#tüm you-may-say-i-m-a-dreamer entry'leri

Work n traveldayken sigorta işlemleri için bir gece önceden bi eve götürmüşlerdi benimle iki Romanyalı kızı. Ev az eşyalıydı ve kimse yoktu. Uzun arayışlar sonucu örtecek bi şey buldum ve o kadar üşümüştük ki üçümüz örtünün altında koyniş koyniş uyuduk. Tanımadığım iki kızın arasında çarşafsız yastıksız bir yatakta uyumak ilginç olmuştu.
En başta flam treni. Fiyortlar, doğa vs. Sonra eminönü balıkçılarından selahattin amca. Çünkü hep norveç uskumrusu getiriyordu bize. tüm norveç fantezilerimin anlamsızlaştığı yer..
Bir yere gidecekken ben vize peşinde koşarken annemin kraliçeler gibi takılmasına sebep pasaporttur. Çok kıskanıyorum.
gitmek görmek istediğim yeri festivali bir böceği vb her neyse kime hevesle anlatsam ya hiçbir şey ifade etmemesi ya da en fazla ‘sen ayarla ben eşlik ederim’ denmesi. ben de istiyorum ki en azından 2-3 kişi gezelim. beraber plan yapalım. paylaşalım anıları. ayrıca okulu bahane edenleri okudum, hiç anlamadım. ben en çok okul zamanı gezebilmiştim. amerika’ya bile gitmiştim -o konudaki cesaretime sonradan hayret ettim. üstelik baba parasıyla değil gayet çalışıp para biriktirerek. sonradan mezun olup işe girince çok kısıtlandım. çok az yer gezebildim. hatta okulu uzatsaydım keşke diye düşündüm. ama yakın zamanda atom fizik tedavisine de uzmanlığa da lanet olsun deyip yeniden gezmelere başlayacağım. beklemede kalın.