çocukluğa dair en çok özlenen şey

/ 15
bir saat bisiklete binebilmek için yarım saat ağlayarak izin almaya çalıştığımız, o zaman için değersiz gibi görünen ancak bu zaman için kıymetli olan anlar.
okuldan geldiğim zaman hemen kendime yiyecek bir şeyler hazırlayıp televizyon karşısına geçip çizgi film (şirinler, hayalet casper veya tsubasa) hangisi varsa izlemek. sonra da koşa koşa atari salonuna gidip oyun oynamak ya da mahallede top oynamak. güzel günlerdi be.
reyting kaygısı olmadan çekilen orijinal diziler (yedi numara, ayrılsak da beraberiz gibi)
apaçisiz, sakin mahalle hayatı
gerçek domates tadı
içinden kocaman çekirdek çıkan gerçek salatalık tadı
ekmeğe sürülen salça tadı
kışları sobalı evinde okula gitmek için sabah zar zor uyanıp, pencereden baktığında 2 karış kar görmek, hele ki kahvaltı ederken izlediğiniz sabah haberlerinin alt yazısında okulunuzun tatil olduğu yazıyorsa iki kat mutluluğu yaşamak.. kahvaltıdan sonra iyice giyinip kuşandıktan sonra mahallede ki arkadaşlarınızın ziline basıp kardan adam yapmaya çağırıyorsanız mutluluğun kombosunu yaşıyorsunuz. çok özlüyorum o zamanları çok..
akşam ezanına kadar sokakta pestilini çıkardıktan sonra akşam metin2 keyfi.
Yan mahalle kavgaları, bulduğumuz boş arsada futbol maçları, alınan bir şeyi bir sürü parçaya bölüp yemek, sokakta az bütçeyle yapılan piknikler yaaa bir de 2002 Dünya kupası maçı vardı. onun o güzel heyecanı ve daha bir sürü şey..
Tasoları misketleri oyuncak araba alamadığı için babam kardeşlerimle şişeden yaptığımız arabaları nohut ekilen tarlarardan çalıp yedikten sonra helallik dilemeye gittiğimiz günleri özledim dağlarda özgürce dolaşmayı herkesin gözüme iyiymiş gibi görünmesini özledim
/ 15