gezgin olarak hissedilen ilk anlar

/ 11
çıkalım yola demiştim yanımdaki arkadaşıma, ne çadır var ne cepte para ama neden dedi
yaşadığımı hissetmek için diye cevap verdim ve otostopla Antalya'nın bilmem neresinde birgün parkta bir gün sahilde ve birgünde cami avlusunda kimseden habersiz dışarda yattığım zaman anladım..
bolu kampından dönüşte okul çantama bağladığım mat ve uyku tulumuna metrobüste herkesin baktığını hissettiğim o an ben gerçekten gezginim yaa diye bir tribe girmiştim bi kaç saniye, ama gerçekten öyleyim.
Bursa Mustafakemalpaşa'da gece dört buçuk saat yürüdükten sonra otoban kenarına attığım çadırın içinde farkettiğim ve fazlaca hissettiğim durum
İnterrail durağımın ilk ayağı olan Paris'te havaalanına indikten beş dakika sonrası. Evimden binlerce km uzaktaydım bi anda karnım kelebeklendi ajajaja özgürüz diye bağırmıştım
çin’de ücra bir mahallede üç dört küçük çocuğun aralarında gülüşerek ve beni annelerine parmaklarıyla göstererek muhtemelen “aa anne bak yuvarlak gözlü” gibi bir şey söyleyip beni seyrettiği, yanlarındaki ergenlik çağında kızın benimle fotoğraf çekilmek istediği an.
rock yıldızı gibi hissettirmiştir aynı zamanda.
Sehirlerarasi yolda nasil gidecegimi bilmedigim bir anda hisettigim yalnizlik hissi bir an sonrasinda tabiki tutkulu bir keyife donustu
Sezonu olmadığında Cunda’ya gidip hiç kimsenin olmadığı sokaklarda köpekler tarafından kovalandığım anda hissetim ilk.
İlk kez gittiğim ülkede, belki orada yaşayan insanların gitmediği köylerdeki, kasabalardaki insanlara selam verdiğimde. has ta sı yım!
/ 11