gezgin olarak hissedilen ilk anlar
kübadaydım. uzunca bir uçak yolculuğu sonrasında havanaya inmiş, hostelime yerleşmiş, şehirde biraz turlamış ve hostelime dönmüştüm. kübada internet yoktu. vardı ama ben henüz nasıl bağlanacağımı bilmiyordum. hostelde kimse yoktu. yalnız başımaydım ve kübanın agresif kültürü üzerime üzerime geliyordu. ingilizcem çat pattı ve ispanyolca sadece poder fiilini birkaç çekimli olarak kullanabiliyordum. hostelimde yatağıma kıvrılıp 10-15 dakika kadar ağlamıştım. zor bir gündü.
dipnot: gezgin olarak değil, ilk yurtdışı tecrübemde hissettiklerimdir.
dipnot: gezgin olarak değil, ilk yurtdışı tecrübemde hissettiklerimdir.
insanın ruhunda biraz burukluk biraz huzur ve koca bir boşluk gibi hissedilen andır.
değişik bir tadı olmuştur herkeste. benim için o an son paramla ilk defa yalnız başıma tek yön bilet aldığım aydın otobüsü içindeki yolculuk anıdır. aklımda geri dönüş için hiçbir plan olmayan zamanda parasız bir gezmedir.
tabi sonra nasıl döndün derseniz sokakta gitar çalıp bilet fiyatını toplayarak aldım dönüş biletini. o zamanlar otostopa öcü gözüyle bakıyordum.
değişik bir tadı olmuştur herkeste. benim için o an son paramla ilk defa yalnız başıma tek yön bilet aldığım aydın otobüsü içindeki yolculuk anıdır. aklımda geri dönüş için hiçbir plan olmayan zamanda parasız bir gezmedir.
tabi sonra nasıl döndün derseniz sokakta gitar çalıp bilet fiyatını toplayarak aldım dönüş biletini. o zamanlar otostopa öcü gözüyle bakıyordum.
15 kiloluk sırt çantasıyla hodeidah şehrinin kavurucu sıcağında yaklaşık 5-6 kilometre yürüdükten sonra otostop çektiğim kamyonetin kasasında düşünmüştüm.
demek ki böyle böyle gezgin olunuyor demiştim.
demek ki böyle böyle gezgin olunuyor demiştim.