eskişehir
hep akrabalarımın yanına gidip arabayla gezdikten sonra geçen sene rock the city festivaline geldiğim şehirdir. arkadaşımla birlikte festivale bilet alıp gelmiştik. altımda araba olmadan gezip mahvolmuştuk. geri döndüğümüzde söylediğimiz ilk şey yürüyerek gezilecek kadar küçük diye bize kim demişti oldu.
şehir çok güzel. kimse kimseye karışmıyor. herkes kendi dünyasında ama biri yardım istediğinde herkes yardıma koşuyor.
-masal şatosu
-bilim müzesi
-karikatür müzesi
-parkları
-eskişehir sporlu taraftarları
-üniversite/ geçlik ortamları ile meşhurdur.
şehir çok güzel. kimse kimseye karışmıyor. herkes kendi dünyasında ama biri yardım istediğinde herkes yardıma koşuyor.
-masal şatosu
-bilim müzesi
-karikatür müzesi
-parkları
-eskişehir sporlu taraftarları
-üniversite/ geçlik ortamları ile meşhurdur.
(bkz: elbet bir gün)
Bana göre Abartılmış bir şehir. Evet insanların ve ortamın rahat olduğu belli, çoğu öğrenci. Ama turistik açıdan çok da beğendiğim bir şehir olmadı. Birkaç günde şehrin altını üstüne getirdim diyebilirim ki akşam 7den sonra gezme imkanım vardı, Yani bir günde rahatça gezilebilir. Döndüğümde toprağına kurban adana'm kimse senin değerini bilmiyor diyerek döndüm(*:swh) evet hoş ama o kadar. Gece hayatı zaten çok bana göre değil, şehirden ne beklediğinize bağlı biraz da. Belki de beklentim yüksek gittim o sebeple böyle düşünüyorum.
4 sene üniversite okuduğum şehir... Başlar, gelişir ve biter. En çok yeni gelen ve terk eden sever. Eski bir şehirde seneler geçer ve imgeler kalır geriye. Fakat öyle Sazova'da, Odun Evleri'nde falan değil. Ara sokaklarında, marketlerinde, çarşısında, tren istasyonunda, en çok da tramvay raylarında. Bazen dans eden kalabalığın tam ortasında ve bazen küçük bir evin penceresinde eskitilir zaman. Okul yolunu ve saniyelerin senelere dönüştüğü puslu mavi derslikleri de çıkartınca, bir kaç arkadaş, bir şişe şarap ve soğuk bir rüzgardan başka ne kalır ki hatırda...