşke emmin ölseydi de daha mantıklı bir üzüntü üzerine dertleşseydik diye içimden geçirdim. yuvarlak laflar etmeye hemen başladım. "kanka sana kız mı yok; önümüzdeki maçlara bakarız; etrafa baksana her yer karı kız meh meh". sonra sertaç anlatmaya başladı. insanları genelde dinlemem hep dinlermiş gibi yaparım. sertaç'a da öyle yaptım bana ne lan ezgi'den ayrıldıysa. birden çaprazımdaki sarışın çıtı pıtı kızı fark ettim. herkesin votka, malibu, jagermastır ve şapkalı kokteyl içtiği ortamda emekli maliye memuru edasında rakı içiyor; beyaz ve modern mobilyalarla döşenmiş bir evin salonunda bir ibrik gibi duruyordu. kız rakının dibine vuruyor, arkadaşları onu teselli ediyordu. arada bir alnını iki eliyle ovalıyordu. bir pavyon gülü gibi dertli görünüyordu.

böyle mekanlar on saat dıptıs dıptıs modunda şarkılar çalar arada da sılov şarkı çakarlar ki millet bir efkarlansın bu sayede içkilerini fondiplesinler. artık sılov şarkının vakti gelmişti. dj kabinindeki zengin kelli, dövmeli ve sarı bileklikli eleman verdi alttan emre aydın'ı. sertaç bir şeyler anlatıyordu hala; ben de yuvarlak laflarıma devam ediyordum ama gözüm çıtı pıtıdaydı. emre aydın hoşçakal dedikçe kız ağlıyor, ortamdaki kızlar onu teselli ediyordu. çıtı pıtı kendini rakıya vuruyor arkadaşları ona hüzünle bakıyordu. kadınlardaki bu terk edilince ortaya çıkan birlik ve dayanışma duygularını her zaman takdir ederim. teselliler, kusmaya götürmeler, zorla kahve içirmeler, dışarıya götürüp sarhoş ama terk edilmiş kankisine hava aldırmalar bunlar gerçekten samimi hareketler gibi geliyor bana. bu tip dayanışma erkeklerde pek görülmez. bir erkek kusarsa tiksiniriz biz mesela; ya da heyvan gibi sarhoş olursa arkasından "pezevenk sabaha kadar esir aldı" diye söveriz.

müşteriler fondip yaptıktan ve yeni içki siparişi verdikten hemen sonra dj "içerim ben bu akşam" şarkısını alttan verdi. beyaz badiler ve bol makyajlılar ellerindeki içkileri havaya kaldırıp "içerim ben burdaaa bu akşaaaaam" diye hep beraber şarkıya eşlik etmeye başladı. gözüm çıtı pıtıya takıldı. rakıyı havaya kaldırmış mutlu bir şekilde şarkıya eşlik ediyor kankileri ile hoppidi hoppidi zıplıyordu. yanına da beyaz badili bir eleman şimdiden bir sırtlan gibi sokulmuştu. sertaç uyuzuna baktım hala anlatıyordu hiç “içerim ben bu akşam coşkusuna” dahil olamamıştı ve aşk acısından ölmek üzereydi. bana döndü "abi ben bu kızları anlamıyorum" dedi. sonra ben de çıtı pıtıya baktım coştukça coşuyordu. daha 10 dakika önce hayatın bütün acımasızlıkları, zalimlikleri kendisinin başına gelmiş gibi davranıyordu ama şimdi o kefenim sağlam diye tepinip beyaz badili adama sokuluyordu. biramdan bir yudum aldım; "kanka ben de anlamıyorum hakikaten bu arada cüzdanımı evde unuttum lan biralar senden ha" dedim.